Cansu Yiğit

İsrail'e yakın Washington Enstitüsü, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin mart ayının son haftasında, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, İran, Bahreyn ve Umman'ı kapsayan Batı Asya gezisini ele aldı. ABD'deki Yahudi lobisine yakınlığıyla bilinen Enstitü'nün araştırmacısı Ilari Papa tarafından kaleme alınan makalede Çin Dışişleri Bakanı'nın gezisinin tesadüf olmadığı vurgulandı. Yazara göre, gezinin amacı şöyle: "ABD’nin Ortadoğu’dan çekilip HintPasifik’teki stratejik rekabete odaklanmaya çalıştığı bir dönemde, bölgenin Çin’in dış politikasında artan önemini vurgulamak ve bölge ülkeleri nezdinde Pekin'in cazibesini artırmak."

Yazar, gezinin ABD dış politikası açısından dikkat edilmesi gereken yönünü şöyle anlattı: "Pekin, 'yeni bir işbirliği tarzı' olarak adlandırdığı ülkeler arasında işbirliğinde iç politikaya karışmama prensibi ile, sistematik olarak ekonomik faydaları kullanarak Ortadoğu ile bağlarını güçlendirmeyi amaçlıyor. Wang’ın aşılara, enerjiye, ticarete, yatırıma, altyapıya ve teknolojiye yaptığı vurgu, Çin’in bölgedeki imajını ve güvenilirliğini güçlendirmeyi ve aynı zamanda bölge ülkelerinin iç işlerine müdahale eden diğer büyük güçlerden, yani ABD'den Çin'i ayırmayı amaçlıyordu."

GEZİNİN ÜÇ ANA TEMASI

Yazar, gezinin ABD politikalarına etkisi açısından temel kaygısını ise şu sözlerle ifade etti:

"Washington Wang’ın Ortadoğu girişimlerini modası geçmiş gibi görmek yerine, bu girişimleri ‘salam taktiği’ gibi okumalı. ABD'nin tepkisini kışkırtmadan, bölgede Çin'in gücünü artırmak için elverişli ortamı geliştirmeye yardımcı olan bir strateji. Kısacası, tıpkı ABD'nin HintPasifik'te Çin'in düşmanlıklarına karşı koymak için varlığını artırdığı gibi, Pekin de bölgedeki varlığını ve gücünü kademeli olarak artırıyor."

Makaleye göre Wang Yi'nin gezisinde üç ana tema öne çıktı: "İlk olarak Wang, Çin'in gelişen ülkelerin şampiyonu olduğunu ve ihtiyaç anlarında bir ortak olarak oynadığı rolü sürekli olarak vurguladı. Çin'e göre Pekin, Ortadoğu ülkelerinin ihtiyaçlarını diğer ortaklardan daha iyi anlıyor çünkü aynı 'Küresel Güney' geçmişe sahip.

"İkincisi, Wang, Pekin'in dış müdahalelere muhalefetini öne çıkardı. Örtülü olarak ABD'ye işaret ederek, 'Çin, bölgedeki ülkeleri, kendi bölgesel gerçeklerine uygun kalkınma yollarını keşfetmeleri için dış baskı ve müdahalelere karşı dayanıklı olmaya teşvik ediyor' dedi. Ayrıca onlardan büyük güçlerin jeopolitik rekabetinin gölgelerinden kurtulmalarını ve bölgenin sahipleri olarak çatışmaları ve farklılıkları çözmelerini önerdi.

"Üçüncüsü, Wang, Pekin'in Ortadoğu ülkelerinin Çin'in temel çıkarlarına saygı göstermesi, iç siyasete karışmaktan kaçınmasını istedi. Wang, 'Bir ülkenin insan haklarının durumu, diğer ülkelerden ziyade kendi halkı tarafından değerlendirilecektir' dedi, ardından 'Bazı Batılı ülkelerin sahip olduğu insan hakları görüşlerinin uluslararası perspektifi temsil etmediğini' savundu. Bu açıklama, ABD hükümetinin soykırım olarak gördüğü Pekin'in Uygur politikasını hedef alan Batı yaptırımlarının hemen ardından geldi."

BÖLGE İLİŞKİLERİNDE DENGE

"Wang'ın gezisi, Çin'in stratejik kazanımlar için çabalarken bölgesel ilişkilerini nasıl dengelediğini de gösterdi. Örneğin birbirlerine düşmanlıklarına rağmen hem İran'ı hem de Suudi Arabistan'ı ziyaret etti. İki devletli çözümden yana olduğu Filistin sorunununda iki ülke arasındaki görüşmeleri kolaylaştırmayı teklif etti. Çin, daha önce taahhüt ettiği gibi bölgesel anlaşmazlıklara fiilen karışmadan, olumlu rolünü yansıtmaya çalıştı."

ÇİN İLE ARAP BİRLİĞİ'NDEN VERİ GÜVENLİĞİ İÇİN İŞBİRLİĞİ

Wang Yi'nin Batı Asya turunda veri güvenliğine ilişkin işbirliği de gündeme geldi.

Ziyaretten bir hafta sonra da Çin ile Arap Birliği arasında veri güvenliği işbirliği girişiminin resmen başlatıldığı duyuruldu. CGTN'nin haberine göre, Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ma Zhaoxu ile Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hossam Zaki video konferans aracılığıyla bir görüşme yaptı. Görüşmede, ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine vurgu yapılırken taraflar dijital ekonominin hızla geliştiği bir ortamda veri güvenliği işbirliği girişimlerinin özel önem taşıdığı konusunda görüş birliğine vardı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de video konferansa mesaj yoluyla katılarak anlaşmanın önemini vurguladı ve tarafları tebrik etti.

ABD "Clean Network" olarak adlandırdığı program kapsamında güvenilmez olarak nitelediği Çinli şirketlere geçen yıl erişim kısıtlamaları getirmesi üzerine Pekin veri güvenliğinde küresel standartlar oluşturmak üzere yeni bir girişim başlatmıştı. Çin bu girişime katılan kurum ve kuruluşlardan ülkelerin veri yönetim düzenlemeleri, yargı yetkisi ve egemenliğine de saygı göstermelerini talep ediyor. Girişim ayrıca bilişim teknolojileri kullanılarak bir ülkenin yasa dışı yöntemlerle yabancı ülke vatandaşları hakkında bilgi toplamasının önüne geçmeyi amaçlıyor.

Aydınlık