Türk kadını Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında, emperyalizme karşı verilen bağımsızlık mücadelesinde ve Cumhuriyet dönemindeki başarıların elde edilmesinde, erkeklerle yan yana, omuz omuza savaşmıştır. Atatürk, Türk kadınına her zaman güvenerek; toplumda hak ettiği yere gelebilmesi için çalışmış, “Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” diyerek, kadının toplum ve uygarlık içindeki yerini yüceltip, takdir etmiştir.

Türk kadını, siyasi haklarını büyük mücadeleler vererek kazanmıştır. Cumhuriyet’in kurulmasıyla, kadın hakları konusunda çok ileri adımlar atılarak, kadınların seçme ve seçilme hakkı, yerelden genele gelişen seyir izler. Türk kadınları, 1930’da belediye, 1933 yılında muhtarlık ve ihtiyar heyeti, 5 Aralık 1934 tarihinde de milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde ettiler. 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan genel seçimler, başlı başına bir dönüm noktasıdır.

İlk kadın milletvekillerimiz

Kadınların ilk kez seçme ve seçilme hakkını kullandığı 8 Şubat 1935 yılında yapılan V. Dönem seçimine; kadınlar hem seçmen hem de aday olarak büyük ilgi gösterdiler. Özellikle büyük şehirlerde katılım oranı %80’lere ulaştı. Bu durum kadınların siyasal haklarına sahip çıktığını göstermesi bakımından önemli bir gelişmeydi. 1935 yılı 5. Dönem seçimlerinde 17 kadın milletvekili meclise girdi. 1936’da yapılan ara seçimle bu sayı 18’e ulaştı. Seçilen ilk kadın milletvekillerimizin isimleri ve bölgeleri şöyleydi:

Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar), Hatı(Satı) Çırpan (Ankara), Türkan Örs Baştuğ (Antalya), Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir), Şekibe İnsel (Bursa), Huriye Öniz (Diyarbakır), Fatma Memik (Edirne), Nakiye Elgün (Erzurum), Fakihe Öymen (İstanbul), Ferruh Gürgüp (Kayseri), Bahire Bediş Morova (Konya), Mihri Bektaş (Malatya), Meliha Ulaş (Samsun), Esma Nayman (Seyhan), Sabiha Görkey (Sivas), Seniha Hızal (Trabzon), Benal Nevzad Arıman (İzmir) ve Hatice Özgener (Çankırı).

Meclise giren V. Dönem kadın milletvekillerinin çoğu yüksek öğrenim görmüş, meslek sahibi kadınlardı. Satı Kadın ise onların aksine, altı çocuk annesi, çiftçi, emekçi bir kadınımızdı. Babası ölünce, mührünü ondan devralan ülkemizin ilk kadın muhtarlarındandı. Satı Kadın Anadolu köylü kadınlarımızdan biriydi.

19 MAYIS 1919’DA DOĞDUM PAŞAM

Mustafa Kemal Atatürk, sıcak bir yaz mevsiminde (16 Temmuz 1934), yanında Nuri Conker, Afet İnan ve başyaveriyle birlikte Kızılcahamam’a gidiyordu. Bütün köylüler Atatürk’ü karşılamak ve selamlamak için, yola çıkmışlar, kısım kısım yerlerde toplanarak, ağaç dallarından çardaklar ve taklar yapmışlardı.

Atatürk, üstü kapalı, yanları açık bir otomobildeydi. Kazan köyü yakınlarında, okul öğrencileri ve öğretmenleri, nahiye müdürü, köy muhtarı ve kadınlı erkekli köylüler hepsi bir arada Atatürk’ü sevgiyle karşılamışlardı. Otomobil durdu, fakat o topluluktan, cesaret edip, hemen yaklaşan olmamış, çekinmişlerdi. Birdenbire; içlerinden, sırma işlemeli en güzel elbisesini giymiş yağız çehreli bir kadın otomobile yaklaşarak: “Paşam hoş geldiniz. Senin için yer hazırladık, ayran yaptık, içer misin?” der. Atatürk nezaketle yollarının uzun olduğunu, her yerde durmanın mümkün olmadığını anlatır. Bunun üzerine sırma işlemeli elbiseli kadın, ayranı otomobile getirterek, Ata’sına ikram eder. Atatürk ayranı içerken hem kadınla, hem de köylülerle sohbet ederek, kadının Kazan köyünün muhtarı ve adının Satı olduğunu, kocasının Sakarya Savaşı gazisi olduğunu öğrenir. Satı Kadın’ın muhtar olmasından ise; büyük bir memnuniyet duyar. Atatürk sormaya devam eder: “Ne zaman doğdun?”

Satı Kadın:”19 Mayıs 1919’da Paşam.”

Atatürk bir an düşünür. Yıl 1934 idi, kadının ifadesine göre 15 yaşında olması gerekiyordu. Halbuki karşısındaki kadın en az 25 yaşlarında görünüyordu. Tekrar sorar:

“Nasıl olur?”

Satı Kadın, memleketin işgal altında geçirdiği acı yılları ima ederek: “Evet Paşam, ondan evvel yaşamıyordum ki...”

Atatürk bir süre daha Satı Kadın’la konuşur, köyü hakkında bilgi alır. Köylülerin sorunlarını dinler ve tekrar yola çıkarlar. Atatürk, Satı Kadın’ı vekil yapmayı aklına koymuştur ki,”İşte mebus olacak kadın” diyerek, muhtarın ve köyün ismini yaverine kaydettirir.*

Satı kadın, Türk köylü kadınının cesur bir simgesi olarak Atatürk’ün karşısına çıkmıştı. 1935 yılının Şubat ayında yapılacak milletvekili seçimlerinde, Ankara milletvekili seçilerek, Türkiye’de ilk köylü kadın milletvekili olarak mecliste yerini almıştır. Satı Kadın, 19351939 tarihleri arasında mecliste ziraat komisyonunda çalışmış, köylülere modern tarım araç ve gereçlerin verilmesi, köylere yol, su, sağlık ve eğitim hizmetlerinin götürülmesi için her girişimin içinde yer almıştır. Anadolu kadınının ruhuyla, meclise gelen tüm kadınlara yardım etmiştir. Ankara’da milletvekilliği süresince “Satı’nın burnu büyüdü” demesinler diye, bir köy evinde yaşamış, köyünden gelenleri bu evde misafir etmiş, köylüsünün sorunlarıyla ilgilenmiştir...

Atatürk, doğum tarihini Kurtuluş Savaşı’nın başladığı 19 Mayıs 1919 tarihi olarak gören, ondan önceki yaşamını yok sayan, köylü Türk kadınını meclise taşıyarak, Türk kadınına Satı Kadın’ın şahsında yerini göstermiştir. Günümüz Türk kadını 1935 milletvekili seçimini, sadece yakıcı bir özlemle mi anmalı?

*Afet İnan “Atatürk ve Türk Kadın Haklarının Kazanılması”

SELDAĞ ÖZALP /VATAN PARTİSİ KARŞIYAKA İLÇE SEKRETERİ