AKP öncesi futbol kulüplerinin borcu yok. Oysa bugün futbolumuzun markaları olan dört büyük kulüp parasal olarak yıkımın eşiğinde.

Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un borç toplamı 9 milyar (Katrilyon) liranın üstünde.

3.5 milyarla (katrilyon) Fenerbahçe en çok borçlu olan kulüp.

Onu 2.8 milyarla (katrilyon) Galatasaray izliyor.

Üçüncü çok borçlu Beşiktaş’ın rakamı 2.1 milyar (katrilyon)

Trabzonspor’un borcu 1.2 milyar (katrilyon)

GELİRLER TEMLİKLİ

Keza Başakşehir gibi iktidar yandaşı müteahhitlerce beslenen istisnaları saymazsak süper ligdeki bütün takımlar borçlu ve gelirleri bankalar tarafından temlikli.

Dört büyük kulübün yayın gelirleri ile borçlarını ödeyebilmesi için 13 yıl boyunda bir kuruş harcama yapmaması gerekiyor.

Çok özet olarak sunduğumuz bu mali bilanço Türk futbol kulüpleri ve dolayısıyla Türk futbolunun battığının resmidir.

Peki bu kadar para harcandı da Türk futbolu zirveye mi çıktı?

BÜYÜK YANLIŞLAR

Tam tersine futbolumuz son 15 yılda dibe vurdu ki, bunun göstergesi Türk Milli Takımının Avrupa’nın C klasmanına düşmesidir.

Oysa Türkiye 2002’deki Dünya Kupasında üçüncü olmuştu. Keza Galatasaray Avrupa şampiyonuydu.

Evet AKP iktidarı ile beraber her şey gibi futbolumuz da yerlerdedir.

Yabancı futbolcu serbestisi ile yüzlerce milyon doların dışarıya saçılmasından, gençlerin top oynayabileceği yeşil alanlara gökdelenler dikilmesine, statlara giden futbol seyircisinin fişlenmesinden, kulüpler arasında taraf tutulması ve plansızprogramsızhedefsiz spor anlayışlarına kadar pek çok yanlışlıkla tükenişin taşları döşenerek bu noktaya gelinmiştir.

DÖRT BÜYÜKLERİN AKIBETİ

İktidarın futbola yaptığı tek olumlu katkı, herhalde yandaş müteahhitler kazansın diye yeni statların inşasıdır.

Tablo bu olunca çöküş, eşyanın tabiatı olarak karşımıza çıkıyor.

Abartmıyorum Türk futbol kulüplerinin yüzde 95’i artık batıktır ve uzatmaları oynamaktadır zira kulüpler bırakın borçlarını geri ödemeyi, borçlarının faizlerini bile ödeyemez durumdadır.

Bu gidişat kulüplerimiz ve dolayısıyla futbolumuzun Katar ve Malezyalılara satılması sonucunu getirecektir ki, iktidarın bugüne kadar izlediği politikalar, bu zeminin yaratılması için miydi kuşkusunu bile akla getiriyor.

YERLİ VE MİLLİ Mİ DEDİLER?

Futboldaki yayın hakkı imtiyazının önceden Katar’lılara verilmesi, hadisenin paket bir proje olduğu savlarını güçlendiriyor.

Şirketlerbankalar, derelertepeler, yalılaroteller, fabrikalarsantraller, limanlarhastaneler yetmedi, futbolumuzu bile Bayrampaşa ilçemizden küçük olan kıytırık Katar’a teslim etmek üzereyiz.

“Olmaz, mümkün değil, satamazlar” demeyin. Ülkenin hastaları ve hatta geleceğini satanlar, katrilyon borcu olan kulüpleri umursar mı?


Aydınlık