Nihayet baklayı ağızlarından çıkardılar.

İlk söyleyen Fox TV’nin sunucusu Fatih Portakal. Şaşırtıcı değil. Fox, doğrudan ABD malı, Walt Disney’in. Türkiye’deki tek Amerikan kanalı.

Ardından Halk TV ekranında zuhur etti. Planda, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin olduğu tahmin edilebilir. Fırsatını yakalar yakalamaz kullanacaklardır.

İMAMOĞLU DA HÜKÜMET BAŞKANI
“Yerel Hükümet” diyorlar. Bu durumda İmamoğlu da “Hükümet Başkanı” oluyor.

Ekrem bey, bir açıklamasında “Merkezi Hükümet” dediği zaman uyarmıştık. Habertürk’te Didem Arslan’ın programında tartışma konusu olmuştu. Prof. Ersan Şen itiraz etmişti, “Anayasa dili böyledir” diye.

Oysa İmamoğlu’nun kastı belliydi. “İstanbul, Ankara’dan yönetilemez” diyen bir zattan söz ediyoruz.

“Yerel hükümet” diyenleri teşhir etmek isteyenler, hemen Diyarbakır ve PKK hatırlatması yapıyorlar. Kavramın PKK’ya yol açtığını, eylemine meşruiyet kazandırdığını söylüyorlar.

PROJE UYGULANIYOR
Oysa bu, işin küçük kısmı. İmamoğlu’nun eyleminde bugün ve mevcut durumla ilgili tehditler bulunuyor. Salgını ve sonuçlarını kastediyorum.

Daha şimdiden neler yaptığına bakalım.

“Seçenek” bilim kurulu oluşturmaya kalktı.

En fazla bulaşın İstanbul’da olduğunu Bakan’dan önce açıkladı.

Sürekli “sokağa çıkma yasağı” çağrısı yapıyor.

Yanı başındaki Canan Kaftancıoğlu da Bilim Kurulu’nu istifa ettirme kampanyasının başında.

Hepsi mevcut otoriteyi sarsmayı, kuşku yaratarak devlet millet uyumunu bozmayı hedefleyen eylemler.

Ekonomik krizin derinleşmesiyle doz artıracağı da çok açık.

İmamoğlu, Fox TV, Halk TV proje kapsamındalar.

Koronavirüs salgınını da fırsat sayıyorlar.

Bir de, işin ciddiyetini hâlâ kavrayamamış takipçileri var. Salgını da, sonuçlarını da…

ABD FELAKETE DOĞRU
İlk ciddi rakam Fransa’dan geldi. 3.6 milyon kişinin salgın etkisiyle işsiz kaldığı belirtiliyor. Aydınlık.com.tr’deki habere göre, işten çıkarılanların sayısı bu.

İmamoğlu ve Portakal’ın krize maruz kalınca ne yapacakları ilgi alanımızın dışında. Ama onlara inananların kaderi bizi birinci dereceden ilgilendiriyor.

İlk anlamaları gereken, bu ikisinin temsil ettiği sistem kendini bile kurtarmaktan aciz.

Rakamları izliyorsunuz. ABD salgın merkezi oldu, füze hızında gidiyor. Salgın sonrası senaryolarsa tam felaket…

ABD’nin felaketi, işbirlikçilerinin de felaketi.

Türkiye o felaketi paylaşmayacak. Beş yıldır o yoldan ayrıldık, bir daha dönmemiz mümkün değil. Hele bundan sonra hiç…

Kendimize bakalım ve neyi nasıl yapacağımızı konuşalım.

BAĞIŞ TEK ELDEN OLMALI
Küçük bir örnek “Milli Bağış Kampanyası”.

Bağış işlerinin tek elden yürütülmesi son derece doğru. Çünkü kritik olan toplanan kaynağın nerede kullanılacağı.

“İhtiyaç sahipleri” diye genel bir tanımlama var.

Kimseyi aç açıkta bırakamayız. Ama bunun temel yolu, yaklaşan iflas ve işsizlik dalgasını önlemektir, ekmek teknesini korumaktır.

Her tür kaynağın, tek elden, planlı kullanılması şarttır.

Üretim Devrimi’ni öyle başaracağız. 

Serhan Bolluk
Aydınlık