Gözler Fransa’nın neoliberal dergilerince dahi Avrasya’nın adayı olarak kabul edilen Marine Le Pen ile ABD’ye daha yakın olan Macron arasındaki seçimde. Fransa’da Pazar günü yapılacak seçimin sonucunda dünya dengeleri değişebilir.

İkinci Tur oylama öncesi karşı karşıya gelen Le Pen ve Macron Fransa halkına vaatlerini ve ekonomik problemlere karşı çözümlerini anlattı. İşte Macron ve Le Pen düellosunda yaşananlar:

 Le Pen: "Fransa'nın en büyük varlığı, dayanışma ve kardeşlik gösteren insanlarıdır. İnsanlarımızı tanıyorum. Ve geçen beş yılda insanımızın geleceğinden endişe duyduğunu gördüm. Saygı ve sağduyuya dayalı bir alternatif mevcut. Eğer halkım bana güvenirse güvenliğimiz yeni bir Rönesans döneminin başkanı olacağım. Özgürlüklerimizi ve güvenliğimizi yeniden tesis edeceğiz. Alım gücü, eğitim, bilgi, sağlık alanında ilerleyeceğiz. Cumhuriyetçi bir özümseme (asimilasyon) ve sosyal merdivenden (en alt kesimdeki insanların en üste çıkabilmesinden) yanayım. Bizi bir arada tutan adaletin, kardeşliğin, başkan ile halk arasındaki kolektif bir platformun başkanı olacağım."

Macron: "Bayan Le Pen zor zamanlardan geçtiğimizi hatırlattı. Gerçekten 100 yıldır görmediğimiz bir kriz, pandemi ve şimdi de savaş. Halkın bana duyduğu güvenle doğru kararlar alıp ülkeyi doğru noktaya getirmeye çalıştım. Ekonomi, inovasyon, araştırma, kültür ile ülkemizi daha güçlü, daha bağımsız yapabiliriz. Okullar, sağlık ve yaşlıların bakımıyla ilgili vatandaşlarımızın gündelik yaşamlarını da iyileştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Fransa çevre sorunlarıyla ilgilenirse daha güçlü olacaktır. Ve Avrupa'yı daha da güçlendireceğiz. Geçen yıllarda yaptık ve şimdiki durumda bu daha da önemli."

ENFLASYON VE ARTAN HAYAT PAHALILIĞIYLA İLGİLİ NE YAPACAKSINIZ?

Le Pen: "(Macron'a) Hükümetiniz, sözcüleriniz Fransa halkının alım gücünü arttırmakla övünüyor. Ancak benim insanlardan tek duyduğum alım güçlerinin düştüğü, ihtiyaçlarını karşılayamadıkları, zor zamanlar yaşadıkları. Fransız halkının yüzde 80'i geçen 5 yılda alım gücünü kaybettiklerini düşünüyor. Benzin fiyatlarının yükseldiği bir zamanda insanlara verilen ev yardımları gibi sosyal yardımları düşürme kararı aldınız ki birçok insan bunlara muhtaçtı. Bunları tekrar sağlamak önceliklerim arasında. Ben sürdürülebilir bir şekilde vergileri düşüreceğim. Enerjiyle ilgili tüm kalemlerde KDV'yi yüzde 20'den 5'e düşüreceğim. Elektrik, doğalgaz, benzin. 20 milyar Euro Fransız halkına geri verilecek. Alım güçlerini ayrıca başka vergi düzenlemeleriyle de tekrar arttıracağım. Örneğin ikinci çocuğu olan ailelerin vergiden payı (yılda 560 Euro) arttırılacak. Çalışmayı tekrar bir değer olarak yükselteceğim. Bu üretim hattının en önündekiler, öğretmenler, sağlık çalışanları için maaşları arttırmak demek. Ayrıca işçalışma sözleşmelerini, mesleki çıkarlık eğitimini (200300 euro ek gelirle) destekleyeceğim. Son olarak en zor durumda olan insanlara (tek ebeveynli aileler, engelliler vb.) yardımları arttıracağım."

Le Pen: "Siz engellilere verilen yardımları durdurmayı seçtiniz. Ayrıca emeklilik ikramiyelerine de tekrar vergi koydunuz. Benim uygulayacağım politikalarla Fransa halkının aylık alım gücünde 500600 euro kadar artış olacak. Bu tamamen yaptığımız tercihlerle alakalı. Ben fuzuli ya da zarar veren harcamalardan tasarrufları arttırmayı seçiyorum."

LE PEN: SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ÇÖZÜM ARIYORUM

Macron: "Madam Le Pen haklı. Burada rakamları ortaya koymadım ama beş yılda işçi sınıfının alım gücü arttı. Ancak son haftalarda ben de Fransa'yı dolaştığımda insanların haftalık alışverişini yapmakta zorlandığını onlardan dinledim. Çünkü Le Pen'in dediği gibi enerji fiyatlarıyla ilgili bir sorun vardı ve ben fiyat sınırlaması uygulamak istedim ki KDV'yi düşürmekten iki kat daha etkiliydi. Ancak siz bu fiyat limitine karşı oy kullandığınız için Fransızların yıllık enerji faturası birkaç bin ya da yüz euro artacak. Ben bu kriz boyunca bunu uygulamaktan yanaydım. Bu elbette sürdürülebilir değil, bir kriz yönetimi mekanizması. Normal zamanlarda benzine sübvansiyon yapmayacağız. Onun yerine elektrikli araçlara geçeceğiz. İkincisi, iş ve emek. 1,3 milyon yeni iş yaratmakla gurur duyuyorum. Sizin broşürlerinizi inceledim ve işsizlikle ilgili, son 5 yılda yaptıklarımıza dair hiçbir şey yoktu. Düşen alım gücüyle savaşmanın en iyi yolu işsizlikle savaşmaktır. Ayrıca işletmelerin işçilere kar payı vermesini zorunlu hale getireceğiz."

Le Pen: "Ben sürdürülebilir bir çözüm arıyorum. Fiyatlarda çok büyük artışlara sebep olan AB'nin elektrik piyasasından çıkmak istiyorum. (Macron: Bu reform demek, çıkmak demek değil Madam. Ayrıca siz fiyat limitine karşı çıktınız.) O fiyat limitinin bedelini kim ödeyecek? Yine vergi ödeyenler. Hayır, biz tasarrufları arttıracağız. Ben fiyatları düzenleyeceğim. Herkesin bildiği gibi bu sizin yapmak istediğiniz bir şey değil. Ben işletmelere asgari ücrette yüzde 10 zam yapmaları için ücret üzerindeki vergileri azaltmak gibi teşvikler sağlayacağım. Bay Macron, gerçek hayatta bankaya gittiğinizde, ev kiraladığınızda size ne kadar prim aldığınızı sormuyorlar, maaşınızı soruyorlar. Çünkü prim sistematik bir gelir değil.  (Macron: Ancak siz de yüzde 10 artışı zorunlu tutmuyorsunuz. Bazı işverenler bunu yapacak, diğerleri yapmayacak.)"

Le Pen: (Macron'un fiyat limitine karşı çıktığı konusunda sıkıştırması üzerine) Ben gerçek bir çözüm istiyorum. Enerji fiyatlarının Fransa'nın kendi yatırımları sonucunda belirlenmesini istiyorum. Eğer eskiden olduğu gibi fiyatlar düzenlenseydi enerji fiyatlarındaki dalgalanmalardan çok daha az etkilenirdik. Yani sorun fiyatların, burada Fransa'da, kendi üretimimize ki çok düşmüş durumda bağlı olmak yerine, AB düzeyinde belirlenmesinden kaynaklanıyor. Komşularımızın yaptığı ideolojik hatalar nedeniyle, örneğin Almanya Rusya'ya enerjide bağımlı hale geldi, AB fiyatlarıyla ilgili jeopolitik zorluklara bağlı çok ciddi sorunlar yaşıyoruz."

 Le Pen: "Ek tedbirlerin mecburi olduğu konusunda hemfikirim. Örneğin enflasyon büyümemiz arasındaki fark yüzde 1'den fazla olduğu sürece ki şuan durum bu gıda ve temizlik gibi 100 temel ihtiyaç ürününde KDV'yi 0'a indirmeyi öneriyorum. (Macron: Bu doğru mu? Hangi veriye dayanıyorsunuz? Maliyetler mi?) Evet, ilgili kurumların verileri ve tahminleri. Enflasyon yüzde 4, büyüme ise yüzde 6 civarı."

Macron: "Fiyat limitine karşı çıkmanıza rağmen ek tedbiri savunmanızdan memnun oldum. AB piyasasında reform bir gecede olmayacaktır. Siz AB enerji piyasasından çekileceğinizi söylediniz. Bence bu olağanüstü büyük bir hata. Biz iç içe geçmiş durumdayız. İhtiyacımız olduğunda enerjiyi ithal edeceğiz, bu piyasaya ihtiyacımız var. Bundan çıkmamız değil, bu piyasada reform yapmamız lazım. Örneğin nükleer enerjinin payını arttırarak daha istikrarlı hale getirmemiz lazım. Ancak bu zaman alacaktır. İkincisi, gıdada 0 KDV etkili olmayacaktır. Onun yerine öğrenciler, ihtiyaç duyan hanelere yardım yapmaya çalışıyoruz. Örneğin restoranlarda KDV'yi azalttık ki işletmeler ayakta kalabilsin. Sizin tedbiriniz süpermarket zincirlerinin işine gelecektir, tüketicilerin değil. Çünkü zor durumda olanların hiç parası olmuyor. Maaş çekleri ve nakit yardımlar onlar için daha elzem. Ayrıca Merkez Bankası verileri elimde, enflasyon ve büyüme arasındaki fark yüzde 1'den az."

Le Pen: "Siz enerji fiyatlarında KDV'yi düşürmek yerine arttırdınız ve ciddi alım gücü sorunları doğurdu. Hatırlayın, sarı yelekliler de buna tepki olarak ortaya çıktı. Şimdi yine aynı doğrultuda hareket ediyorsunuz. Ben Fransa halkına parasını geri vereceğim. Siz bu şekilde nakit çekler dağıttığınızda, bu enflasyonu daha da arttırıyor. Marketler nasılsa nakit yardım alacaklar diye fiyatları arttırıyor ve durum daha da kötüleşiyor."

Macron: "Fiyat limitleri sayesinde komşularımızdaki enflasyonun yarısını yaşıyoruz. Dolayısıyla söylediğiniz gibi enflasyonu arttırmıyor. Bu olguyu yansıtmıyor. Sizin önerdiğiniz KDV'yi düşürme tedbiri ise etkili değil çünkü fiyatlara doğrudan yansımıyor."

MACRON SAVAŞA DESTEK DEDİ

LE PEN SAVAŞA ORTAK OLMAYALIM CEVABINI VERDİ

Macron: "Gerçekten zor bir dönemdeyiz. Rusya, önümüzdeki saatlerde ve günlerde saldırısını güçlendirmeye karar verdi. Doğu Ukrayna'ya, Donbass'a, Mariupol'a daha yoğun bir şekilde saldıracak. Bu zaten yaşanan insani felaketlere yol açacak. Fransa ve AB olarak, Ukrayna'yı destekledik, savunma ve savaşma ekipmanları temin ettik ki Kiev düşmesin. Ayrıca onları finansal olarak da destekledik. Ayrıca ülkelerini terk eden 5 milyon Ukraynalıdan Fransa'ya gelenleri de kabul ettik. Müttefiklerimizle sıkı durmalı ve diğerlerini de yanımıza çekmeliyiz. Bu sebeple Çin'le, Hindistan'la, Körfez ülkeleriyle konuşuyoruz. Bu yüzden kendini savunabilen güçlü bir Avrupa çok önemli. Geçen 5 yılda savunmaya yaptığımız büyük yatırımlar da bundan ötürüydü. Rusya'yı tekrar aklıselime getirmemiz, önce ateşkesi sonra da Ukrayna'yı terk etmesini sağlamalıyız."

Le Pen: "Öncelikle Ukrayna halkıma onların yanında olduğumu yürekten bir şekilde herkesin önünde söylüyorum. Rusya'nın işgali kabul edilemez. Ve Bay Macron, Fransa adına barışı sağlamak için gösterdiğiniz çabaların yanındayız. Siyasi, finansal, insani yardım, elbette. Savunma ekipmanları, elbette. Ancak dikkatli olmalıyız. Ukrayna'ya silah vermek bizi savaşın ortağı yapabilir. Rus oligarkları ve bankalarına yönelik tüm yaptırımlara katılıyorum. Fakat katılmadığım tek yaptırım, Rus petrolü ve doğalgazına uygulanan. Bence bu doğru yöntem değil ve Rusya'ya zarar vermiyor. Bence bu Fransız halkına zarar veriyor, hem de ciddi bir şekilde. Yeni gaz ithalatları aramanın da ciddi bir maliyeti var. Fakat Rusya enerjisini diğer ülkelere satabiliyor. Bu yegane ayrılık noktamız. Fakat hem kendi ülkemiz hem de dünyadaki büyük güçler için uzun süredir duyduğum bir korku var. Bu çatışma, Rusya'yı Çin'in kollarına sürüklüyor, ileride çok yakın birer müttefik olacaklar. Bu birliktelik sonunda ekonomik, parasal ve hatta askeri bir süpergüce dönüşecektir. Bu Batı, Avrupa ve Fransa için büyük bir risk. Bunlar dile getirmek istediğim uyarılar. Sorunlarımızı orta ve uzun vadede geleceğimize zarar verecek yollardan çözemeyiz."

Macron: "Söyledikleriniz ile yaptıklarınız uyuşmuyor. Her şeye katıldığınızı söylediniz ama Avrupa Parlamentosu'nda bu yardımların bir kısmına karşı oy verdiniz. Ayrıca Avrupa'da 2014'te Kırım'da yapılan referandumu tanıyan ilk ve yegane siyasi lideri de sizdiniz. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana zorla yapılan ilk ilhaktı bu. Bunu niye söylüyorum? Çünkü siz Rusya'nın avucundasınız. 2015'te Rusya'dan, hükümete yakın bir bankadan kredi aldınız. Ayrıca bu krediyle ilgili bu savaşla doğrudan alakalı olan insanlarla da birlikte çalıştınız."

(Macron devamla) "Böylece Putin pratikte sizin bankacınız oldu. Cesur kararların alındığı oturumlarda ne siz ne de temsilcileriniz bulunmadınız. Çünkü 2015'te Rusya'ya bu şekilde bağlandınız ve Fransa'nın çıkarlarını savunamayacak bir duruma düştünüz."

Le Pen: "Bay Emmanuel Macron, Fransa istihbarat servisi tarafından sağlanan tüm bilgiye erişim sahibisiniz. Ve bu söylediklerinizin yanlış olduğunu kesinlikle biliyorsunuz. Benim tamamen özgür bir kadın olduğumu biliyorsunuz. Ben bir vatanseverim, tüm hayatım boyunca vatanseverdim. Ne olursa olsun Fransa'yı ve Fransız halkını savundum. 2014'ten bir tweetimi getirdim. Ukrayna ne AB'nin ne ABD'nin ne de Rusya'nın etkisi altında olmalıdır, diyorum. Benim tutumum budur. Aynısı 2003'te Irak için de geçerlidir. Siz 2014'te yaz tatili sırasında Putin'i ağırladınız. (Macron: Devlet başkanı olarak, bankacım olarak değil.) Ve orada şunu dediniz: Avrupa'nın güvenliği Lizbon'dan Vladivostok'a kadar uzanır.

Macron: Hala aynısını söylüyorum. Bunda yanlış olan ne var? Bu onurlu bir duruş değildi.

Le Pen: Evet, Rusya'nın Avrupa güvenlik mimarisinde yer var diyorum. Hala yanı fikirdeyim. Bu yanlış mı?) Evet, Bay Macron. Anlatacağım. Neden 2015'te Rusya'dan kredi aldım? Çünkü hiçbir Fransa bankası bana kredi vermeyi kabul etmedi. O dönem Demokrasi Bankası kuracağını söylediniz ama bunu hayata geçirmediniz. Bu, bankaların hangisini desteklemeyi ya da desteklememeyi seçtiği çok önemli bir demokrasi açığını kapayacaktı.

Macron: Siz bu krediyi 2015'te aldınız ve hala ödüyorsunuz. Dolayısıyla bu Demokrasi Bankası veya başka bir şeyle ilgili değil. Örneğin seçimlerdeki bir diğer aday olan Zemmour para vermiyorlar diye gidip Macaristan'ya da başka bir yerden kredi çekmedi.)"

LE PEN: AB'DE KALMAYI DİLEMİYORUM

Macron: "Siz AB'den çıkmak istediğinizi savunuyorsunuz. Ben ise AB'ye ve FransaAlmanya uyumuna inanıyorum. Aşıyı bu sayede üretip satmaya başladık. Egemenlik hem Fransız hem de AB egemenliği. AB'nin tarım yardımları çok önemli. Geleceğimiz Avrupa entegrasyonunda ve bu ikili ilişkinin öncülüğünde."
Le Pen: "Avrupa egemenliği diye bir şey yok çünkü Avrupa halkı diye bir şey yok. Fransa egemenliği var çünkü Fransız halkı var. Ben AB'de kalmayı dilemiyorum, AB'yle ilişkimizi revize edeceğiz diyorum. Çünkü kabul etmediğim pek çok politikası var. Ekonomimize zarar veren Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmaları gibi. Çiftçimiz ve sanayimiz bundan zarar görüyor. Almanya kendi çıkarlarını savunuyor, diğer ülkeler de. Fransa niye bunu yapamasın?"