FETÖ terör örgütü mensupları yurt dışında faaliyetlerine aralıksız devam ediyor. Örgütün propagandasını yapan üyeler Türkiye’yi de tehdit etmekten geri kalmıyor.

Avustralya’nın ABC Televizyonunda, FETÖ Lideri Fethullah Gülen’in ‘sağ kolu’ olarak bilinen Alp Aslandoğan ile bir röportaj yayınlandı.

Oda TV'de yer alan habere göre; kanal röportajı, ‘Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen arasındaki ayrılık’ başlığıyla yayınladı. Alp Aslandoğan'ın, FETÖ'nün geleneksel algı yöntemini röportajın başından sonuna kadar sürdürdüğü görüldü.

Örgütü sivil bir hareket gibi göstermeye çalışırken, FETÖ'nün ülkeyi ele geçirmek için yaptığı hamleleri tamamen görmezden gelen bir üslupla aklamaya çalıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı koşulsuz ittifak beklemekle suçlayan Aslandoğan 15 Temmuz ve öncesindeki polis ve yargı darbeleri de dahil FETÖ'nün arkasında olduğu hükümeti düşürmeye yönelik hamle ve çabalarına ise hiç değinmedi.

"BAŞLARDA DESTEKLEDİ ÇÜNKÜ DEMOKRASİ VAADEDİYORDU"

Fetullah Gülen'in, Erdoğan yönetiminin erken dönemlerinde onu desteklediğini ileri süren Aslandoğan, röportajda “Bu desteğin sebebi, Erdoğan’ın daha çok demokrasi, daha çok özgürlük ve halk üzerinde daha az hükümet otoritesi vadetmesi yüzündendi” diye konuştu.

Ancak Aslandoğan, ‘Erdoğan U dönüşü yapınca’ Gülen’in kendisine yönelik desteğini geri çektiğini iddia etti. Aslandoğan, bahsettiği ‘U dönüşünü’ ise ‘Erdoğan’ın üçüncü seçim zaferi’ olarak nitelendirdi ve “Gülen hareketi Erdoğan’ı daha fazla destekleyemezdi” dedi.

tehdit002.jpg

"KOŞULSUZ İTTİFAK BEKLİYORDU"

“Erdoğan, kendi bakış açısına göre koşulsuz ittifak bekliyordu ve bunun olmaması onun canını sıktı” diyen Aslandoğan, konunun ‘tarihsel’ sebepleri de olduğunu belirterek “Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerde, liderler ve yöneticiler, din alimlerinin her zaman yanlarında olmalarını ve aldıkları politik kararları sonuna kadar desteklemelerini beklerler. Ancak vicdanı olan hiçbir alim bunu kabul edemez” dedi.

"HERKESE AÇIK OLABİLMEK İÇİN"

Aslandoğan, kendisine yöneltilen, Gülen’in devletin kilit noktalarında olmasının bir tehdit olup olmadığı ve Gülen hareketinin neden bir siyasi parti olmadığı sorusuna örgütün genel savunma üslubu ile ‘Herkese açık olabilmek için siyasi parti olmadıklarını’ iddia ederek yanıt verdi.

tehdit1.jpg

"LİBERAL DEMOKRASİLERDE TAMAMEN AÇIK ÇALIŞIYORUZ"

Sunucunun, ‘Gülen Hareketi’nin gizli çalışma yöntemine ilişkin eleştirilerin bulunduğunu’ hatırlatması üzerine Aslandoğan 40 yıllık sinsi örgütlenmeyi, “Şeffaflık konusunu anlamak için Türkiye’yi anlamalıyız. Türkiye’de yalnızca Hizmet hareketi değil, bir sürü grup yıllardır baskı altında faaliyet yürüttü. Bu yüzden çoğu grup hayatta kalabilmek için gizli çalışma yöntemini seçti. Türkiye dışında, örneğin batılı liberal demokrasilerde tamamen açık çalışıldığını göreceksiniz” sözleri ile savundu.

"ERDOĞAN’A KARŞI DÜNYA ÇAPINDA BİR FARKINDALIK YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Sunucu O’Connor’un “Dünya çapında bir sürü destekçiniz, fonladığınız bir sürü okulunuz var. Görünen o ki kaynaklarınız güçlü. Ancak bu gücü Erdoğan’ın çok otoriter rejimine karşı etkili bir muhalefete nasıl dönüştüreceksiniz” ifadeleriyle yönelttiği soruyu ise Aslandoğan, "Hizmet hareketi hiçbir zaman Erdoğan’ın siyasi rakibi olmadı, böyle bir niyetimiz de yok. Biz yalnızca Türkiye’de ve dünyada insan haklarını savunuyoruz. Maalesef Türkiye’deki insanlara çok yardım edemiyoruz, biz de dünya çapında bir farkındalık yaratmaya ve Türkiye’nin müttefiklerinden bu konuda bir duruş sergilemelerini sağlamaya çalışıyoruz” diye yanıt verdi.

"DOSTLARIMIZ NE GEREKİYORSA YAPIYORLAR"

Program sunucusunun, Gülen’in Türkiye’deki çoğu destekçisinin hapiste olduğunu hatırlatması üzerine ise Aslandoğan, “Dostlarımız, hapisteki kişilerin durumlarına çare bulabilmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Hapisteki kişilerin, kanun dışı gözaltı işlemlerine ve işkencelere karşı BM’nin ilgili komitelerine ya da aile hakları ve benzeri konularda AİHM’e başvurmaları konusunda yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ancak çok az bir kısmına yardımcı olabiliyoruz ve bu korkunç bir durum” dedi.

"ERDOĞAN, DEMOKRATİK YOLLARI ÇOK ZORLAŞTIRDI"

Aslandoğan ayrıca, Türkiye’deki durumun geleceğiyle ilgili gelen soruyu ise şu şekilde cevapladı:

“Bence, medya, büyük para ve yargının kontrolüyle ve son seçimlerin ardından Erdoğan, kendisini demokratik yollarla görevden almayı çok zorlaştırdı. Bunun, Türk halkının demokrasi için güçlü arzularını ifade etmesine yol açacağını düşünüyorum. Bunun bedeli ise ağır olabilir ve her şey çok kötü bir hale dönüşebilir.”

"TÜRKİYE DEMOKRASİSİNİ RESTORE EDECEK YOLLAR ARIYORUZ"

Sunucu O’Connor çanak sorularına “Hareketiniz onu görevden almanın bir yolunu bulmayı düşünüyor mu?” sözleri ile devam etti. Aslandoğan bu soruya “Biz kendimizi bir siyasi rakip olarak görmüyoruz ancak bir sivil toplum kuruluşu olarak, uluslararası hukuk çerçevesinde Türkiye demokrasisini restore edecek yollar arıyoruz” sözleri ile cevap verdi.

Alp Aslandoğan bu sözleri ile 15 Temmuz'da gerçekleştiremedikleri darbeyi bu kez de uluslararası hukukla gerçekleştirmek için çalışma içinde olduklarını itiraf etmiş oldu.

"GÜLEN’İN İADESİ GERÇEKLEŞMEYECEK"

Gülen’in iadesine ilişkin de konuşan Aslandoğan, Gülen’in iadesinin gerçekleşmeyeceğini söyledi ve “Bence bu durum gerçekleşmeyecek. İade anlaşması adil bir yargılama talep ediyor ve Gülen’in bu konuda herhangi bir umudu yok. Türkiye hükümeti de Gülen’in bir ABD mahkemesinde yargılanıp suçlu bulunmasını sağlayacak yeterli kanıt sunamadı. Rahip Brunson davası ve diğer davalar, Türkiye’de yargı bağımsızlığının tamamen yok olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Mahkemeler Türkiye’de birer politik enstrümana dönüştü. Bu nedenle, bu koşullar altında ABD’nin Gülen’i iade etmesi pek olası değil” dedi.

"GÜLEN ACI ÇEKİYOR"

Aslandoğan, Gülen’in sağlık durumuyla ile ilgili de konuşarak, Gülen’in haftada iki kez vaaz verebildiğini, misafir kabul edebildiğini ve belirli bir derecede yürüyüşler yapabildiğini ancak ciddi kronik hastalıklarından ötürü acı çektiğini söyledi.