İstanbul Fatih'te, kapısında 'Dikkat siyanür var' yazılı not olan bir evde, 2'si kadın 4 kardeş ölü bulunmuştu. Konuyu bugünkü köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı , olay olduğu günden beri algı operasyonu başlatan 'yi sert dille eleştirdi. Dilek Güngör, "Daha ın nasıl olduğu bile bilinmezken, mahalle bakkalına larını ve 'a elektrik faturalarını ödeyemediklerini belirterek, 4 kardeşin yoksulluktan öldüğüne dair haberler servis ettiler. Tabii, BBC topa girer de 'i Birgün'ü durur mu! Sosyal medyadaki 'etki ajanları' devreye sokulmaz mı? Hemen 'Susmayın' hasthagleri açıldı. İyi Parti,  üzerine atladı. Halkevleri eyleme çıktı. Belli ki, birileri bir şeyleri kaşımaya çalışıyor." ifadelerini kullandı..

"Bir şeyleri kaşımaya çalışıyorlar!" 

Konu hassas biliyorum. Adli tahkikat devam ediyor. Adli Tıp Raporları çıkmadı. Ama hem olay, hem veriliş şekli kafamı kurcalıyor.
Duymuşsunuzdur…
Fatih'te önceki gece 4 kardeş siyanür içerek intihar etti. Yaşları, 48, 54, 56 ve 60… Hiç evlenmemişler. Aynı evde yaşıyorlar. Babaları evi terk ettikten sonra Yetişkin kardeşlere anneleri bakmış. 5 yıl önce de anneleri vefat etmiş.
En büyüklerinin obezite hastası, diğer ikisinin hiç çalışmadığı, bir tanesinin de şarkıcılık, modellik yaptığı söyleniyor.
Öncelikle bir insanın hayatına son verme kararı alması öyle kolay bir şey değildir. Belli ki, ağır psikolojik sorunlarla boğuşuyorlardı.
Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum.


Fakat fark ettiniz mi bilmiyorum.
Olay olduğu günden itibaren bir algı başlatıldı. İşin başını BBC Türkçe çekti. Daha ın nasıl olduğu bile bilinmezken, mahalle bakkalına larını ve 'a elektrik faturalarını ödeyemediklerini belirterek, 4 kardeşin yoksulluktan öldüğüne dair haberler servis ettiler. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada en fazla intihar vakasının olduğu 78'inci ülke olan, her yıl oranın yüzde 12'ler civarında arttığı İngiltere'nin ajansının konuyla epeyce ilgilenmesi dikkatimi çekti. "Kendi memleketlerinde bu vakalara ne kadar duyarlılar" diye baktım, aradım, taradım. Pek de köpürttükleri bir meseleye rastlamadım.



Tabii, BBC topa girer de Cumhuriyet'i Birgün'ü durur mu! Sosyal medyadaki 'etki ajanları' devreye sokulmaz mı?
Hemen 'Susmayın' hasthagleri açıldı. İyi Parti, CHP üzerine atladı. Halkevleri eyleme çıktı.
Belli ki, birileri bir şeyleri kaşımaya çalışıyor.

Sözcü gazetesi:


Hatırlayın… Mayıs ayında köprüde arabasını yakıp denize atlayan adamın da maddi sıkıntıdan intihar ettiğini yaydılar.
Sonra adamın eşiyle sorunları olduğu ortaya çıktı. Bana kalırsa, toplumda infial yaratmak için her yol deneniyor!
Neyse konuya geri dönersem… Elimde SGK bilgileri var. O bilgiler, 4 kardeşi intihara sürükleyen nedenin yoksulluktan öte bir durum olduğunu gösteriyor. Zira, Oya Yetişkin'in Temmuz 2019 itibarıyla Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki prime dayalı esas kazancı 5.800 TL (yani net maaşı 4.000 TL'nin üzerinde)… Kamuran Yetişkin de her ay devletten 800 TL yetim aylığı alıyor. Yaşar Yetişkin'in 1.5 yıl önce  kaydı var. Ondan sonra part time işlerde çalıştığı için sosyal güvenlik kaydı bulunmuyor. Ama ne hikmetse,  2 ay önce üniversiteden kendi isteğiyle ücretsiz izne ayrılıyor.
Üniversiteden kimseye ulaşamadım.
Sanırım, Oya Yetişkin'le ilgili verecekleri bilgiler aydınlatıcı olacaktır.
Bir de şöyle bir durum var: Kardeşler, bugüne kadar ne işsizlik maaşına, ne kaymakamlığa, ne sosyal yardımlaşma vakfına başvurmuşlar. Devletin elektrik faturasına verdiği destekten yararlanmak için de girişimde bulunmamışlar.
Anlattıklarımı alt alta koyun.
Bu işte bir tuhaflık yok mu!

Cumhuriyet gazetesi: