Gelen tepkiler üzerine İBB Grup Başkanvekili Doğan Subaşı Ulusal Kanal’da Sinem Fıstıkoğlu ve Adnan Türkkan’ın sorularını yanıtladı.

Subaşı, konuşmasında, "Dağıtılan kitapçıkta Alevilik ayrı bir din olarak gösterilmiyor.Bu iddayı ilk ortaya atan kişi gerici zihniyete sahip bir gazetecidir.O broşür yaklaşık 4045 sayfadan oluşuyor ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için çıkartılmıştır. O broşür özünde millet iradesini ve eşit yurttaşlığı, insan haklarını ve hürriyetlerini anlatıyor. Cumhuriyet Bayramımızda bunlardan daha güzel bir mesaj verilebilir mi? Bahsedilen karükatürlerde ise din ve inanç özgürlüğüne atıf vardır. Bizler çocuklarımıza hiçbir zaman kindarlığı öğretmedik. Bu kadar güzel bir mesajı çarpıtmayı haksızlık olarak görüyorum. Biz sevgiye çağırıyoruz bazıları nefrete çağırıyor" açıklamasında bulundu.

Adnan Türkkan’ın Avrupa ve Amerika Türkiye’de Aleviliğin ayrı bir din olarak kabul edilmesi için kışkırtmalar yaptığını hatırlatması üzerine Subaşı, "İlk olarak konunun uzmanı olmadığımı belirteyim. Ancak Aleviler üzerine siyasal maksatlı çaba varsa biz onun karşısında oluruz.Bana göre bu tartışmalar teolojinin alanına giriyor. 2004’ten sonra Aleviliği ayrı bir din olarak değerlendirenler olabilir. Ben bu tartışmaları çok izlemedim açıkçası. Ancak biz Türkiye’de demokratik bir tartışma ortamı olmasını istiyoruz. O nedenle Çanakkale’de Adalet Kurultayı düzenledik" dedi.

Son olarak yine İBB’nin kitapçığında geçen "Sandık demokrasi için şarttır ancak yeterli değildir" İfadesini de değerlendiren Subaşı, "Sandık şarttır ama daha fazlası gerekir diyor. Yani insan hakları, özgürlükler, laiklik gibi temeller olmadan demokrasi tam manasıyla gerçekleştirilemez. Seçim demokrasiye bir giriş niteliğindedir. Ancak unutmayalım Saddam ve Sisi’de seçimle geldi. Bu demokrasi midir? Güçler ayrılığı, hak ve özgürlüklerin de olması gerekir" ifadelerini kullandı.

Alevi derneklerinden tepki: Toplumu ötekileştirme projesi kimin aklı?