Geçtiğimiz Pazar günkü yazımda (24.02.2019) Türkiye Futbol Federasyonu’nda A’dan Z’ye kadar bozukluklar olduğunu yazmıştım. Üstelik Nihat Özdemir’in de Futbol Federasyonu’nu övdüğünü (!) ve Fenerbahçe yönetimini eleştirdiğini bir gazetede yayınlanan konuşmasını okumuş ve ben de bu densizliğe karşı çıkmıştım. Nihat Özdemir’in çıkar ilişkilerini burada yazacak değilim. Yıllarca Fenerbahçe yönetiminde görev almış bir kişinin etik olmayan bu densiz konuşması ve nihayetinde pamuk ipliğine bağlı, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in 28 Şubat günü istifasını açıkladığını gördük. Bu arada bir başka duyurusunu öğrendik: Galatasaray’ın bugün Erzurumspor’la yapacağı lig maçının 13:30 ya da 16:00’a alınması isteğini Futbol Federasyonu geri çeviriyor. Bunu yaparken Erzurumspor’un maçı 19:00’da oynanmasını kabul etmesi ve yayıncı kuruluşun da 19:00’ı onaylaması gerçekten inanılır gibi değil! Galatasaray, bu isteğinde çok haklıydı. Rusya’da bu havalarda maç yapıldığını söylüyorlar. Oysa Rusya’daki lig maçlarına hava şartlarından dolayı ara verildi. Erzurum’un soğuğu ile Moskova’nın soğuğu aşağı yukarı aynı düzeydedir. Rusya’da maçlar yapılmıyor, Erzurumspor’un kendi sahasında oynadığı tüm maçların hep gündüz oynandığı gerçeği bir tarafa bırakılıyor ve Galatasaray maçını gecenin soğuğuna, 19:00’a alıyorlar. Üstelik meteoroloji, hava raporlarında donlu bir hava olacağı uyarısını yaptığı halde... Soğuk bir havada bu maçın oynanmasının büyük sakıncalar taşıdığını, sağlık açısından büyük tehlikeler doğurabileceğini ısrarla anımsatılmasına karşın ErzurumsporGalatasaray maçı 19:00’da yapılacak!

Erzurumspor%20i%C3%A7%20sahada%20%20genellikle%20%20ma%C3%A7lar%C4%B1n%C4%B1%2013%3A30%E2%80%99da%20%20oynuyor.
Erzurumspor iç sahada genellikle maçlarını 13:30’da oynuyor.

★★★

Maçın 19:00’da oynanması birçok yandaş gazete ve medyanın spor yazarları tarafından da eleştirildi. Bu konuda düşüncelerini çekinmeden söylediler. Yorumcular, maçın futbolcuları kötü etkileyeceği konusunda hemfikirdiler. Medipol Başakşehir, Malatya’da oynayacak. Ancak o, 16:00’da oynuyor. Şimdi ben, burada görece bir koruma yapıldığını düşünüyorum. Gerçi deplasmanda her takım yenilebiliyor. Ancak Başakşehir, kendi olanaklarıyla lider durumda. Federasyon Başkanı Demirören’in giderayak neden Galatasaray maçının Erzurum’da soğuk havada saat 19:00’da oynatılmasında diretmesi, ister istemez Başakşehir’in görece korunması isteğinin düşüncesini bende daha da güçleniyor. Bu maç, Galatasaray tarafından kazanılır, berabere bitebilir veya kaybedilebilir. Başakşehir ile GS arasındaki altı puanlık fark GS’ın kaybetmesi durumunda dokuz puana çıkar. Başakşehir, Malatya’da kaybetse bile aradaki puan farkının GS tarafından kapatılması çok güç olacaktır. İşte benim görece koruma düşüncem; GS açısından değil de Başakşehir’in yararlanacağı konusuydu ve bunun üzerinde hiç durulmadı. Erzurumspor, bütün maçlarını kendi sahasında gündüz oynarken, neden özellikle GS maçını o soğuk ve donlu havada 19:00’da oynatıyorlar?

Reklamdan sonra devam ediyor 

★★★

Futbol Federasyonu’nun görevlendirdiği MHK daha önce GSFB arasındaki derbi maçından sonra Fatih Terim’in yaptığı konuşmadan dolayı hakem eleştirisi nedeniyle Terim’e on maç ceza verdi. Yani bir çeşit GS futbol takımının ünlü hocasından maçlarda takımını yönetmesine izin vermemiş oldu. On maç ceza hiçbir ülkede futbol tarihinde görülmeyen, yasal olmayan bir uygulamadır. MHK’nın sürekli futbolu baltalayan ağır cezalarla TFF’nin isteği doğrultusunda bunları yaptığını elbette kimse yadsıyamaz. Antidemokratik kararlar veren MHK’nın yeni seçilecek TFF Başkanı ve Yönetimi ile yeniden bir düzene sokulacağını düşünüyorum. GS’ya uygulanan çifte standardın BJK, FB ve Trabzonspor için de geçerli olduğunu burada bir kez daha belirtmeliyim!

Meraklısı İçin Not: A Spor Kanalı yorumcusu Mustafa Göksu, maçlarla ilgili oldukça doğru yorumlar yapıyor. Ancak son konuşmalarından birinde nereden aklına geldiyse bir izleyicisinin anımsatması üzerine “Ben Türk Dil Kurumu’na inanmıyorum, karşıyım,” dedi. Ama iki saat süren programında TDK’nın yarattığı Türkçe ile konuşmasını sürdürüyor. Bir insan bu ifadeleri kullanırken utanmalıdır. Türk Dil Kurumu’na inanmamak kendi öz dilini yadsımak demektir (inkâr etmektir).

Hayati Asılyazıcı

Aydınlık