Rus Büyükelçi Andrey Karlov'un suikast sonucu öldürülmesine ilişkin soruşturma tamamlandı. Mahkemeye gönderilen iddianameye göre suikastın ilk olarak 27 Haziran 2016'da AKP Genel Merkezince düzenlenen elçiler iftarında yapılması planlandı. Karlov iftara katılmayınca suikast 19 Aralık'ta gerçekleşti. 

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş tarafından uğradığı suikast sonucu öldürülmesine ilişkin soruşturma tamamlandı. 28 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, suikastin arkasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) olduğu, suikast talimatının örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından verildiği ve suikastin Türkiye ile Rusya ilişkilerini baltalamak için gerçekleştirildiği vurgulandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Adem Akıncı tarafından hazırlanan 609 sayfalık iddianamede, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de bulunduğu 28 şüpheli yer aldı.

İddianamede Gülen'in yanı sıra, Abdulsamet Kekeç, Ahmet Kılınçarslan, Ayşe Söğüt, Bilal Dereli, Burak Yusmak, Cemal Karaata, Cengiz Özkan, Doğukan Söylemez, Emrullah Uslu, Hamza Sevinç, Hasan Tunç, Hayreddin Aydınbaş, Hüseyin Kötüce, Kaan Bülbül, Kadir Şamlı, Murat Tokay, Mustafa Timur Özkan, Oğuzhan Öztürk, Ramazan Yücel, Salih Yılmaz, Sefa Kurnaz, Sercan Başar, Şahin Söğüt, Şerif Ali Tekalan, Temel Alsancak, Ufuk Gül ve Vehbi Kürşad Akalın şüpheli olarak gösterildi.

Şüpheliler hakkında "anayasal düzeni ihlal", "silahlı terör örgütüne üye olma", "terör amaçlı tasarlayarak öldürme", "terör amaçlı kasten öldürmeye teşebbüs" ve "terör amaçlı korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve çeşitli hapis cezaları istendi.

İddianamede Karlov'un eşi Marina Mihaylovna Karlova ile saldırıda yaralanan Anıl Değer, Leyla Gündoğan ve Anastas Zimrikaki de müşteki olarak yer aldı.

İddianamede Karlov suikastının arkasında, 15 Temmuz darbe girişiminin faili ve aynı zamanda bir casusluk ve istihbarat örgütü olan FETÖ'nün bulunduğu, suikastın, "Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilere yönelik provokasyon türünde bir eylem" olduğu kaydedildi.

İddianame, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

FETÖ, SUİKASTI 6 AY ÖNCE DE PLANLAMIŞ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Karlov cinayetinin Rusya ile Türkiye'yi karşı karşıya getirmek için FETÖ tarafından işlendiği vurgulandı.

İddianamede, örgütün cinayetten yaklaşık 6 ay önce de suikast planladığı ifade edildi.

İddianameye göre, AKP Genel Merkezince 27 Haziran 2016'da düzenlenen 9. Geleneksel Büyükelçiler İftar Programı'nın davetlileri arasında dönemin Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un da bulunması üzerine, FETÖ'den suikast talimatı alan tetikçi Altıntaş, programın düzenleneceği mekana yine koruma polisi olarak sızacaktı.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Altıntaş'ın şüphe çekmemek için programda Başbakanlık personelinin taktığı yaka rozetini kullanacağı ancak Karlov'un o gün yurt dışında bulunması nedeniyle suikast girişiminin başarısız olduğu belirtildi.

İddianamede buna ilişkin şunlar kaydedildi:

"Terörist Mevlüt Mert Altıntaş'ın belirtilen süreçte Başbakanlık rozeti ile ilgili olarak arama yapmış olduğu hususu da nazara alındığında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından terörist Mevlüt Mert Altıntaş'a, Büyükelçi Andrey Karlov'un katılacağı 27 Haziran 2016 tarihindeki AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen 9. Geleneksel Büyükelçiler İftar Programı'nda Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Sayın Andrey Karlov'a tıpkı 19 Aralık 2016'da gerçekleştirdiği eylem gibi olay yerine koruma polisi kılıfı altında girerek eylem gerçekleştirmesi hususunda talimat verildiği, 27 Haziran 2016 tarihindeki iftar programında Büyükelçiye silahlı saldırıda bulunulmasının planlandığı, ancak Sayın Büyükelçinin yurt dışında bulunması ve belirtilen etkinliğe katılmaması nedeniyle terörist Mevlüt Mert Altıntaş'ın, arkasındaki FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün ve bu örgütü kullanan dış güçlerin gerçekleştirmeyi planladıkları saldırıyı gerçekleştiremedikleri kanaatine varılmıştır.

Bu kapsamda FETÖ/PDY terör örgütü ve arkasındaki dış güçlerin 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü öncesinde Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'a yönelik silahlı saldırıda bulunmak suretiyle her iki ülke arasındaki ikili ilişkileri kopararak, her iki ülkeyi olası bir sıcak çatışma durumuna getirmeyi, 15 Temmuz 2016 öncesinde ülkemizde suikast gerçekleştirmek suretiyle bir kaos ortamı oluşturmayı planladıkları anlaşılmıştır."

ÖRGÜT MENSUBU MİT ÇALIŞANINDAN BİLGİ İSTENMİŞ

Suikastın nasıl planladığının ayrıntılı şekilde anlatıldığı iddianamede, örgüte Karlov ile ilgili bilgilerin eski MİT çalışanı örgüt üyesi şüpheli Vehbi Kürşad Akalın'dan geldiği anlatıldı. Vehbi Kürşad Akalın, ifadesinde MİT İstihbarata Karşı Koyma (İKK) bölümünde Rusya masasında çalıştığını, FETÖ soruşturmaları kapsamında 2017'nin Haziran ayında ihraç edildiğini söyledi. Teşkilatta 3 yıl 4 ay çalıştığını ve bu süre içerisinde tamamen Rusya masasında görev yaptığını belirten Akalın, yaptığı iş ve çalıştığı bölüm nedeniyle Rusya Federasyonu'nun Türkiye'deki istihbari faaliyetleri ile ilgili birçok bilgiye ve bu ülkenin Türkiye'de bulunan temsilcilikleri ile de ilgili bilgilere sahip olduğunu ifade etti. Örgütte kendisi ile ilk etapta Yıldıray Pala isimli şahsın ilgilendiğini, daha sonra ise 'Yusuf' kod adlı soruşturmanın şüphelilerinden Hüseyin Kötüce'nin kendisiyle ilgilenmeye başladığını dile getiren Akalın, Kötüce'nin Rusya savaş uçağının düşürülmesinden sonra kendisiyle sık sık görüştüğünü anlattı.

BÜYÜKELÇİLİĞİN GÜVENLİĞİ HAKKINDA İSTİHBARİ ÇALIŞMA YAPILMIŞ

Kötüce'nin, görüşmelerde sürekli olarak Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği'nin güvenliğinin nasıl olduğunu ve ne şekilde sağlandığını sorduğunu aktaran Akalın, "Büyükelçi Andrey Karlov ile ilgili ve şahsın kişiliğiyle alakalı bilgiler verdim. Sadece Karlov ile alakalı değil, sorduğu diğer çalışanlarla ve güvenlikle alakalı bilgiler de verdim. Güvenlikle ilgili bir şirketin ana kapıda nöbet tuttuğunu, bazen olası eylemlere karşı polisin dışarıda, sokakta güvenlik sağladığını, Büyükelçilik binası içerisinde ise güvenlikten sorumlu personelin görev aldığını söyledim. Bu hususları Yusuf kod adlı kişiye sohbet ortamında bir araya geldiğimizde sözlü olarak verdim. Herhangi bir belge veya dijital materyal şeklinde vermedim. Yusuf kod adlı kişi, Karlov'un aracına koruma aracının eşlik edip etmediğini sordu. Ben, bu durumun değişkenlik gösterdiğini, Büyükelçilik ile alakalı protesto eylemlerinde koruma aracının eşlik edebildiğini, gösteri ve protesto eylemleri olmadığında ise normal prosedürün devam ettiğini, Büyükelçinin protesto olaylarında korumalarının olduğunu, onun haricinde Türkiye'de kendisini güvende hissetmesi nedeniyle koruma talep etmediğini söyledim" şeklinde ifade verdi.

BU BİLGİLER SAYESİNDE SUİKAST PLANLANDI

Verdiği bilgilerin ne yapıldığını, nerede kullanıldığını Kötüce'ye sorduğunu belirten Akalın, şunları söyledi:

Reklamdan sonra devam ediyor 

"Bu bilgilerin 'Abi'ler tarafından incelendiğini, diğer kaynaklardan elde edilen bilgilerin bir araya getirildiğini ve elde edilen bu bilgiler sayesinde yol haritası hazırlanıldığını söyledi. Ülke içerisinde makam sahibi konumunda olan 'Abi'lere bu yönde bilgiler verildiğini ve bu 'Abi'lerin çizilen rota dahilinde politika ürettiklerini ve bu yönde işlemler yaptıklarını belirtti. Ayrıca sadece kendisinden bilgi almadıklarını, teşkilat içerisinde bulunan ve örgüt mensubu olan diğer arkadaşlarından da bilgi aldıklarını söyledi."

KÖTÜCE MİT ÜYELERİNİN 'ABİ'LİĞİNİ YAPTIĞINI KABUL ETTİ

Şüpheli Hüseyin Kötüce, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nda (BTK) 2013 ile 2017 tarihleri arasında uzman yardımcısı olarak görev yaptığını belirterek, bu sürede MİT içerisindeki bazı örgüt üyelerinin 'Abi'liğini yaptığını ve kod isminin 'Yusuf' olduğunu kabul etti. Örgüt içerisindeki 'Abi'si 'Sadık' kod adlı soruşturmanın şüphelilerinden Cemal Karaata'nın kendisinden Rusya Büyükelçiliği ile ilgili bilgiler istediğini kaydeden Kötüce, bunun üzerine MİT'in İKK bölümünde Rusya Federasyonu biriminde çalışan 'Vedat' kod adlı şüpheli Vehbi Kürşad Akalın'dan buna ilişkin bilgiler aldığını, bu bilgileri laptopuna işlediğini ve Karaata'ya teslim ettiğini ifade etti. Kötüce, Karaata'nın istediği bilgiler arasında Andrey Karlov'un kimler tarafından korunduğu, koruma kullanıp kullanmadığı gibi bilgiler ile genellikle Karlov ile alakalı bilgiler olduğunu anlatarak, bu bilgilerin kendisinden Rus uçağının düşürülmesi olayının ardından istendiğini söyledi.

BİLGİLER GÜLEN'E İLETİLDİ

Kötüce, söz konusu bilgilerin doğrudan doğruya en yukarıya (Fetullah Gülen) götürüldüğünü, Karaata'nın bir keresinde Amerika'ya giderek örgüt elebaşı Gülen'e bu hususları kendisinin arz ettiğini söylediğini kaydetti. Gülen'e bilgiler gitmeden herhangi bir karar verilebileceğini düşünmediğini anlatan Kötüce, silsile içerisinde bilgilerin gittiğini, bu şekildeki bir karar verildiğini düşündüğünü, örgüt içerisinde Gülen'in bilgisi ve izni dışında karar alınmasının söz konusu olmadığını ifade etti.

ALTINTAŞ'IN 'ABİ'Sİ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

Suikasti gerçekleştiren Mevlüt Mert Altıntaş'ın örgüt içerisindeki abisi olduğu belirtilen şüpheli Şahin Söğüt, Altıntaş ile doğrudan veya dolaylı herhangi bir irtibatının bulunmadığını, FETÖ üyesi olmadığını savundu. Söğüt, söz konusu suikasttan de haberinin olmadığını öne sürerken, iddianamede, Söğüt'ün FETÖ ile irtibatına yer verildi. Soruşturmanın şüphelilerinden Salih Yılmaz'ın, alınan ifadesinde, Ankara'ya gelen Mevlüt Mert Altıntaş'ı soruşturmanın şüphelilerinden Ramazan Yücel'in karşıladığını ve Altıntaş'ı Söğüt'e teslim ettiğini anlattığı kaydedildi. Söğüt'ün kod adının 'Ahmet' olduğunu belirten Yılmaz'ın, "Şahin Söğüt, derecelendirilmede de 5/5 olarak derecelendirilmiş, kendisini örgüte adamış bir kişiydi. Örgütün ifadesiyle dava adamı olan bir kişiydi" şeklinde beyanda bulunduğu aktarıldı. İddianamede, Söğüt'ün ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiği, FETÖ çatı davası sanıklarından örgütün üst düzey yöneticileri Ali Çelik ve Ziya Demirel ile HTS kaydının bulunduğunun belirlendiği anlatıldı.

GÖZALTINA ALINIRKEN TELEFONUNU KIRMIŞ

İddianamede, gözaltına alınan Söğüt'ün, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü D Büro Amirliği içerisinde bulunduğu esnada masa üzerinde delil poşeti içerisinde bulunan üzerinden ele geçirilen hatsız şekildeki cep telefonunu bir anda alarak açık olan oda kapısından hızla koştuğu anlatıldı. Söğüt'ün, peşinden koşan polisleri engellemek için kağıt kıyma makinesini yıktığı, boş ekran dolabını devirdiği ve tuvalet kısmana girerek kapıyı kilitledikten sonra telefonu kırdığı belirtildi. Tuvalet kapısı kırılarak etkisiz hale getirilen Söğüt'ün, polislere, "Telefon içerisindeki hiçbir şeyi alamayacaksınız, hepinizin Allah belasını versin, zalimsiniz, mazlumları eziyorsunuz" dediği aktarıldı.

MAİLLERİ DE O SİLMİŞ

İddianamede, Altıntaş'ın suikastla ilgili talimatları mail üzerinden aldığı ve olaydan hemen sonra mail adresindeki mesajların silindiği belirtildi. Altıntaş'a talimatları ileten ve birebir ilişkiyi kurduğu anlatılan Söğüt'ün olaydan sonra Altıntaş'ın maillerini de sildiği belirtildi. Söğüt'ün, suikasttan 10 gün önce de Altıntaş'ın evinin yakınlarında baz kaydı tespit edildi. Altıntaş'ın bu görüşmenin ardından suikast hazırlığı yapmaya başladığı ve suikast talimatının da Söğüt tarafından getirildiği belirtildi.