15 Temmuz’un kilit yargılamalarından Genelkurmay Çatı davası gerekçeli kararında darbe girişimi öncesi Türkiye’yi sıkıştırmak için atılan hamlelere dikkat çekildi.

OLCAY KABAKTEPE / ANKARA

FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin sözde ‘Yurtta sulh konseyi’ üyelerinin de arasında olduğu Genelkurmay çatı davasının gerekçeli kararında örgütün hiçbir eyleminin birbirinden bağımsız olmadığı, 20142016 yılları arasında FETÖ, PKK/KCK ve IŞİD’in neredeyse vardiyalı şekilde gerçekleştirdiği olaylarla şiddet ve çatışmaların üst düzeye tırmandırıldığı kaydedildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine ilişkin sözde ‘Yurtta sulh konseyi’ üyelerinin de arasında bulunduğu 224 sanıklı çatı davasında verilen hükmün gerekçeli kararını tamamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ak Parti, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de katılan sıfatını taşıdığı davanın gerekçeli kararına Aydınlık ulaştı. Gerekçeli kararda FETÖ’nün de içinde yer aldığı değerlendirilen eylemler analiz edildiğinde; hiçbir eylemin birbirinden bağımsız olmadığı, adım adım büyük bir stratejinin parçalarını oluşturduğu kaydedili.

FETÖ’nün bu eylemleri sıralanırken 2007 yılından itibaren Ergenekon, Selam Tevhid, Balyoz, İzmir ve İstanbul Askeri Casusluk, Kozmik Oda ve 7 Şubat MIT Krizi gibi davalarla, TSK, Emniyet ve istihbarat teşkilatları olmak üzere kamu kurumlarının peş peşe operasyonlarla sarsıldığı bildirilen gerekçede şunlar kaydedildi: “Davalarla örgüt mensuplarına alan açılması ve alttan gelenlerin kritik yerlere yerleştirilmesinin yanında daha da önemlisi güvenlik güçlerinin morallerinin bozulması, organizasyonel uyumunun düşürülmesi, operasyonel etkililiğinin azaltılması, gelecekte muhtemel kargaşa ve düzensizliklere müdahaleden kaçınması ya da isteksizliği ile güvenlik zafiyeti oluşması gibi amaçlarla hükümetin halk üzerindeki kontrolü tamamen kaybetmesi amaçlanmıştır. 20142016 yılları arasında FETÖ, PKK/KCK ve DEAŞ’ın neredeyse vardiyalı şekilde gerçekleştirdiği olaylarla şiddet ve çatışmalar üst düzeye tırmandırılmıştır.”

‘FETÖ’CÜ ASKERLER VE SİVİLLER YAPTI’

Darbe girişiminin TSK içine yuvalanmış FETÖ mensubu asker kişiler ile aynı örgüte bağlı sivil kişiler tarafından yapıldığı vurgulanan gerekçeli kararda, “FETÖ mensubu olmayan askeri personelin ise darbe girişimi öncesi idari izinli olduğu söylenerek görev bölgeleri dışına çıkarıldıkları, darbe girişimine etkin olarak direneceği düşünülen askeri personelin ise hürriyetleri tahdit edilerek derdest edildikleri, kışlalara sadece FETÖ mensubu askerlerin çağrılarak isim kontrolü yapılmak suretiyle kışlalara alındıkları, örgüt mensubu olmayan kişilerin ise kışlalara alınmadıkları ve giriş kapılarından geri çevrildikleri anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi.

‘SANIKLARIN HABERİ VARDI’

Sanıkların genel itibariyle savunmalarında darbeden haberdar olmadıklarını belirttikleri ifade edilen gerekçede, şu tespitlere yer veridi: “Darbeye teşebbüs eylemlerinin başlangıç ve bitiş süresi, darbeye yönelik planlama toplantıları ve hazırlık için yapılan çalışmalar, gece boyunca halkın söylemleri, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşım içerikleri, basın yayın organları aracılığı ile Cumhurbaşkanı, Bakanlar, askeri yetkililerin açıklamalarının Türkiye’nin bütün katmanları tarafından haberlerden takip edilmesi, sanıkların HTS kayıtları ve whatsapp döküm içerikleri ile sanıkların aldıkları askeri eğitim durumları ve duruşmalardaki bilgi ve görgüleri dikkate alındığında bu savunmalara itibar edilmesinin mümkün bulunmadığı ve darbeden haberdar oldukları açıktır.”

‘AKIN ÖZTÜRK FETÖ YÖNETİCİSİ’

Gerekçeli kararda eski YAŞ üyesi Akın Öztürk hakkında da önemli tespitlerde bulunuldu. Akın Öztürk’ün rütbesi ve konumu itibariyle dosyada mevcut kamera görüntülerinden de anlaşılacağı üzere Akıncı Üssü’nde rahatlıkla dolaştığı bilgisine yer verilen gerekçede, şöyle denildi: “Sanığın, derdest edilen diğer komutanların Akıncı Üssü’nde tutulduğunu bildiği halde gece boyunca bunları kurtarmaya yönelik girişimde bulunmadığı, Akıncı Üssü’nde darbe teşebbüsünde bulunan yöneticiler ile birlikte hareket ettiği anlaşılmaktadır. Sanığın diğer FETÖ yöneticileriyle birlikte darbe teşebbüsünü koordine ettiği anlaşılmıştır. Sanığın kendisine teklif edilen Genelkurmay Başkanlığı görevini kabul ederek Akıncı Üssü’nde bulunan yönetim merkezine geldiği, FETÖ yöneticisi olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.”

O.K. ‘HAKAN FİDAN'IN ALINACAĞINI' SÖYLEDİ

Gerekçeli kararda 15 Temmuz’da MİT’e giderek darbe girişimiyle ilgili bilgi veren O.K. ile ilgili tespitler de yer aldı. 15 Temmuz 2016’da öğle saatlerinde Kara Havacılık Komutanlığında askeri darbe teşebbüsü kapsamında görevlendirilen pilotlardan O.K’nın MİT’e gittiği kaydedilen gerekçeli kararda, “O.K’nın burada 14 Temmuz’da FETÖ mensubu olduğunu bildiği bir pilot tarafından aranarak CH47 Chinhook helikopterinin kabul töreni hazırlıkları nedeniyle gösteri uçuşu yapılacağı ve 15 Temmuz günü Kara Havacılık Komutanlığına gittiğinde pilotun kendisine akşam 19.00’dan itibaren 2 adet Sikorsky, 1 adet Cougar helikopteri ile izinsiz uçuş yapılacağını, MİT Başkanı Hakan Fidan’ın alınacağını, bu uçuşu gerçekleştirirken başka bir Yarbay’ın da kendilerine yardımı olacağı” konusunda bilgi verdiği ifade edildi.

Aydınlık