GARİP BALÇAK

Türkiye'nin Fırat’ın doğusuna yönelik harekata “ABD ile mutabakat” arası verdiği sırada Suriye ordusunun İdlib’i temizleme adımları hızlandı. Suriye’de çözüm için en gerçekçi atılım olan Astana sürecinin ortakları Türkiye ve Rusya’dan karşılıklı açıklamalar gelmeye devam ediyor. Sınıra yoğun göç dalgası olmasından endişelenen Türkiye, İdlib’deki operasyonun durması için diplomatik girişimde bulunuyor. Prof. Dr. Sencer İmer ve emekli Büyükelçi Onur Öymen’le ABD ile güvenli bölge mutabakatı ve İdlib sorununun aşılması için atılması gereken adımları konuştuk.

‘EKONOMİK ŞARTLAR TÜRKİYE’Yİ ZORLUYOR’

Sencer İmer, Türkiye’nin ABD ile olan güvenli bölge mutabakatının, ABD’nin bölgede asker bulundurmasından kaynaklandığını söylüyor: “Eğer Tükiye, ABD ile mutabık kalmadan Suriye’nin kuzeyinde bir operasyon yaparsa ABD ile karşı karşıya gelir. Türkiye bundan kaçınıyor. ABD’de Münbiç’te olduğu gibi Türkiye’yi oyalıyor, fakat ekonomik şartlar Türkiye’yi bu kadar zorluyor olmasaydı Türkiye daha rahat hareket edebilirdi.”

Sencer%20%C4%B0mer
Sencer İmer

‘POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİNİN ZAMANI GELDİ’

TürkiyeRusya ilişkilerinin ABDTürkiye ilişkilerinden bağımsız olduğunu söyleyen İmer, “İki taraf da birbirini kaybetmek istemez. Rusya’nın Türkiye ile ters düşecek şeyler yapacağını sanmıyorum. Rusya ile olan politik birliğimizi sürdürmek gerekir. Bu olmadan Suriye’de bir başarı kazanmak mümkün değil” diyor. Türkiye’nin ekonomik şartların da zorlaması ile ABD ile bir denge sağlayarak iki tarafı da idare etmeye çalıştığını belirten İmer’e göre Türkiye’nin bir politika değişikliğine gitmesinin zamanı geldi: “Bir takım ciddi kararlar alıp Suriye hükümeti ile üst düzeyde ilişkiler kurulması gerekiyor. Bu politika değişikliğinde tereddüt ediliyor çünkü ekonomik şartlar Türkiye’nin lehine değil. Ama ben hala doğru olanın Suriye ile üst düzey politik ilişki kurmak olduğunu düşünüyorum.

‘DENGE POLİTİKASI ÇÖZÜM DEĞİL’

Reklamdan sonra devam ediyor 

“Bu ilişki aynı zamanda ABD politikasına da cevap olacaktır. Şu anda Türkiye, ABD ile ne kadar ileri gidebileceğini test ediyor. ABD de Türkiye’yi kaybetmek istemiyor. Görebildiğim kadarıyla iki tarafta ani politika değişikliğine gitmek istemiyor. Bu denge politikaları Suriye’deki çözümsüzlüğe çözüm olamaz. Çözüm için ciddi bir politika değişikliği yapılmalı. Rusya ile ilişkilerin gelişmesi yetmez Suriye ve hatta İran ile de işbirliği yapılmalı. Bu problem ancak böyle çözülebilir. Dünya şu an zor bir sürecin içinde. Türkiye, ABD ile iyi ilişkiler içinde olabilir ama bu ilişkiler Türkiye’nin haklarına riayet edilmesi koşuluyla olabilir.”

‘İDLİB’DE SİYASİ ÇÖZÜM ŞART’

Emekli Büyükelçi Onur Öymen de İdlib’deki mevcut durumdan çıkışın siyasi çözümle mümkün olduğu görüşünde: “İdlib’de durum son derece karışık çünkü orada ciddi bir terör mevcudiyeti var. Soçi ve Astana’da alınan tedbirler yeterli olmadı. Ne terör örgütleri bertaraf edilebildi ne de orada güvenlik tam anlamıyla sağlanabildi. Şimdi Suriye hükümeti, İdlib’i ele geçirmeyi planlıyor. Buradaki önemli sorunlardan biri çatışma çıkma ihtimali. Orada bir çatışma çıktığı taktirde Türkiye’ye tekrar bir göç yaşanabilir. İşin bir diğer tarafıda İdlib’in stratejik önemi. Rusya da tüm sakıncaları düşünerek Türkiye ile bir işbirliği yapıyor, Türkiye ve Suriye arasında da bir çatışma çıkma ihtimali doğuyor. Çünkü Suriye uçaklarının bombaladıkları bölgelerde Türk gözlem noktaları da var.”

Onur%20%C3%96ymen
Onur Öymen

“Bu tablodan çıkışın esas unsurlarından biri Suriye meselesine siyasi çözüm bulmaktan geçiyor. Bu konuda uluslararası toplum gerekli adımları atamıyor. Bütün hedef Suriye’de barışı sağlamak, göçmen sorununa çare bulmak olsa çok daha başarılı sonuçlar alınabilir. Bazıları yeni anayasa istiyor. Peki bu anayasayı kim yapacak. Bu noktada dış unsurlar devreye giriyor. Halbuki dışarıdan müdahale ile yapılan anayasanın sonuçlarını Irak’ta gördük. Irak’ın kuzeyinde merkezi hükümetin fiilen bir varlığı yok. Bunun aynısını Suriye’nin kuzeyinde de mi istiyoruz? Yoksa Suriye halkının kendi iradesiyle anayasa hazırlayacağı bir ortam mı istiyoruz? İşin tüm boyutlarını görmeden günce yaşanan olaylar yorumlanamaz.”

‘GÜVENLİĞİ SAĞLAMAK SURİYE’NİN GÖREVİ’

Öymen, ABD ile PYD konusunda mutabakata varamadan güvenli bölgede mutabakat sağlanmasını da şöyle değerlendiriyor: “Tüm taraflar Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu söylüyorlar. Ama işin esası güvenli bölge çalışması yapılması planlanan yer Suriye toprağı ve bu bölgede güvenliği sağlamak Suriye’nin görevi. Şimdi ABD ile PYD konusunda mutabakata varılmıyor ama güvenli bölge konusunda mutabakata varılmaya çalışılıyor. Güvenli bölgenin hemen güneyi Suriye hükümetinin denetlediği bir alan değil. Yani Türkiye burada terör örgütüne komşu olacak. Hangi ülke komşu olarak bir terör örgütü ister. Bu aynı Irak’ın kuzeyi gibi.”


Aydınlık