Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararına yönelttikleri eleştirilerini hatırlatarak, "Sonra benim kulağıma kadar ulaştırılan şu bilgiyi yaydılar, parti kurulmayacak. AK Parti içerisinde bir ‘iyilik hareketi’ olarak muhalefet yapılacak" diye yazdı. 

Hasan Öztürk, Yeni Şafak'ta "Böyle ‘dost’ olduktan sonra düşmana ne hacet" başlığıyla yayımlanan yazısında Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'nun yeni parti yerine daha önce FETÖ'ye cemaat yerine 'iyilik hareketi' olarak tanımlamanın içindeki 'iyi' kelimesini de parti adı olarak Meral Akşener'e kurdurulduğu konuşulmuştu. 

Hasan Öztürk de bugünkü yazısında Gül ve Davutoğlu'nun parti kurma yerine başlatacakları girişimin adının da 'iyilik hareketi' olarak duyurulması FETÖ'nün AK Parti'de ikinci siyasi hamlesi olarak algılandı. 

Öte yandan MHP'yi ele geçiremeyen FETÖ kendilerini cemaat yerine 'iyilik hareketi' olarak tanımlamış bu kelimenin içindeki iyi kelimesini Meral Akşener'e kurdurdukları partinin adını verdikleri konuşulmuştu. 

Hasan Öztürk köşe yazısında ilgili bölüm şu şekilde:

"TEK MAKSATLARI ERDOĞAN'A ÇİZİK ATMAK"

"’Yazık bir arpa boyu yol almamışız’ diyerek 17 yılın birikimini bir poşete doldurup çöp kutusuna atmaya yeltenmişseniz, maksadınız çoktan ’üzüm yemenin’ ötesine geçmiş demektir. Tek bir maksatları olduğunu biliyorduk. Erdoğan’a çizik atmak… Mümkünse meşru/gayri meşru ne kadar aktör varsa birlikte Erdoğan’ı siyasetten tasfiye etmek.

Maksatlarına ulaşmak için vermedikleri söz, yapmadıkları eylem, girmedikleri angajman kalmamıştı. Bunu da biliyorduk. Ne dışarıdaki ’ahbap’ları, ne içerideki aparatları… Açıkta hiçbirini bırakmadılar. Her fırsatta ’Bir araya gelemez’ denenlerle bile gizli kapaklı iş tuttular.

Hazırlandılar. Hazırlık yaptılar. Beklediler. 7 Şubat MİT krizinde, Gezi’de, 17/25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da nihai hedef hep aynıydı: Erdoğan. Çünkü Erdoğan tespihin imamesidir. Yani birliğin sembolüdür. Bir arada tutmanın adıdır. İyi de o tespihi ‘yol arkadaşları’ neden dağıtmak istemektedir?

"30 KEZ PARTİM KELİMESİNİ TEKRARLAYIP"

‘Partim’ diyerek söze başlayıp, 30 kez ‘partim’ kelimesini tekrarlayıp ne Ak Parti’nin hukukunu ne Erdoğan’ın hukukunu korudular. Yetinmeyip üstüne bir de ’Bize yapılanları, biz güçlenince başkasına yapıyoruz’ minvalinden ’otoriterleşme’ gibi irrite edici yaftalamalara tevessül ettiler. Oysa Erdoğan’ın, ‘Kardeşim’ dediği biriydi. Bir diğeri, ‘Hocam ilmine saygım var’ dediğiydi. En sonunda dayanamayıp Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimlerinin yenilenmesine ilişkin kararı üzerinden sözüm ona ‘partilerini’ sözüm ona ‘liderlerini’ tartışmaya açtılar.

'İYİLİK HAREKEYİ' OLARAK MUHALEFET YAPILACAK 

Hatta yazının yayınlanmasından birkaç gün sonra Sayın Davutoğlu’nun ’manifesto’ denen ama Ak Parti ve Erdoğan eleştirisinden başka bir şey olmayan metni çıktı ortaya. (Burada yanıldığımı söylemeliyim. Ben altında başka isimlerin de imzasının olacağı bir deklarasyon beklerken, tek bir imza ile yayınlanan manifesto çıktı ortaya. Gerçi, Davutoğlu medyasında ‘ortak akıl’ ile bir metin hazırlandığı yazıldı.)

Sonra benim kulağıma kadar ulaştırılan şu bilgiyi yaydılar: ’Parti kurulmayacak. Ak Parti içerisinde bir ‘iyilik hareketi’ olarak muhalefet yapılacak.’

GÜL, TÜM MUHALEFETİ YÖNLENDİRMEYE SOYUNMUŞ

Sayın Gül cenahındaysa işler daha bir komplike. Çünkü Gül ve ekibinin hem HDP ile hem CHP ile hem de Saadet Partisi ile ilişki kurma, görüş alışverişi yapabilme, hatta birlikte strateji geliştirebilme becerileri var. Bu kombinasyona İyi Parti’yi (İP) de dahil etmek istediler ama olmadı. Belki ileride olur bilemiyorum.

Lakin hem Sayın Davutoğlu’nun hem Sayın Gül’ün YSK kararı üzerinden Erdoğan’a ve Ak Parti’ye yönelik hamlesi ‘eleştiri’ değildir. Maksatlıdır ve bir stratejinin ürünüdür. Ne diyelim, böyle dost olduktan sonra düşmana ne hacet."

Hasan Öztürk, kendisine gelen bilgileri bu şekilde aktardı. Öztürk'e gelen bilgilerde özellikle o kelimeler kullanıldığı dikkat çekti. O da FETÖ'nün eski Zaman gazetesi yayın yönetmeni ve şimdilerde FETÖ'nün sözcülüğünü yapan Ekrem Duman'nın Gülen grubunu cemaat olmadığı 'İyilik hareketi'.olarak görülmesi gerektiğini söylemişti. 

MERAL AKŞENER VE ABDULLAH GÜL BİRLİKTE ÇALIŞTI 

1997 yılında kurulan Refah Yol Hükümetinde 28 Şubat pos modern darbe ile devrilen merhum Necmettin Erbakan başbakanlığında koalisyon yardımcısı Tansu Çiller'den sonra gelen Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olan RP'li Abdulllah Gül ile DYP'li İçişleri Bakanı Meral Akşener'in aralarının da çok iyi olduğu biliniyordu. İki isimde hükümette en öneli görevlere getirilmişti. Bu nedenle ikisi de çok mutluydu. 

MERAL AKŞENER, ABDULLAH GÜL HAMLESİNİ İŞARET ETMİŞ

FETÖ'nün kurduğu İYİ Parti'nin başına getirildiği iddia edilen Meral Akşener'in, yine hakkında FETÖ kriptosu olduğu konuşulan Abdullah Gül ile ilgili 24 Haziran'dan hemen sonra verdiği röportajda yeni parti ile ilgili önemli işaretler verdiği ortaya çıktı. Yapılan röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve o günden itibaren 31 Mart yerel seçimleri kıstas alarak açıklamalarda bulunan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Abdullah Gül parti kurar mı?" sorusuna "Sayın Gül çapındaki bir siyasetçi bugün onu yapmaz. 31 Mart akşamı çıkan sonuç bunu belirler" yanıtını verdi.

Meral Akşener, Ocak 2019'da 10 gün kala gündemi BBC'den Ayşe Sayın'a değerlendirerek, Abdullah Gül'ün yeni bir parti kuracağı iddiasına ilişkin "Sayın Gül çapındaki bir siyasetçi bugün onu yapmaz. 31 Mart akşamı çıkan sonuç bunu belirler" dedi.

"SEÇİME GİDERKEN BÖYLE BİR PARTİ KURULMAZ"

Yine seçim sürecinde siyasi kulislerde bir süredir 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, önümüzdeki günlerde yeni bir siyasi parti kuracağı iddiaları konuşuluyor. Akşener, gazetecilerin bu konudaki soruları üzerine ise şu yanıtı verdi: "Seçime giderken böyle bir parti kurulmaz diye düşünüyorum. Genellikle siyasi çalışmaların özelliği seçim sonrasını görmektir."

"SAYIN GÜL'Ü UZUN ZAMANDIR TANIR, SAYAR VE SAYGI DUYARIM"

Abdullah Gül'ü uzun zamandır tanıdığını belirten Akşener kendisine saygı duyduğunu belirterek, "Dolayısıyla 'Hadi, canım istedi parti kurduk' demekle olmuyor. Bir büyük mücadeleyi veriyorsunuz, gerekçen olması gerekiyor. Ben Sayın Gül'ü uzun zamandır tanır, sayar ve saygı duyarım. Sayın Gül çapındaki bir siyasetçi bugün onu yapmaz. 31 Mart akşamı çıkan sonuç bunu belirler" dedi. 

BİRİ DIŞARIDAN DİĞERİ DE İÇERİDEN SÖZDE 'İYİLİK HAREKETİ' İLE SALDIRMAYA DEVAM EDECEK 

Bunlardan da anlaşıldığı gibi haklarında FETÖ iddiaları dolaşan iki isimde de birbirlerini uzun zamandır tanıyor bir birilerine karşı oldukça saygılılar ama durum kurdurulan partide lider olma durumda ise birbirleriyle ters düşebiliyorlar. Örneğin 24 Haziran Cumhurbaşkanı seçimlerinde Gül hazır olmasına rağmen Meral Akşener buna karşı çıktı. Üstelik bunu Abdullah Gül açıkladı. Böylece iki FETÖ ile ilişkilendirilen Meral Akşener 'İyilik hareketi' planında İYİ Parti genel başkanlığı ile dışarıdan, AK Parti'nin yeteri kadar oy kaybı ve güven sarsılması yaşamadığı için Abdullah Gül'de'İyilik hareketi' ile içeriden saldırmaya devam edecek.