Geçtiğimiz hafta hem milletimiz hem de devletimiz için oldukça önemli bir haftaydı. İlk defa bir Türk astronot (Gökmen) uzaya giderek milletçe hepimizi sevindirdi ve gerek Türkiye Cumhuriyeti için gerekse Göbeklitepe’den bugüne kadar bu topraklarda yaşamış geçmiş tüm kadim toplumlar için tarihi bir an olarak bu toprakların tarihine geçti. İnsanlık Göbeklitepe’den beri geceleri uzaya bakmış ve parlayan yıldızlara bakarak onların ne olduğunu merak etmiştir. Anadolu’dan geçen nice kadim topluluklar Sümerler, Hititler, ve tabii ki Türkler bu coğrafyada var olmuşlar ve bilim ile teknolojinin ilerlemesine katkıda bulunmuşlardır. Uygarlıkların doğduğu bu kadim coğrafyada sonunda bir Türk uzaya giderek bir nevi bu topraklar için uzay çağını başlatmış oldu.

Alper Gezeravcı, 14 günlük uzay misyonu çerçevesinde 13 adet deney yapacak. Bu deneyler arasında yer çekimsizlik, mikroalg büyümesi, katıakışkan karışımlarının yerçekimsiz ortamda davranışları ve benzeri çalışmalardan oluşuyor. Deneylerin tamamı ileride uzay ekosistemimizi oluşturmaya yarayacak olan deneyler ve aynı zamanda gelecekte yapacağımız uzay çalışmalarının bir omurgasını oluşturma niteliğinde. Hatta 30 yıldır uzay konusunda çalışan bir bilim adamı olarak diyebilirim ki bu yapılan 13 deney bize uzay yolculuğumuzda Alper Komutanımızın uzaya gitmesinden bile daha fazla katkıda bulunacak. Yapılan her bir deney tamamen milli ve yerli olarak ülkemizin nadide üniversiteleri ve araştırma kuruluşları tarafından hazırlandı. Her deneyden elde edilen veriler bir tecrübe oluşturacak ve gelecekteki uzay çalışmalarımız içinde bir deneyim olacak.

Bu arada medyada bazı kişiler tarafından bu uzay çalışmasını değersizleştiren birçok demeç görüyoruz ve milletçe bunları gördükçe üzülüyoruz. Evet tabii ki uzaya Alper Komutanımızı biz fırlatmadık, Axiom 3 şirketine para vererek SpaceX roketiyle uzaya gönderildi ve bunun elbette ülkemize bir maddi bedeli oldu. Tabii uzaya fırlatma yapan başka alternatiflerde vardı ama bu misyon Alper Komutan dahil tamamen Avrupalı astronotlardan oluşan ve bunun için tasarlanmış bir misyondu. Ayrıca bu şirket Uluslararası Uzay istasyonunda farklı deneylerin yapılması içinde sözleşme imzalamış bir firma yani bizim için yaptığı sadece Alper Komutanı uzaya fırlatmak değil aynı zamanda Uluslararası Uzay İstasyonunda kalınmasını ve deney yapılmasını da ayarladı.

Göbeklitepe’den bugüne var olan rüya gerçekleşti  Resim : 1

‘MİLLİ GÜVENLİĞİMİZ DE BU SAYEDE SAĞLANMIŞ OLACAK’

Özel olarak Alper Komutan ya da ilk Türk astronotumuz uzaydan dünyaya döndüğünde, ülkemizin gelecek astronotlarını (veya Gökmenlerini) eğiterek ve uzaya hazırlayarak zaman geçirecektir. Ayrıca bu deneylerden elde edilen bilimsel veriler benzer başka deneyleri ya da devam niteliğindeki deneylerin hazırlanması için kullanılacaktır. Buna ek olarak elde edilen bilimsel bilgi ileri düzey teknolojilerin tasarlanmasında bir deneyim de sunabilir. O yüzden geleneksel medyada ya da sosyal medyada çıkan eleştirilere hiç katılmıyorum. Birçok bilimsel icat bir günde yapılmadı, zamanla yapılan çalışmalar ilerleyerek bilimsel ve teknolojik gelişmelere ve icatlara yol açtı. Alper Komutanımızın da uzaya uçuşu ve yapılan deneyler, Türk Uzay Ajansının da çalışmalarıyla daha da ileriye gidecek. Tabii ki istenilen noktaya gelmek yıllar alacak ve kolektif bir devlet, millet, üniversite ve özel sektör iş birliğiyle el ele vermek ve ciddi çalışmalar yapmak gerekecek ama hem Uzay Vatan hem de milli güvenliğimiz de bu sayede sağlanmış olacaktır. Bu çerçevede yapılan tüm sosyal medya eleştirilerini haksız buluyorum ve siyasete sarılmadan tamamen milli çıkarlarla bu yapılan ilk uzay uçuşunu hepimizim desteklemesi gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye’nin uzay çalışmalarına başlamasının ülkemize katkılarını da özetle sıralayacak olursak:
Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanındaki gelişimine katkıda bulunacaktır.
Türkiye, son yıllarda bilim ve teknoloji alanında önemli gelişmeler kaydetmiştir. Ancak bu alandaki gelişimini dünyaya göstermesi için daha fazla şey yapması gerekmektedir. İlk Türk astronotunun uzaya çıkması, Türkiye'nin bu alandaki gelişimini göstermesine ve uluslararası alandaki prestijini artırmasına yardımcı olacaktır. Özellikle dünyada artık uzay çalışmaları yapan ve yapmayan ülkeler olarak ciddi bir ayrım oluşmaya başlamış vaziyette ve bizim de bu yarışta en önlerde olmamız için bu çalışmayı yapmamız gerekiyor. Tüm bunlara ek olarak elde edilen deneyimlerin teknolojik türevleri başka bilimsel gelişmelere de katkısı olacaktır.
Türkiye'nin uluslararası alandaki prestijini artıracaktır.
Uzay araştırmaları, günümüzde ülkelerin uluslararası alandaki prestijini artıran önemli bir alandır. İlk Türk astronotunun uzaya çıkması, Türkiye'nin uzay araştırmalarında önemli bir yere sahip olduğunu gösterecek ve uluslararası alandaki prestijini artıracaktır.
Gençlerin bilim ve teknolojiye ilgisini artıracaktır.
Gençler, ülkelerinin geleceği için önemli bir unsurdur. Gençlerin bilim ve teknolojiye ilgisini artırmak, ülkelerin geleceğini şekillendirmek için önemlidir. İlk Türk astronotunun uzaya çıkması, gençlerin bilim ve teknolojiye ilgisini artırmaya yardımcı olacaktır. Kim bilir belki de Aziz Sancar gibi Nobel ödüllü bilim adamlarımız artık ileride uzay ve teknoloji alanında gençlerimizden çıkacaktır.
Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunur.
Uzay araştırmaları, yeni teknolojilerin geliştirilmesine ve yeni iş alanlarının yaratılmasına yol açarak ekonomik kalkınmaya katkıda bulunur.Türkiye zaten yüksek bir ekonomik hacme sahip bir ülke. Ancak uzay teknolojileri gibi yüksek katma değerli teknolojiler ekonomiye çok daha ciddi oranda katkıda bulunurlar ve oluşturdukları ekonomik katkı sayısal değerden başka prestij anlamında da faydalı olur.

Aydınlık