EKREM DEMİR / DİYARBAKIR


PKK’ya karşı sınır içi ve sınır ötesinde topyekûn mücadele devam ediyor. Çocukları dağa kaçırılan ailelerin HDP binaları önünde yaptıkları eylemler de giderek yayılıyor. Diyarbakır, İzmir, Almanya ve Şırnak’tan sonra Hakkari’de evlat nöbeti başlamıştı. Bu eyleme PKK/HDP ölüm tehdidiyle yanıt verdi. Eylemi organize edenlerinden biri olan Sıddık Çifçi, tanıdıklarla gönderilen mesajlarla tehdit edildi. Konuyla ilgili Aysel Bozkurt’la görüştük. O da Hakkari HDP il binası önündeki eylemin katılımcılarından biri…

'SÖYLEYİN ONA KALEMİ KIRILDI'

İhtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere Kızılay’ın kendilerine yardım kolileri verdiğini söyleyen Aysel Bozkurt, Yüksekova’ya dağıtım için Sıddık Çifçi ile gittiklerini ifade ederek orada yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Sıddık Çifçi hem Şemdinli hem de Yüksekova’da bütün ailelerle görüşen konuşan, HDP önündeki eylemimizi organize edenlerden biri. Elimizdeki kolileri emaneten bırakmak için bir dükkâna girdik, kabul etmedi. Yemek yemek için lokantaya gittik, satış yaptığı halde satmıyoruz dediler. Sıddık Çifçi’nin Yüksekova’daki tanıdıklarına PKK/HDP’liler sözlü tehdit mesajları bırakmışlar. Hakkâri’de HDP önündeki eylemi sonlandırmamızı istiyorlar.

"Gönderilen mesaj 'Eylemi organize eden Sıddık Çifçi’dir, söyleyin ona kalemi kırılmıştır.' Şemdinli’de de bir arkadaşımız 'Sıddık, geceleri dışarı çıkma, duyduğuma göre PKK seni infaz listesine almış' diye yüzüne söyledi. İkimiz de infaz listesindeyiz. Pazartesi Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek HDP hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Burnumuz kanarsa sorumlusu HDP’dir. Çünkü her taraftan ölüm tehdidi alıyoruz. Pes etmeyeceğiz, bize bir şey olursa kamuoyu bilsin ki sorumlusu PKK/HDP’dir."

'HA BUGÜN HA YARIN SIDDIK’I TEMİZLERİM'

Aydınlık, tehdit edilen Sıddık Çiftçi’ye telefonla ulaştı. Kardeşini PKK’nın elinden kurtarmak için uğraşan Çiftçi, sorularımızı yanıtladı:

Aysel Bozkurt bir Yüksekova olayı anlattı. Orada size nasıl tehdit geldi?

"Biz Yüksekova’ya geldik. Bizim arkadaşlar vardı. Eylem için yardım topluyordum. Elimde poşetimiz vardı, Kızılay yardım için vermişti. Kimse dükkana almadı, bizi bırakmadı. Benim samimi bir arkadaşım var, berberdir. 'Sıddık çok bireyci oldu bu eylem için. Bu hareketi bir daha yapmasın. Ha bugün ha yarın Sıddık’ı temizlerim. O bitti gitti. Bir misafirim var ona söylemiştir: Millet herkes seni söylüyor. Hepsinin nedeni Sıddık’tır. Birinci hedeftir' dedi. Herkes kendi bir şeyler katıyor. O kadar kızmıştır, nefret yapıyor! En samimi arkadaşım selam vermiyor. Alışveriş yaptım, namaza gittim yüz vermiyor. Kaç kişi aradı, bana 'O hareket sana yakışmaz' dedi. 'Sen neyin peşindesin? Herkes karşı davaya gidiyor!' diye kızıyorlar. Ben de diyorum ki, 'Ben yaparım, kardeşim için yaparım. Benim canım yanıyor. Benim anam kardeşim yüzünden vefat etti. Gece gündüz ağladı öldü. Benim bacım her gün ağladı, ağlaya ağlaya o da gitti. Bir de kardeşim gitti, bizden üç can gitti! Kimse bu acıyı bilmiyor' diyorum. Bunlar ben bilmem diyor… Ben zaten korkmuyorum. Benim şahidim Aysel’dir. Onun önünde söyledi. Aysel’e dedi ki 'Niye herkes Kürt genci diye bunların peşinden gidiyor? Şemdinli’de uzman öldürüldü, unutmasın.' Bizim memleket Şemdinli Altısu, en yoğun terör noktasıdır. Bizim memleket terörde son noktadır. Bize yapmayın diyorlar. Siz ne yapıyorsunuz? Adam bir kişi, İzmir’de eylem yapıyor. Burası bizim memleketimizdir, yapacaksın bu eylemi' diyor."

Bu tehditler geri adım attırır mı sana?

"Valla her kim ne derse desin, ne söylerse söylesin ben vazgeçmem. Tek başıma da olsa yaparım. Kardeşimi alana kadar yaparım. Kardeşim engelli bir çocuktur. Bunlar zulüm için gidiyor, kardeşimin peşini bırakmam, yaparım ben. Biraz daha can güvenliğim olsun, biraz yardım olsun. Bellidir, ha bugün ha yarın gelecekler. Ben bu eylemden vazgeçmem."