Dr. Ali Rıza Üçer yazdı...

Meslek odaları anayasal ve yasal dayanakları olan kamu kurumu niteliğinde kurumlardır. Kapatıyorum demekle kapatılamaz. Tivit atarak hiç kapatılamaz. Devlet Bahçeli bu hareketiyle üye tabanına yabancılaşmış, marjinalleşmiş TTB’ye can suyu verdi.
TTB yönetiminin belirlenmesinde başat rol oynayan İstanbul Tabip Odasının geçen ayki seçiminde katılım oranı sadece %17 idi. Odayı uzun yıllardır elinde tutan zihniyet ve grup, üyelerin sadece yüzde 10’unun oyunu alarak yine yönetimde kaldı. Hekimleri temsil etmedikleri ayan beyan ortada.
DİSK, KESK, TTB ve TMMOB mahşerin dört atlısı gibi. Cumhuriyetimizin temel değerlerini ve ulusal bütünlüğümüzü hedef alan tutumlar sergiliyor. Söz gelimi, açılım sürecini tam boy destekleyen TTB yöneticileri cephaneliğe dönen Güneydoğu’da Hendek Operasyonlarına cansiperane göğüs gerdi. “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dediler ama terör hele hele PKK terörü bir halk sağlığı sorunudur demediler. İstanbul Tabip Odası ve TTB’ de uzun yılar başkanlık yapan Gençay Gürsoy Açılım Masasının baş köşesinde yerini aldı. Gürsoy, PKK için terörü yöntem olarak kullanan bir gerilla örgütüdür dedi. Yine İstanbul Tabip Odasının önceki başkanı Selçuk Erez PKK’nın yayın organına yaptığı açıklamada “Öcalan Kürtlerin doğal lideridir, aramıza duvar ördüler, siz Doğudan biz Batıdan bu duvarı yıkacağız” diyecek kadar pervasızlaştı.