Colani kod adlı el-Şara, İsrail ile çatışmaya girmeyeceklerini söyledi. Moskova'yı üslerden dolayı tehdit etti, Tahran'ı 'büyük tehlike' olarak değerlendirdi. Blinken, PKK/PYD'ye sıcak mesajlar verirken, Hizbullah Lideri Suriye'de kapanan yolların sadece 'bir ayrıntı' olduğunu belirtti
Heyet Tahrir Şam (HTŞ) Lideri Ebu Muhammed el-Colani kod adlı Ahmed el-Şara, cumartesi günü Suriye televizyonuna bir mülakat verdi. İsrail'in Suriye topraklarına ve egemenliğine yönelik ihlallerini ele alan Şara, ülkesinin “kırılgan durumuna” işaret etti ve “İsrail ile bir çatışmaya girmiyoruz.” diye vurguladı. Diplomatik çözümlerin güvenlik ve istikrarı sağlamanın tek geçerli yolu olmaya devam ettiğini kaydeden HTŞ Lideri, “iyi düşünülmemiş askeri maceralardan uzak durduğunu” savundu. “Yeni yönetimin İsrail'le herhangi bir anlaşmazlığı olmadığını” da sözlerine ekledi.
GEREKÇELERİ SIRALADI
Fakat Şara, İsrail güçlerinin Suriye'de “açıkça çatışma angajmanını aştığını” ve İran ile Hizbullah'ın ülkeden ayrılmasına atıfta bulunarak, hava saldırıları düzenlemek için “artık hiçbir mazereti” kalmadığını ileri sürdü. Ülkedeki “mevcut bitkinlik halinin yeni çatışmalara izin vermediğini” vurgulayan Colani, daha fazla yıkıma yol açabilecek eylemler yerine “yeniden yapılanma ve istikrara öncelik verilmesi” çağrısında bulundu. Uluslararası toplumu “acil müdahalede bulunmaya ve tırmanışla ilgili sorumluluklarını üstlenmeye” davet eden Şara, “bölgesel istikrar ile Suriye'nin egemenliğine saygıya ihtiyaç duyulduğunu” vurguladı.
Şara verdiği mülakatta, İsrail'in Suriye'de üç Gazze büyüklüğünde bir alanı yutmuş olmasına, ülkenin askeri kabiliyetlerinin yaklaşık yüzde 90'ını ortadan kaldırmasına ve işgalin en azından “kış boyunca” süreceğini ilan etmesine özel olarak değinmemeyi tercih etti.
RUSYA'YI TEHDİT ETTİ
Moskova'ya da mesajlar veren Şara, Rus hava saldırılarını sivil altyapıyı hedef almakla suçladı ve Suriye'nin kuzeyinde “Gazze benzeri bir senaryo” oluşmasından endişe ettiğini kaydetti. “Rusya'yı kışkırtmaktan kaçındık ve onlara bizimle ilişkilerini yeniden değerlendirmeleri için fırsatlar verdik.” diyen Colani, yeni hükûmet güçlerinin “Suriye'deki Rus üslerini vurabileceğini” iddia etti.
TAHRAN ‘BÜYÜK TEHLİKE’
Suriye'nin fiili lideri, HTŞ ve müttefiklerinin “İran toplumuyla hiçbir düşmanlığı olmadığını” savunsa da Şam'ın düşmesini “İran'ın bölgedeki tehlikeli siyasi projesine karşı kazanılmış bir zafer.” olarak nitelendirdi. Tahran'ın bölgede genişlemesinin ve Suriye'yi kendi gündemini uygulamak için bir platforma dönüştürmesinin sadece ülkesi için değil, komşu devletler ve Körfez için de “büyük bir tehlike” oluşturduğunu öne sürdü.
'DEVRİMCİ ZİHNİYET' BİTTİ
Batılı büyükelçiliklerle temas halinde olduğunu kaydeden Colani, “Şam'daki temsilciliğini yeniden kurmak için İngiltere ile görüşmeler yaptığını” açıkladı. “Suriye devrimi zafer elde etse de ülkenin devrimci bir zihniyetle yönetilemeceğini” belirtti. “Devrimci” bakış açısının devlet inşasına doğru kaydırılması gerektiğini savundu.
'KÜRTLER BİZİM GİBİ ÇOK ZULÜM GÖRDÜ'
Suriye'nin kuzeydoğusundaki terör odaklarına da değinen Colani, “Kürtler ile PKK farklı, ikisini aynı kefeye koyamayız. Ülkedeki tüm silahlı gruplar dağıtılacak ve devletin kontrolü dışında tek bir silahlı grup kalmayacak.” dedi. Yeni yönetimin “Hristiyanlar ve Dürzilerle de ilişkiler kuracağını" da ekledi.
Şara, Rudaw yayınına göre yine cumartesi günü bir başka etkinlikte aynı bağlamda açıklamalarını sürdürerek şunları kaydetti: “Kürtler Suriye’nin esas unsuru ve ayrılmaz bir parçasıdır. Bizim gibi onlar da çok zulüm gördü. İnşallah, yeni Suriye’de Kürt halkımızla bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Her birimiz haklarımızı yasalar çerçevesinde elde edeceğiz. Bundan sonra Kürtler üzerinde bir zulüm kalmayacak.”
İŞGAL BÖLGESİNDEN YANIT
Aynı gün işgal altındaki Golan bölgesini ziyaret eden İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi, ülke basınına göre Colani’ye yanıt niteliğinde açıklamalar yaptı. Halevi, askerlere yaptığı konuşmada, “Suriye'de olan bitene karışmadıklarını” iddia etti. İsrail'in “Suriye'yi yönetme niyetinde olmadığını” öne sürdü. Esad Hükûmeti’ne atıfta bulunarak şöyle konuştu: “Burada bir düşman ülke vardı. Ordusu çöktü. Terör unsurlarının buraya ulaşma tehdidi var, bu yüzden biz ilerledik. Aşırılık yanlıları bizim sınırımıza yakın bir yere yerleşemeyecek.”
RUS KARGO UÇAKLARI LİBYA'YA
Reuters, cumartesi günü Suriyeli yetkililere dayandırdığı haberinde, Rusya'nın Suriye'nin kuzeyindeki cephe hatları ve Alevi Dağları'ndaki mevzilerden askerlerini çektiğini ancak iki üssünü korumaya devam ettiğini bildirdi. İngiliz ajansına göre cuma günkü uydu görüntüleri, dünyanın en büyük kargo uçakları arasında yer alan en az iki Antonov AN-124'ün Hmeymim Üssü’nde yüklemeye hazır beklediğini gösteriyor. Tesisin dışında görevli bir Suriye güvenlik yetkilisi, cumartesi günü en az bir kargo uçağının Libya'ya doğru yola çıktığını söyledi.
'GÜÇLERİMİZ ÜSLERİN ÇEVRESİNDE'
Bir Suriye ordu yetkilisi, cephe hattından çekilen ağır teçhizatın büyük bölümünün Moskova'ya gönderildiğini kaydetti. Yeni geçici yönetime yakın üst düzey bir yetkili de Suriye'deki Rus askeri varlığı ve Esad hükümeti ile Moskova arasındaki geçmiş anlaşmaların henüz görüşülmediğini söyledi. Yetkili, "Bu, gelecekteki görüşmelerin konusu ve son sözü Suriye halkı söyleyecek." dedi ve ekledi: "Güçlerimiz şu anda Lazkiye'deki Rus üslerinin de yakınında bulunuyor."
Gerek Rus gerekse ABD basınında son günlerde yer alan haberlerde Moskova'nın Tartus'taki deniz üssü ve Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim hava üssü korumak için HTŞ ile “gayrı resmi bir anlaşmaya” varmak üzere olduğu belirtiliyordu.
BİR YOL GİDER BİR YOL GELİR
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım da cumartesi akşamı televizyondan yayınlanan konuşmasında Suriye'deki gelişmeleri ele aldı. Bölgedeki genel durumun “stresli” olduğunu ve “ABD ile İsrail'in birçok yolu kontrol ettiğini” belirtti. Lübnan Direnişi'nin “şu aşamada Suriye üzerinden askeri ikmal yolunu kaybettiğini ancak bu kaybın sadece bir ayrıntı olduğunu” kaydetti. Mevzu bahis rotanın “normale dönebileceğini veya başka yollar aranabileceğini” de ekledi.
Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Direniş, kabiliyetlerini güçlendirmek için koşullara uyum sağlamalıdır. Önemli olan ısrarcı olmak ve çeşitli yöntemlerle ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmaktır.”
Genel Sekreter, Suriye'deki yeni güçlerin ancak "istikrara kavuştuğunda, net pozisyonlar aldığında ve rejim düzene girdiğinde" değerlendirilebileceğini belirtti. Yeni iktidarın “İsrail'i düşman olarak görmesini ve onunla ilişkileri normalleştirmemesini umduğunu” vurguladı.
SONUNDA İTİRAF ETTİ
WashIngton ilk kez HTŞ ve diğer etkin gruplarla “doğrudan temas” halinde olduğunu kabul etti. Açıklamayı yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken oldu. Cumartesi günü Ürdün'ün Akabe kentinde düzenlenen Suriye konulu toplantıdan sonra konuşan Blinken, “Suriye halkına mesajımız şu: Onların başarılı olmasını istiyoruz ve bunu başarmalarına yardımcı olmaya hazırız.” dedi. Washington'ın Şam'da “kapsayıcı ve temsili bir hükûmet” oluşturulmasını umduğunu da yineledi. HTŞ 2018'den beri ABD tarafından “terör örgütü” olarak tanımlanıyor.
Ayrıca Suriye'deki tüm tarafların, DEAŞ ve diğer terörist grupların yeniden canlanmasını engellemesi gerektiğini belirten diplomat, Türk makamlarıyla görüştüğünü, PKK/PYD'nin "bu misyonu yerine getirmede kritik bir rol oynadığını" savundu. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile işbirliğinin süreceğini kaydetti.