Emekli Hava Pilot Tümgeneral İrfan Sarp, Türkiye'nin F35 programından dışlanması durumunda mevcut filosuyla ne kadar süre idare edebileceğini inceledi, Milli Muharip Uçağı tamamlama sürecini anlattı.

ABD'nin F35 ambargosuna karşı neler yapılabilir? Bu sorunun cevabını vermek için önce bir durum tespiti yapmamızda fayda var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Türkiye'nin Rusya'dan S400 hava savunma sistemini alacağına dair kararını açıklamasından sonra, Beyaz Saray ve Pentagon sözcülerinden başlayarak Türkiye bu kararını değiştirmediği takdirde F35 projesinde kısıtlamalara gidilebileceği dair uyarılar yapıldı. Daha sonra ABD Kongresi'nde bulunan Ermeni ve Yunan kökenli temsilciler, Türkiye'ye F35'lerin verilmesinin askıya alınması konusunda yasa teklifi verdiler. Başkan Trump da eğer Türkiye S400 sistemini alırsa F35'lerin verilmeyeceğine dair beyanatlarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 8 Nisan 2019 tarihinde Rusya'ya yaptığı ziyaret dönüşünde S400 füzelerinin alınacağı kararını tekrar belirtmesi ve hatta ikinci paket S400 füzelerinin alımını da düşündüklerini açıklamasının hemen ertesi günü ABD Dışişleri Bakanı Michael R. Pompeo, Türkiye S400 kararından dönmezse, F35'lerin Türkiye'ye verilmeyeceğini kesin bir dille ifade etti. Pentagon'da F35 Program Direktörü Pilot Koramiral Mathias Winter, Türkiye F35 programından çıkarıldığı takdirde, halen F35'lerin değişik Türk firmaları tarafından imal edilmekte olan parçalarının kendi firmaları tarafından üretileceğini ve bu geçiş döneminin üç aydan fazla bir süre tutmayacağını açıkladı.

Şimdi biz, Türkiye'nin S400 alımından vazgeçmeyeceğini ve ABD'nin de verdikleri karara uyarak Türkiye'yi F35 programından çıkardığını kabul edelim ve konuyu bu açıdan değerlendirelim. Elbette F35 programından çıkmak kolay bir iş değil. Bugüne kadar F35 projesi için 1 milyar dolar civarında para harcamışız. ErhaçMalatya'da kurulacak F35 tesisleri için büyük masraf yapmışız. Projeden çıktığımızda uçağın çeşitli parçalarını üreten Türk firmalarının kazançları kesilecek.

NASIL BAŞLADI?

Önce F35 projesinin gelişimine bir göz atalım. Amerikalılar 1990'lı yılların ortasında 5'nci nesil (stealth) F22 uçağının yerini alacak yeni 5'nci nesil bir muharip uçak imal etmek planını açıkladı. Kasım 1996'da proje kontratı imzalandı. ABD'nin müttefikleri arasında radara düşük görünürlü bir 'stealth' uçağa sahip olmak isteyen ülkeler projeye katılmak istediklerini beyan ettiler. JSF (Joint Strike Fighter) ismi verilen proje, 9 ülkenin katılımıyla başlatılmış oldu. Daha sonra projeye katılmak isteyen diğer üç ülkeyle birlikte F35 projesi grubu ülkelerin sayısı 12'ye çıktı. Proje kontratının imzalanmasından 10 yıl sonra, 15 Aralık 2006 tarihinde F35 ilk uçuşunu yaptı. İlk uçuşundan 9 yıl sonra, F35B modeli uçak 31 Temmuz 2015'te hizmete girdi. 2 Ağustos 2016'da F35A modeli, 2018'de F35C modeli hizmete girdi.

ÖZEL SİSTEMLER

F35 uçaklarının, Ağ Merkezli Harp ve Gelişmiş Sensörleri ( Network Centric Warfare) ile sadece bir savaş uçağı değil, stratejik bir platform olması istenmiştir. Sahip olduğu AESA (Active Electronically Scanned Array) radarı da bugün bir savaş uçağında olması düşünülen en mükemmel radardır. F35 uçağının turbofan motoru olan Pratt&Whitney F135 ise standart, bildiğimiz bir turbofan motorundan çok farklı, entegre bir 'stealth' kabiliyeti içeren özel bir tasarıma sahiptir. Bu motor, radarların kullandığı elektromanyetik spektrum mikrodalga segmentindeki izlerini en aza indirmektedir. Bunun yanında Pratt&Whitney F135 motorunun elektrooptik kızılötesi (infrared) görünür ışık segmentlerini de azaltma özelliği bulunmaktadır.

UÇAĞIN PERFORMANSINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

F35 uçaklarının sahip olduğu bu teknoloji harikası radar, motor ve NCW özelliklerinin yanında, tek motorlu imal edilmiş olması sebebiyle bir muharip uçakta olması istenen uçuş performansının diğer çift motorlu 5'nci nesil (stealth) uçaklara göre çok düşük olduğu da bir gerçektir.

F35'in uçuş performansının düşük olduğu sahalar şunlardır:

A) Uçak tek motorlu olduğundan, diğer 5'nci nesil çift motorlu uçaklara kıyasla harekât yarıçapı kısadır.

B) Taşıdığı silah yükleri, diğer çift motorlu uçaklara kıyasla oldukça azdır.

C) Sürati, dönüş yarıçapı, çekilen G miktarı, akselerasyonu ve tırmanış sürati düşüktür.

Reklamdan sonra devam ediyor 

DÜŞÜK HAREKAT YARI ÇAPI

Amerikalılar 5'nci nesil F22 Raptor uçağından sonra onun yerini alacak 5'nci nesil F35 uçağını tek motorlu seçmekle, kim ne derse desin, stratejik bir hata yapmıştır. Neden stratejik bir hata yapılmıştır? Eğer F35 uçağı 5'nci nesil bir uçak olarak imal edilmesiydi, böyle bir stratejik hatadan bahsetmeyebilirdik. Uçak 'stealth' olarak imal edilince, silah yükünü gövde içindeki yuvada taşımak zorunluluğu doğmuş, bu da uçağın gövdesinin yukarıdan aşağıya doğru şişman bir görüntüye sahip olmasına yol açmıştır. Gövde şişman görüntülü olunca, dönüşlerde çekilen G miktarı ile uçağın akselerasyonu, tırmanışı ve sürati kısıtlanmıştır. En kötüsü de her tek motorlu uçakta olduğu gibi, harekât yarıçapı kısa bir uçak olmuştur. Şimdi harekât yarıçapıyla ilgili bir mukayese yapalım. Hava Kuvvetlerimizin alacağı F35A modelinin harekât yarıçapı 584 deniz mili iken, çift motorlu imal edilen 5'nci Nesil Rus Sukhoi SU57 uçağının harekât yarıçapı 1.000 deniz mili civarındadır.

TEKÇİFT MOTOR

Dünyada halen uçmakta ve geliştirme safhasında olan 5'nci nesil (stealth) uçakların listesi aşağıya çıkarılmıştır. Listede görüleceği gibi, dünyadaki 14 ayrı tip 5'nci nesil (stealth) muharip uçaktan F35 uçağı hariç, diğerlerinin hepsi çift motorludur:

ABD F22 Raptor: Çift motorlu

ABD F35 Lightning II: Tek motorlu

Rus SU57: Çift motorlu

Rus Mig LMFS: Çift motorlu

Çin J20 Chengdu: Çift motorlu

Çin J31 Shenyang: Çift motorlu

Japon F3 Shinshin: Çift Motorlu

İsveç FS2020 (konsept): Çift motorlu

Güney Kore ADD C103 (konsept): Çift motorlu

Hindistan HAL(AMCA) (konsept): Çift motorlu

Türk MMU / TFX: Çift motorlu

Reklamdan sonra devam ediyor 

İran Qaher313: Çift motorlu (2 Şubat 2013 tarihinde 5'nci nesil uçak olarak medyaya tanıtımı yapılmıştır).

Fransız/Alman: Çift motorlu

İngiliz TEMPEST: Çift motorlu

MMU’DA ÇİFT MOTOR SEÇİLDİ

Hava Kuvvetlerimiz, uzun çalışmalar ve değerlendirmeler sonunda Orgeneral Abidin Ünal'ın Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde, 2016 yılı Nisan ayında MMU'nun çift motorlu imal edilmesini isteyen en doğru ve tarihi kararını vermiştir. Motor sayısına karar verilmesinde sağduyu hakim gelmiş ve çift motor seçilmiştir. Yoksa MMU için tek motor seçilseydi, stratejik bir hata yapılmış olacaktı. Hepimizin bildiği gibi, stratejide yapılan bir hatanın taktik tedbirlerle düzeltilmesi de mümkün olmuyor.

TARİHTEN GELEN HATALAR

Amerikalıların bir stealth uçağı tek motorlu dizayn ve imal edilmesi gibi uçak imalatında yaptığı hataların benzeri geçmişte de yapılmıştır. Mesela ABD'nin ilk imal ettiği F80, F84G, F84F ve F86 gibi muharip jet uçakları 12.7 mm.lik makineli tüfeklerle teçhiz edilmişlerdir. F86'lar 1950'lerdeki Kore Savaşları sırasında MİG Killer diye ün yapmıştı. Ancak savaştan sonra yapılan araştırmalarda MİG15'lerde uçan pilotlar, F86'ların 12.7 mm.lik mermilerle ancak uçtukları MİG'lerin sırtını kaşıdığı gibi alaycı bir ifade kullanmışlardır. Amerikalılar muharip jet uçaklarına 12.7 mm.lik minyatür diyebileceğimiz makineli tüfekler takarken, aynı yıllarda muharip jet uçağı imal eden diğer ülkeler bu hatayı yapmamışlardır. Mesela ilk imal edilen Rus MIG15 uçağı 2X23 mm. makineli top, MİG17 uçağı 1X37 mm, MİG19 uçağı 3X30 mm. makineli top; Fransız MIRAGE3 uçağı 2X30 mm. MIRAGE5 uçağı 2X30 mm. makineli topla teçhiz edilmişlerdir.

F86%20Sabre%20u%C3%A7aklar%C4%B1%2C%20Kore%20Sava%C5%9F%C4%B1%20s%C4%B1ras%C4%B1nda%20
F86 Sabre uçakları, Kore Savaşı sırasında 'Mig Killer' diye ün yapmıştı.

Amerikalılar Her Hava Av Önleme (AWX) rolünde kullanmak üzere imal ettikleri F102A uçağına değişik gerekçelerle makineli top koymamışlardır. Ancak F102 pilotlarının makineli topu olmayan bir av uçağıyla uçmaktan büyük şikayetleri olması üzerine F102'nin bir üst modeli olan F106 uçağına 20 mm.lik makineli top yerleştirilmiştir.

Amerikalılar bir muharip uçakta 12.7 mm.lik makineli tüfek (top değil!) bulunmasının ne kadar yanlış olduğunu fark etmiş olmalılar ki, sonradan imal ettikleri F4, F5, F100, F104 ve F105 uçaklarına 20 mm.lik makineli top yerleştirmişlerdir.

Amerikan%20Convair%20%C5%9Firketi%20taraf%C4%B1ndan%20tasarlanan%20F102
Amerikan Convair şirketi tarafından tasarlanan F102'lerde makineli top bulunmuyordu.

UÇAKLA İLGİLİ ŞİKAYETLER

F35 uçağının performansının beğenilmediği, uçağı bizzat kullanmakta olan Amerikalı komutanlar tarafından beyan edilmiştir. TIME dergisinin 25 Şubat 2013 tarihli sayısında 'THE MOST EXPENSIVE WEAPON EVER BUILT' başlığıyla yayınlanan makalede, F35 uçağıyla ilgili ABD Deniz Kuvvetleri ve ABD Hava Kuvvetleri komutanlarının, bu uçağın harekat yarıçapının kısa olmasından ve stealth kabiliyetinin giderek değerini kaybedeceğinden duyulan şikayetlerine yer verilmiştir. F35'in harekât yarıçapının kısa oluşundan en büyük şikayet, ABD Deniz Kuvvetleri'nden gelmiştir.

DONANMA MODELİ

TIME dergisindeki makalede, F35'in ABD Donanması için imal edilen ve uçak gemilerinde kullanılacak F35C modeliyle ilgili yer alan şu cümlede, F35'in harekât yarıçapının kısa oluşunun yaratacağı mahzurlar üzerinde durulmaktadır:"Its short range means aircraft carriers ferrying into battle will have to sail close to enemy shores if the F35C is to play a role". (F35C'in harekat yarıçapının kısa olması, bu uçağı üzerinde taşıyan uçak gemisini, harekât ortamında düşman sahiline yakın seyretmek durumunda bırakacaktır). "It can fly without lumbering aerial tankers only by adding external fuel tanks, which erases the stealthiness that it is prime war fighting asset" cümlesinde, "Uçağın havada yakıt ikmali yapmaya gerek kalmadan uzak mesafeye gidebilmesi için harici yakıt tanklarına ihtiyaç duyacaktır, ancak o zaman da uçağın savaşta ihtiyaç duyacağı stealth (görünmezlik) özelliği ortadan kalkacaktır" denilmektedir. TIME dergisindeki makalenin diğer bir paragrafında :"Neither the Air Force nor the Navy liked its stubby design" cümlesinde, "Ne Hava Kuvvetleri, ne de Deniz Kuvvetleri onun tombul (stubby) görünüşünü beğenmediler" ifadesi yer alıyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 

TIME dergisindeki makalede ABD Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Jonathan Greenert, F35'in görünmezlik yeteneğinin giderek değerini kaybedeceği endişesini belirtmiştir. Oramiral Greenert'in F35'in görünmezlik yeteneğiyle ilgili endişesini belirtmesinden kısa süre sonra, ABD Muharip Hava Kuvveti ."Air Combat Command" Komutanı Orgeneral Herbert Carlisle de verdiği bir beyanatta, diğer ülkelerin ABD'nin stealth kabiliyetli uçaklarını tespit ve takip edebilecek yeni satıhtan havaya füzeleri geliştirmekte olduğunu ifade etmiştir. Beyanatın İngilizce metni şöyledir: (In a statement from the Commander of Air Combat Command, General Herbert J. Carlisle explained that other countries were developing new surfacetoair weapon systems that may possess the ability to acquire, track, and target US stealth aircraft).

KANADA BAŞBAKANI'NIN F35 KONUŞMASI

Kanada Hava Kuvvetleri servis dışı bırakacağı F18A/B Hornet muharip uçakların yerine, kendisinin de ortak üretimde payı olduğu halde, F35 uçaklarını almak yerine F18A/B Hornet'lerin bir üst modeli olan F18E/F Super Hornet uçaklarını temin etmeye karar vermiştir.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun 2016 Haziran ayı içinde Kanada Parlamentosu'nda yaptığı konuşmasında, F35 uçağının bir işe yaramadığını ve ilerde de işe yaramayacağı cümlesini kullanmıştır. Cümlenin İngilizcesi şöyledir: "The F35, the Canadian Prime Minister Trudeau asserted to the parliment this week, is an aircraft that does not work and is far from working". Yine bir dergide çıkan makalede F35 için "This F35 can not run, can not accelerate and can not climb" şeklinde bir görüş belirtilmiştir.

Hava Kuvvetlerimiz, F35'in harekat yarıçapının kısa olmasından kaynaklanan operasyonel sakıncaları havada yakıt ikmali yaparak giderebileceğini düşünmüştür. Ancak tanker uçak sayımızın az olması, havada yakıt ikmalinin ancak kısıtlı sayıda muharip uçaklarla yapılabileceği, tanker uçaklarının personel, idame ve işletme masraflarının çok yüksek oluşu gibi sebepler dikkate alındığında, muharip uçaklarımızın kendi yakıtını kendi içinde taşıyarak ve havada yakıt ikmaline ihtiyaç duymayacak şekilde harekâta katılmasının avantajları hiç bir zaman göz ardı edilmemelidir.

İşte çift motorlu imal edilecek olan MMU, sahip olacağı uzun harekât yarıçapıyla, mevcut F16 uçaklarımızın harekât yarıçaplarının kısa olmasından doğan sakıncaları gidermiş olacaktır.

MMU BİR AN ÖNCE HİZMETE GİRMELİ

ABD'nin F35 uçaklarını Türkiye'ye vermeyeceğini kabul edersek Türkiye bütün güç ve imkânını Milli Muharip Uçak MMU/TFX üzerine yoğunlaştırmalı ve bu uçağın mümkün olan en kısa zamanda savaş filolarımızda yerlerini alması için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmalıdır.

MMU'nun 29 Ekim 2023'te imalat hangarından çıkması ve 2030'lu yılların başında savaş filolarımızdaki yerini alması planlanmaktadır. Tabii MMU'nun bu imalat takvimi, F35 uçaklarının önümüzden yıldan itibaren teslim alınıp Erhaç'ta konuşlandırılmasına bağlı olarak planlanmıştı. F35'ler temin edilemediği takdirde bu imalat takviminin süresi teknik açıdan kısaltılabilir mi sorusunun cevabı araştırılmalı ve imalat takviminin hızlandırılması için bütün imkânlar kullanılmalıdır.

ARA UÇAK LAZIM MI

MMU'nun savaş filolarımıza katılacağı tarihte gecikmeler olursa ABD dışında yabancı bir ülkenin savaş uçağının alınması konusu üzerinde görüşler ileri sürülmektedir. Bu namzet uçaklar arasında Rus SU35 ve SU57, İsveç JAS 39 Gripen, Fransız Rafale, ve Avrupa ortak yapımı Eurofighter modellerinin ismi geçmektedir. Ben TFX uçaklarımız envantere girinceye kadar mevcut F16'larımızla görevlerimizi yapabileceğimizi ve dolayısıyla yabancı bir uçak alımına gidilmemesi düşüncesini taşıyorum. Halen mevcut F16 uçaklarımızın internette yer alan block tipleri ve sayıları aşağıda görülmektedir.

ARA DÖNEMDE F16’LARIN KULLANIMINA DEVAM EDİLEBİLİR

Block 30'ların dışındaki Block 40 ve Block 50 tipleriyle daha uzun süre görev yapılabileceğini farz edersek, MMU'lar envantere girinceye kadar muharip uçak ihtiyacımızın F16'larla karşılanabileceğini düşünüyorum.

Yunan Hava Kuvvetleri'nin uyguladığı Viper Block 70 uygulamasının bizim F16C/D Block 40 ve Block 50 uçaklarına da uygulanması planlanabilecektir. Tabii ayrıca F4E 2020 uçaklarımızın da belirli bir süre görevde tutulabileceği dikkate alınmalıdır. MMU filolarımızın hizmete gireceği tarihin zaman alacağı dikkate alınarak Türkiye'de kendi tesislerimizde imal edilmekte olan Silahlı HÜRKUŞC, tasarım çalışmaları süren ve silahlı modelinin de yapılacak HÜRJET ve Silahlı İnsansız Hava Araçları'ndan (SİHA) yeterli sayıda üretilebilir ve bunlar ihtiyaç duyulduğunda taarruzi görevlerde kullanılabilir.

Reklamdan sonra devam ediyor 

TUSAŞ MMU’YU YAPABİLİR Mİ?

Milli Muharip Uçağımız TFX'in TAI (TUSAŞ) tesislerinde imal edilemeyeceği konusunda bazı kimselerin olumsuz görüşler taşıdığını günlük konuşmalarda duyuyor ve basın haberlerinde okuyoruz. Benim görüşümü soracak olursanız TFX'in TAI tesislerinde imal edileceğine ve gökyüzü ile buluşturulacağına dair en küçük bir şüphem bulunmamaktadır. Bu konuda bir şüphe duymayışımın sebeplerini şöyle izah edeyim.

A) Amerikalılar TAI tesislerini kendi uçak fabrikalarının küçük bir modeli olarak kurmuşlardır. Mühendis ve teknisyenlerimiz F16'ların montajında büyük tecrübe kazanmışlardır. F16'lardan sonra bilindiği gibi İspanyollarla CASA CN235 ulaştırma uçağı, Korelilerle KT1 eğitim uçağı, İtalyanlarla A129 ATAK helikopteri müşterek imalatları sırasında da TAI'nin büyük deneyim kazandığını kabul etmek gerekir. Ayrıca uçak imalatına benzer şekilde teknikler uygulanarak imal edilen ANKA İHA ve SİHA da TAI'nin imalat tecrübesini artıran birer unsur olmuştur.

B) MMU'nun müşterek imalatı için 29 Ocak 2017 tarihinde İngiliz BAE Systems firmasıyla Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) arasında bir çerçeve anlaşması imzalanmıştır. Anlaşmaya verdikleri önemi göstermek için anlaşmanın imza töreninde Başbakan Theresa May de bulunmuştur. İngiliz firmasıyla yapılan ve 156 Milyon USD taahhüt edilen Çerçeve Anlaşması, dört yıllık bir takvim içinde, şu hususları kapsamaktadır:

1. Sözleşme ile ilk 7 uçağın tasarım, geliştirme, üretim, test ve sertifikasyon çalışmaları İngiliz firmasıyla müşterek olarak yapılacaktır.

2. Kokpiti tek kişilik olarak dizayn edilecek uçağın konfigürasyonu şöyle planlanmaktadır:

* Çift motorlu

* Radara görünmeyen (stealth) kabiliyetli

* Gövde içi silah taşıma özelliği

* Super Cruise (Afterburner kullanmadan ses üstü uçuş)

* Gelişmiş aviyonikler (uçuş ve atış sistemleri)

* AESA çift fonksiyonlu radar

* Elektronik harp kabiliyeti

3. Söz konusu Çerçeve Anlaşması ile devletten devlete garanti sağlanacak ve her iki ülke proje tamamlanana kadar TAI ve BAE Systems'in arkasında duracak. Bu sayede TFX Projesi her türlü iç hukukun üstünde tutulacak ve projede devletler arası anlaşmalara göre teminat verilerek hareket edilecek. (Bana göre bu madde çok önemli!)

Reklamdan sonra devam ediyor 

4. BAE Systems TAI'ye 400 adam / yıl mühendislik hizmeti verecek. BAE'nin mühendisleri süpersonik uçak tasarım / üretim tecrübesine sahip olacak.

5. Uçağın patenti Türkiye'ye ait olacak.

Halen BAE System ile yapılan bu anlaşmada yer aldığı şekilde, süpersonik uçak imalatında tecrübeli 20 İngiliz uçak mühendisi TAI tesislerinde MMU projesinden sorumlu Türk mühendisleriyle beraber çalışmaktadırlar. MMU imalatında özel olarak kullanılması planlanan Mühendislik Binası, Boya İmalat Fabrikası ve Kompozit Madde İmalat Fabrikasının inşaatları halen devam etmektedir.

KİLİT KONU MOTOR

Bugün için MMU projesindeki kilit noktası, kullanılacak uçağın turbofan motoruna karar verilip bu motorun tespit edilecek bir takvime göre temin edilmesidir. Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) sorumluluğunda yürütülmekte olan MMU projesinde kullanılması düşünülen türbofan motoru için uygun olduğu düşünülen bir motorun temini çalışmaları devam ermektedir. MMU uçağımızda yerli bir turbofan motorun kullanılması konusunda da çalışmaların yapıldığı basın haberlerinde yer almıştır. Uçağın ana çatısı motor üzerinde kurulacağından, motorun seçimiyle beraber, proje de şekillenecek ve uçağın imalat çalışmalarında en önemli adım atılmış olacaktır.

ÖZET OLARAK…

Netice olarak görüşlerimi şöyle özetleyebilirim:

1. ABD'nin gelecekte F35 uçağını Türkiye'ye vermekten vazgeçeceğine kuvvetli bir ihtimal olarak bakmak gerekmektedir. ABD Türkiye'nin S400 alımına bağlı olarak F35'leri Türkiye'ye vermemek kararından vazgeçse ve F35'leri verse bile, geçmişte, ABD'nin 18 Ekim 1974 26 Eylül 1978 tarihleri arasında yaklaşık dört yıl süreyle uygulamış olduğu gibi Türkiye'ye bir silah ambargosu uygulaması her zaman mümkündür.

2. Türk Hava Kuvvetleri F35'in lojistik desteğinin taşıdığı özellikler açısından ABD'ye tamamen bağımlı olacaktır. Dünyadaki bütün diğer F35 kullanıcı ülkeleri gibi Hava Kuvvetlerimiz de F35'in ikmal ve bakım faaliyetlerini ALIS (Autonomic Logistics Information System) sistemine bağlanarak yerine getirmek zorundadır. Bakım, prognostics (geleceğin planlanması) ikmal bağlantısı, destek hizmetleri, eğitim ve teknik data gibi bütün lojistik faaliyetler ALIS sistemi içinde yerine getirilmek zorundadır. Bu da F35 lojistik sistemimizin ABD'ye tam bağımlılığı anlamına gelmektedir.

3. Türkiye'nin bütün zorluklara rağmen Milli Muharip Uçağını yapacağına dair hiç bir kimsenin şüphesi olmamalıdır. Milli Muharip Uçağın yapılması elbette uzun zaman alacaktır. Çünkü 5'nci nesil (stealth) uçağın imal edilmesi diğer klasik muharip uçakların imalatından çok büyük teknik farklılıklar ve özellikler gerektirmektedir. Bilindiği gibi geçmişte bütün planlamalar ABD'den F35'lerin alınacağı ve MMU ile birlikte müşterek harekât yapılacağı faraziyesine dayandırılmıştır. F35'lerin verilmemesi durumunda bütün gayret ve faaliyetler MMU'nun bir an önce imal edilerek muharip filolardaki yerini alması yönünde teksif edilmelidir.

4. ABD'nin F35'leri vermemesinin gerekçesi olarak 5'nci nesil Stealth F35 uçağının sırlarının Rusya eline geçecek olması gösterilmektedir. ABD imalatı F16'ların Stealth özelliği olmadığına göre, ABD'nin F35'ler için belirttiği gerekçelerin F16'ların lojistik desteğinde söz konusu olmaması gerekir.

5. F16'ların lojistik desteğinde bazı zorluklar olursa, Hava Kuvvetlerimiz halen TAI tesislerinde imal edilmekte olan silahlı HÜRKUŞC uçaklarından ve silahlı SİHA'lardan yeterli sayıda temin ederek, MMU'nun muharip filolarımızda görev yapacağı tarihe kadar geçecek sürede bölgesel harekatta bu uçak ve SİHA'ları taarruzi rolde kullanmak imkanına sahiptir. İmalatı bitmiş olan silahlı HÜRKUŞC uçaklarından bir kısmı bu tip görevlerde kullanılmak üzere Jandarma Komutanlığı'na teslim edilmiştir.

Silahlı HürkuşC uçağının kanat altı iç istasyonlarında iki adet 500 librelik MK82 bombası ve kanat altı dış istasyonlarında iki adet 250 librelik MK81 olmak üzere, toplam dört bomba taşınabilecektir. Bu bombalara milli kuruluşlarımız tarafından üretilen HGK (Hassas Güdüm Kiti) LGK (Lazer Güdüm Kiti) ve KGK (Kanatlı Güdüm Kiti) takılarak akıllı bombalar haline getirilebilmektedir. Bu hassas güdümler sayesinde de hedeflere tam isabet sağlanabilmektedir. Kanat altı istasyonlarına istendiğinde Roketsan LUMTAS (Lazer Güdümlü Uzun Menzilli Tanksavar Füze) veya Roketsan Cirit 2.75 inçlik güdümlü füzeler yüklenebilecektir. Uçağa ihtiyaca göre 12.7 mm. makineli tüfek veya 20 mm.lik makineli top podu takılabilecektir.

6. Havacılık çevrelerinde ve basında Türkiye'nin MMU'ların harbe hazır olarak muharip filolarda yerini alıncaya kadarki ara devrede, ABD menşeli olmayan 4050 civarında yabancı muharip uçak alması konusu tartışılmaktadır. Hatta bu uçakların modelleri arasında Rus SU30, SU35, SU57, Fransız Rafale, Avrupa konsorsiyumu Eurofighter Typhoon ve İsveç JAS 39 Gripen tiplerinin isimleri konuşulmaktadır. Ben MMU'nun geçiş döneminde F16'larımız, silahlı HÜRKÜŞC uçaklarımız ve silahlı SİHA'larımızı kullanarak harp görevlerimizi yerine getirebileceğimizi ve yabancı bir muharip jet uçağının alınmasına gerek duyulmayacağı düşüncesini taşıyorum.

7. ABD'nin Türkiye'ye F35'leri vermekten vazgeçmesi benim kişisel düşünceme göre Türkiye için çok isabetli olacaktır. Böylece, kötü komşunun yanındaki komşusunu ev sahibi yapması örneğinde olduğu gibi, Türkiye, kendi 5'nci nesil muharip uçağı MMU/TFX'i imal etmek imkânına bir an önce kavuşmuş olacaktır. Ben F35'lerin alınmamasıyla Türkiye'nin büyük bir dertten kurtulacağına ve böylece F35'ten daha iyi performansta imal edeceğimiz Milli Muharip Uçağımız TFX'le güzel yurdumuzun semalarının çok daha başarıyla savunulacağına inanıyorum. Artık cin şişeden çıkmıştır ve Türkiye'nin bundan böyle muharip jet uçağı tedariki konusunda ABD ile defteri kapatmak zamanı gelmiştir.