Öztrak unutsa da arşiv unutmuyor. 'nin adamı  ile beraber Türk ekonomisini değil IMF'yi düze çıkardıklarını gösteren resmi yazışmalar devletin arşivlerinde duruyor.

İşte onlardan biri. Bakın Türkiye'ye maliyeti 60 milyar dolar olan ve 25 nın fona devredilmesiyle sonuçlanan o karanlık günlerde Öztrak Derviş ikilisi talimatları kimden alıyormuş? IMF'den 1,5 milyar dolar koparabilmek için sapasağlam durumda olan milyarlarca dolar değerindeki 4 bankaya el konulmasına nasıl razı olmuşlar? Ve o bankalar sonradan kimlerin eline geçmiş?

Merak edenler bu yazdıklarımızı Başbakanlık 'nun Haziran 2004 tarih 29/0493,R7 sayılı inceleme raporundan teyit edebilir. Hazırsanız başlayalım...

Tarih 2 Mart 2001.. Kemal Derviş, Türkiye'ye gelir. Aynı gün ekonomiden sorumlu üç bürokrat görevlerinden ayrılır. Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp ve  Başkanı Gazi Erçel emekli olurken, BBDK Başkanı Zekeriya Temizel istifa eder.

Ayrılan bürokratların yerine hemen yenileri atanır. BBDK Başkanlığına Engin Akçakoca, Hazine Müsteşarlığına Faik Öztrak, TCMB Başkanlığına Süreyya Serdengeçti atanır.

" Yeni bir dönem başlıyor" havasıyla IMF'nin verdiği tüm talimatlarının bir bir yazıldığı "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı" 14 Mart 2001 günü açıklanır.

İktidarın başı Bülent Ecevit görünse de direksiyonda Kemal Derviş Faik Öztrak ikilisi oturmaktadır.

Zararda olanların yanı sıra durumu iyi olanların da gözünün yaşına bakılmaz ve Türkiye'nin milli bankaları bir bir tasfiye edilmeye başlanır. IMF'nin adamları Türk çiftçisinin ve tarımının belini kırmayı da unutmaz. Derviş Öztrak ekibinin ilk icraatlarından biri tütün ve pancarda kotalar koymak olur.

Derviş her ağzını açtığında "Bundan böyle bankalarda hortumlama olmayacak" demektedir. Ancak niyeyse bankaları hortumlayanlarla ilgili hiçbir soruşturma açılmaz!

2001 sonunda kamu bankalarında batan kredilerin miktarı tam 4,5 katrilyondur. Bunun hesabını ne Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu ne de  Kurulu sormaz! Yolsuzluk dosyaları Savcılıklara sevk edilmediği gibi bu konuda izin vermesi gereken ilgili bakanlıklar da işlem yapmaz!

Bu sırada IMF ve Dünya Bankası adeta bir sömürge ülkesi gibi davrandıkları Türkiye'ye sürekli dayatmalarda bulunmaktadır. Sıra satılacak kurumlara ve tasfiye edilecek yeni bankalara gelmiştir. Kanunen açıklanması yasak olan dokümanlar nasıl olduysa IMF ve Dünya Bankası yetkililerinin elindedir.

IMF tasfiye edilmesini istediği milli bankaları isim isim bildirir. Derviş ve prensi tak diye verilen emirleri şak diye yerine getirir. Türkiye'nin IMF talimatları ile yönetildiğini gösteren o utanç yazışmaları ve epostaları Vakıfbank eski Genel Müdürü Hasan Kılavuz'un "Hortum Düzeni" adlı kitabından da okuyabilirsiniz.



Ve sonunda IMF'nin dediği olur. "Bankalara el koymazsanız bizden istediğiniz 1,5 milyar dolar krediyi unutun" mesajının Ankara'ya ulaştığı 9 Temmuz 2001 günü mali yapıları sağlam olmasına rağmen 5 bankaya daha el konulur. Çünkü IMF böyle buyurmuştur.

1,5 milyar dolarlık IMF kredisi için milyarlarca dolar değere sahip bankalar işte böyle batırılır. Bankalarda çalışan on binlerce insan işini kaybeder. Sonra ne mi olur?

Bütün bu soygun, hortum düzenine en üst düzey sorumlu olarak göz yumanlar belli bir zaman geçince size ekonomi dersleri vermeye başlar.

Bugün yaşadıklarımızın özeti işte budur…

Allahtan arşiv var da kimsenin yaptıkları unutulmuyor.

Zafer Şahin/Takvim