Türkiye’de sorun çok.

Ama en büyük sorun “güven.”

Hem içerde, hem dışarıda.

Güven olmayınca iş zorlaşıyor.

Toplu mücadelede sıkıntı yaşanıyor.

DIŞARDA

2003 Irak, 2010 Libya, 2011 Suriye, ...

Geçmişte yapılan yanlışlar unutulmuyor.

Kapalı kapılar arkasında;

Baş başa yapılan görüşmeler kafa karıştırıyor.

Rusya, Çin, İran, ...

İlişkiler olumlu, ama bir güven sorunu da var.

Bu da ilişkilerin daha verimli olmasını engelliyor.

Türkiye bazen öyle şeyler yapıyor ki;

Dostlarımızın kafası karışıyor.

Diplomatlar ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar.

İÇERDE

İçerde de güvensizlik hakim.

Halkın kamu kurumlarına güveni diplerde.

Araştırma sonuçlarına göre;

Meclis’e güven yerlerde.

Hükümete güven de aynı.

Muhalefetin durumu da hiç parlak değil.

Hepsi yüzde 15’in altında.

Gazete ve televizyonların durumu daha vahim.

Yüzde 34’lerde.

Diyanet’e güven bile yüzde 12’lerde.

EN YÜKSEK ORDU

Ergenekon tertibinde hedefti.

15 Temmuz’da darbe girişimi yaşandı.

ABD Türk Ordusu için çok uğraştı.

Halkın gözünden düşürmeye çalıştı.

Ama başarılı olamadı.

Halkın en güvendiği kurum Türk Ordusu.

GARİP AMA GERÇEK

Kurumlara güvensizlik, insanlara da yansıyor.

Herkes birbirine kuşkuyla bakıyor.

Kimse kimseye sırtını dönemiyor.

İnsanlar kendisi ile ilgili yalanlara inanmıyor.

Ama başkası için söylenenlere hemen inanıyor.

Garip ama gerçek!

Bir ülke ve geleceği için iyi bir durum değil.

NASIL BU HALE GELDİK?

Biz bu hale nasıl geldik?

Sosyologlara sordum.

Tam tatmin edici bir yanıt aldığım söylenemez.

Türkiye 12 Eylül darbesiyle yeni bir sisteme geçti.

“Serbest piyasa ekonomisi.”

Çıkar, bencillik, güvensizlik egemen oldu.

Her sistem kendi insan tipini yaratıyor.

Yaşananlar da bu olsa gerek!

İKTİDARIN ROLÜ

17 yıllık Ak Parti iktidarı.

Çok yanlışlar yaptı.

Birçok konuda yanlıştan dönse de;

Eski yanlışları ayak bağı.

Güven için yeni adımlar atması gerekiyor.

Sorunların altından tek başına kalkamıyor.

“Türkiye ittifakı” zorunlu.

Ancak ayak sürüyor.

Bu da güven erozyonu yaratıyor.

Hem içerde, hem dışarıda.

KADROLAR ZAYIF

Güvensizliğin bir nedeni de kadrolar.

Siyasette, bürokraside, diplomaside, ...

Her yerde çok zayıf.

Öğrenmeye de pek niyetleri yok.

İşleriyle ilgilenmiyorlar.

Halkı değil, sadece amirlerini memnun etmekle meşguller.

Normalde o koltuklarda ancak hatıra fotoğrafı çektirebilirler.

Ama yıllardır işgal ediyorlar.

Yükselmenin kriteri liyakat değil.

“Alnı secdeye gelmek.”

“Bizim çocuklar” mantığı hakim.

Böyle olunca da “güven” kalmıyor.

Artık kaybedecek vakit yok.

“Güven” için adım atılmalı.

AKP tabanı da böyle istiyor.

Bu “milli birlik” için de şart..!


Aydınlık