Eski TBMM Başkan Vekili Yılmaz AteşUlusal Kanal'da Halil Nebiler'in sunduğu Televizyon Gazetesi programına katıldı.

Yılmaz Ateş, Halil Nebiler'in sorularını yanıtlarken gündeme ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu.

'' 'KÜRT SORUNUNU ÇÖZERİM' DİYENLER ÖNCE BU SORUNUN TANIMINI YAPMALI''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, HDP’nin meşru organ ve muhatap olarak görülebileceği ifadeleri ve ''Kürt sorunu'' tabiri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yılmaz Ateş, '' 'Kürt sorununu çözerim' diyenler önce bu sorunun tanımını yapmalı. Sayın Kılıçdaroğlu'nda ne sorunun tespiti var ne de sorunun çözümüne ilişkin önerisi var.'' dedi.

Önce şuna bakmamız lazım: Kür sorunu nedir? ''Bu sorunu çözerim'' diyenlerin önce bu sorunun tanımını yapmaları lazım. Ona göre de çözüm üretmeleri lazım. Ama şu anda bunu dile getirenler, işte ''Ben çözerim'', ''Ben HDP ile çözerim'' diyen sayın Kılıçdaroğlu'nun öncelikle bu sorunun ne olduğunu ortaya koyması lazım. Yani sorunun teşhisini yapmış olacak ve çözüm önerisini de söylemiş olacak.

Bu konuda sayın Kılıçdaroğlu'ndan herhangi bir ne sorunun tespiti var, tanımı var ne de çözümüne ilişkin bir önerisi var. Ahmet Türk çok ciddi, deneyimli bir siyasetçi. Sayın Kılıçdaroğlu bu tezi ortaya atınca, bir açıklama yaptı. Orada diyor ki, ''Yani kardeşim bu nedir? Ne çözüm öneriyorsun? Böyle istemem yan cebime koy gibi bir çözüm olmaz. Ne kastediyorsun? Önce onu söylemen lazım'' diyor. Sonra da kendi talebini, kendisinin Kürt sorununa nasıl baktığını, ne olduğunu ortaya koyuyor. Sayın Ahmet Türk, sayın Kılıçdaroğlu'nun bu söylemini pek ciddiye almıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu söylediğinin pek elle tutulur bir tarafı yok. Nedir bu sorun? Bu sorunun ne olduğunu ortaya koymayıp, çözümünü de söylemediği sürece, muallakta günübirlik zaman geçirmek için yapılan tartışmadan ibaret kalıyor.

''CHP'DEKİ İŞGAL ORTADAN KALKMADAN EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELE EDİLEMEZ''

Yılmaz Ateş açıklamalarında Türkiye'nin emperyalizmle mücadelesine de dikkati çekti. CHP'de bir işgal olduğunun altını çizen Yılmaz Ateş, ''CHP'deki işgal ortadan kalkmadan emperyalizme karşı mücadele edilemez. Öncelikli hedef CHP'deki bu işgale son vermektir.'' dedi.

Artık CHP'de, ''Bu niye PKK'ya kol kanat geriliyor'', ''Niye FETÖ'ye kol kanat geriliyor'' tartışması, bence tıpkı barut bitti anlamı çıkar. Bunun üzerine gidilmediği sürece, biz daha Türkiye'nin ulusal çıkarları aleyhine bir çok söylem, Mavi Vatan'da olduğu gibi, Azerbaycan'da olduğu gibi biz bunları boşa tartışmış olacağız.

Bir ülkenin elbetteki muhalefeti olacak, iktidarı da olacak. Bu iktidar da muhalefet de Türkiye'nin ulusal çıkarları konusunda yek vücut olacak. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı milli güçler böyle kazandılar, arkasından Kıbrıs Barış Harekatı böyle yapıldı. O zaman da muhalefet vardı ama o günkü muhalefet topyekun o günkü iktidarın, Ecevit hükümetinin arkasında durdu.

Eğer iç cephenizde bir çürüklük varsa, dışarıya karşı çok etkili bir mücadele veremezsiniz. CHP'deki işgali ortadan kaldırmadan, Türkiye topyekun olarak emperyalizme karşı ciddi bir mücadele veremez. Hep böyle yumuşak bir karnı olur. O nedenle öncelikli hedef, CHP'deki bu işgale son vermektir. Bu konuda da parti örgütlerinde de büyük tepkiler var.

''KILIÇDAROĞLU ORADA GENEL BAŞKAN OLDUĞU SÜRECE CHP'NİN BAŞINDAN BU BELALAR EKSİK OLMAZ''

Ateş, CHP Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz'ün Türkiye'nin Mavi Vatan politikasına yönelik açıklamalarını da değerlendirdi. Çeviköz'ün Türkiye'nin başına sürekli olarak sorun yaratmaya devam ettiğini ifade eden Ateş, ''Sayın Kılıçdaroğlu'nun orada Genel Başkan olduğu sürece CHP'nin başından bu belalar eksik olmaz. Bu politikalarla mı iktidara gelecekler?'' dedi.

Bu partide, öyleleri duruyor ki Mustafa Kemal Atatürk kefere diyeni törenle getirip, kadın kontenjanından Genel Başkan Yardımcısı yaptılar, devam ediyor. Yine her 28 Nisan'da çıkıp ''Ermeni soykırımı yapılmıştır, özür dileyelim'' diyen kişiyi parti tabanı dışladı ama sayın Kılıçdaroğlu Başdanışman yapıyor sürekli.

Ünal Çeviköz, partinin başına getirilmiş en büyük sorunlardan biri. ''Bizim Libya'da ne işimiz var. Ege olduğu gibi Yunanlılarındır. O konuda soru önergesi bile vermeyin'' diyor. Azerbaycan konusundaki tavrı ortada dillere destan. Parti meclisi tabanı bunu eliyor. Ama sayın Kılıçdaroğlu, bunu getirip yeniden Başdanışman yapıyor.

Şu anda parti tüzüğü resmen çiğnenmiş. Şu anda Türkiye'nin bu kadar ciddi sorunları varken, dış politikadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yok. Niye? Taban Ünal Çeviköz'ü eledi, parti meclisine aldırmadı. O da kurultayın iradesine aykırı bir şekilde, Genel Başkan Yardımcısı görevlendirmiyor, Ünal Çeviköz, danışman adı altında aynı makamda, aynı odada, aynı arkadaşlarıyla çalışmalarını sürdürüyor ve Türkiye'nin başına da sürekli sorun yaratmaya devam ediyor.

Sayın Kılıçdaroğlu orada Genel Başkan olarak kaldığı sürece, CHP'nin başından bu belalar eksik olmaz. Bu politikalarla mı bunlar iktidara gelecekler?