Ergenekon kumpasının “Efe” kod adlı gizli tanığı eski savcı Bayram Bozkurt hakkında mahkeme, 3 Eylül’de tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı.

Davanın "Efe" kod adlı gizli tanığı eski savcı Bayram Bozkurt hakkında FETÖ üyeliği suçlamasıyla Ankara 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Soruşturma aşamasında itirafçı olan ve çok sayıda isim hakkında bilgi veren Bozkurt, tutuklu olarak yargılandığı davada 7 Ağustos tarihinde hâkim karşısına çıktı. Bozkurt savunmasında, soruşturma aşamasında dile getirdiği iddialarını tekrarladı.

İLK DURUŞMADA TAHLİYE

Hürriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre; savunmaların ardından savcı, sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.

Mahkeme oy birliğiyle “sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair dosyada bulunan delillerin büyük oranda toplanmış olması, tutuklulukta geçen süre, sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma ihtimalinin yüksekliği, sanığın karartabileceği dosyada bir delilin bulunmaması nazara alınarak bu aşamada adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağı’ gerekçesiyle Bozkurt’un tahliyesine hükmetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tahliye kararına ‘kuvvetli suç şüphesi ve adli kontrol mekanizmasının yetersiz kalacağı” gerekçesiyle itiraz etti.

TUTUKLAMA EMRİ ÇIKARILDI

Savcılığın itirazını üst mahkeme konumunda olan Ankara 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi karara bağladı. Mahkeme, 3 Eylül’de Bayram Bozkurt hakkında “tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarılmasına” karar verdi. Kararda, sanık Bozkurt hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış olduğu hatırlatılarak şöyle denildi:

“Mahkemece sanığın adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağı kanaati ile sanığın adli kontrol altına alınmak suretiyle tahliyesine karar verilmiş ise de, dosyadaki mevcut delil durumu ile sanık hakkında tanık beyanları ile bilgi ve belgeler dikkate alındığında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, özellikle sanık hakkında örgüt üyeliği ve örgüt adına işlediği suçlar nedeniyle derdest kamu davalarının bulunduğu, bu dosyalar celp edilmeden etkin pişmanlıktan bahsedilmeyeceği, atılı suçun CMK’nın 100/3a maddesinde yer alan suçlardan olması dikkate alınarak itirazın kabulüne ve sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkartılmasına karar vermek gerekmiştir.”