Şehit edilişinin 12.yılinda Özel Harekat Daire Başkanı
BEHÇET OKTAY'i anıyoruz.

EMNİYET ÖZEL HAREKAT DAİRESİ BAŞKANI OKTAY, FETÖ'NÜN GÖMDÜĞÜ SİLAHLARI TESPİT ETTİ…

OKTAY, ‘HİZBULLAHÇI' DİYE DİNLEMEYE ALINDI… AÇIKLAMA YAPAMADAN HAYATINI KAYBETTİ…

Şaibeli ölümlerle başlayalım… 20072009 arasında ‘intihar' ya da ‘trafik kazalarında' hayatını kaybeden isimlere bakalım… Emekli Albay Birol Atakan, 2 Mayıs 2007'de, İstanbulAnkara yolunda şüpheli bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Tabip Yarbay Nursal Gedik, 11 Kasım 2007'de Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'nda kendi tabancasıyla intihar etti. Emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca 10 Ocak 2009'da Ankara'da Etimesgut'taki evinde canına kıydı. Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay, 25 Şubat 2009'da ‘intihar' etti. Kıdemli Yüzbaşı Olgun Ural 26 Mart 2009'da Yalova'da beylik silahıyla başına ‘bitişik ateş' ederek intihar etti. Askeri Hakim Yarbay Tanju Ünal 26 Haziran 2009'da, Güney Deniz Saha Komutanlığı'ndaki makam odasında ölü bulundu. Bitmedi…

ALİ TATAR'IN İNTİHARI

Milli Savunma Bakanlığı Teftiş Kurulu eski başkanı emekli Albay Belgütay Varımlı, 21 Kasım 2009'da, İstanbul'da 9'uncu kattaki evinin balkonundan atladı ve öldü.

Deniz Yarbay Ali Tatar, amirallere suikast soruşturması kapsamında 9 gün tutuklu kaldı, serbest bırakıldı. Daha sonra tekrar yakalama kararı çıktı. Bu karar üzerine Tatar, 21 Aralık 2009'da evinde tabancayla intihar etti.

Bu isimler Ergenekon kumpası çuvalına konulmuştu. Ya çok şey biliyorlardı ya da FETÖ için ‘tehlikeli' sayılıyorlardı. Şimdi bu ölümlerden dün 10'uncu yılına giren Behçet Oktay'ın ‘intiharı'na uzanalım… Çünkü kapatılan soruşturma 15 Temmuz'dan sonra bir daha açıldı…

1957 Malatya Hekimhan doğumlu Behçet Oktay öldürüldüğünde 52 yaşındaydı.

Öldürülmeden 6 gün önce Hizbullah'tan dinleniyordu

Tarih 19 Şubat 2009… Emniyet İstihbarat Dairesi'nin, Emniyet Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay'ın dinlenmesiyle ilgili talebine olumlu yanıt verilir. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi de 2009/1177 sayılı istihbari dinleme kararı alır. “0505 213 .. ..” numaralı telefon, Malatya Hekimhanlı Behçet Oktay'ın kimliği gizlenerek, Abdurrahman Doğru sahte isim kullanılarak takip edilmeye başlanır. Hem de şu gerekçeyle: “Hizbullah Terör Örgütü içerisinde faaliyet gösteren şahısların faaliyetlerinin deşifre edilmesi için Abdurrahman Doğru adına kayıtlı 0505 213 .. .. numaralı telefon hattının dinlenmesine…” Peki bu dinleme kararı kimin zamanında alınır? Bugün Fetullahçı Terör Örgütü'nden (FETÖ) tutuklu Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek! Dinlemeye esas teşkil eden evraklarda da FETÖ'cü Emniyet İstihbarat Dairesi personelleri Ayhan Falakalı, Yunus Yazar, Coşgun Çakar, Gürsel Aktepe, Erol Doğan, Ahmet Ümit Seçgin, Mustafa Gürkan, Salih Keskinkılıç ve Adem Çoban'ın imzaları, parafları vardır.

HİZBULLAH VE İBDAC MASKESİ

Nasıl ki, FETÖ'nün kumpasına uğramış polis şefi Emin Arslan 2008'de İBDAC adına dinlenmişse ya da Fenerbahçe Kulübü'nün o dönemki Başkanı Aziz Yıldırım İBDAC'den takip edilmişse ya da Emniyet İstihbaratı'nı uzun yıllar yöneten Sabri Uzun, İBDAC ve Hizbullah'tan sahte isim alınarak Ergenekon çuvalına atılmak istenmişse, Behçet Oktay için de aynı örgüt ve elemanları harekete geçer. Çünkü Oktay o günlerde Ergenekon'un kumpas olduğunu her yerde ifade etmektedir ve çözmeye başladığı bir ‘sır' vardır. Devam edelim…

Ergenekon çuvalına konulmak istenmişti

Şimdi Behçet Oktay'la sahte isim üzerinden alınan dinleme kararından 18 gün öncesine gidelim. 1 Şubat 2009'da Yeni Şafak Gazetesi'nde yayımlanan “Şahin'e aracı olan başkana dokunulmadı” başlıklı Abdülkadir Selvi imzalı haberi okuyalım: “Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan Özel Harekatçılar'ın, ‘İbrahim Şahin'le ilgilenmemizi Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay istedi' diye ifade vermesine karşın İçişleri Bakanlığı, Oktay hakkında henüz herhangi bir işlem yapmadı.”

SÖZDE S1 TİMİ

İbrahim Şahin

Ergenekon kumpası sürecinde Özel Harekat Daire eski Başkanı İbrahim Şahin'in, S1 adını verdiği polis ve askerlerden oluşan 300 kişilik ‘suikast timi' kurduğu iddia edilmiş, Şahin'in sakladığı silahlar Ankara'nın Gölbaşı İlçesi'nde yapılan sözde kazılarda ortaya çıkarılmıştı. Şahin'e, Behçet Oktay'ın talimatı üzerine yakın ilgi gösterdiğini belirten Antalya Özel Harekat Grup Amiri Servet Kaynak mahkemede, “İbrahim Şahin aradı. Dış görev var, ekibini kur, geçici görev ve onay yazılarınız da gelecek” dediğini anlatmıştı. Oktay için ‘kumpas' böyle kurulur. Peki Behçet Oktay neden hedeftedir? Anlatalım…

Zir Vadisi, Gölbaşı ve Poyrazköy'e silahları gömenleri açıklayacaktı

Zir Vadisi böyle aranmıştı.

Şimdi de “Ergenekon örgütünün mühimmatçısı” olarak yargılanan emekli Yarbay Mustafa Dönmez'in 2010'da yaptığı açıklamayı okuyalım: “… Behçet Oktay'ın, Zir Vadisi'nde sözde bulunduğu bildirilen mühimmatların kendisine bağlı mühimmat depolarında bulunması ile ilgili şüpheleri olduğu ve bu yönde soruşturma yaptırdığı bir sırada ölmüş olması normal görünmemektedir.”

Yani Behçet Oktay, FETÖ kumpasını daha 2009'da açıklayacak ve çökertecekti. Ve geliyoruz ‘sır' tarihe…

Solak olan Behçet Oktay sağ eliyle intihar etmiş!

Tarih 25 Şubat 2009… Ankara Dikmen'de saat 01.30 sıralarında ‘intihar' vakası yaşanır. Behçet Oktay ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirir. Yanında sonradan yargılanacak ve beraat edecek Halil Kesici isimli bir şahıs vardır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Oktay'ın ölümü konusunda yürüttüğü soruşturmayı 22 Nisan 2009'da tamamlar. Savcı Hüseyin Yalçın tarafından gerçekleştirilen soruşturmada, “takipsizlik” kararı verilir ve intihar denilir. Ancak…Oktay'ın ailesi ‘intihar değil cinayet' der ve olayın peşini bırakmaz. Çünkü çok çelişki ve soru vardır. Kardeşi Şule Oktay'ın ısrarla üzerinde durduğu sorulara hâlâ yanıt verilmedi!

Oktay'ın sağ ve sol eli üzerinde atış artığı vardı…

Dün Malatya'nın Hekimhan İlçesi'nde Oktay'ı mezarı başında anan aile şu sorulara yıllardır yanıt aramakta:

– Oktay sol elini kullanmaktayken sağ eliyle ve sağ kulak hizasından alınan bir kurşun yarasına şüpheli yaklaşılması gerekirken yeterli inceleme yapılmamıştır.

– Olay anında yanındaki şahsın ateşlenme zamanını görmediğini söylemesine rağmen her iki el içi svabındaki atış artıkları incelenmedi.

– Adli Tıp Kurumu'nun düzenlediği rapordaki ekimozlar ve göğüs kafesindeki 14 adet kırık varlığından bahsedilmesine rağmen bunlarla ilgili herhangi bir incelemeye gerek duymadan ‘bitişik atış' tespiti dikkate alınmıştır.

 Olay yerinde olduğu iddia edildiği tanığın parmak izi alınmadı.

– Özel eşyalarının kimler tarafından alındığına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. (cep telefonları, kasa anahtarı vb…)

 Kaynak: Aytunç Erkin