Odeabank'ın 'Çocuklara eşit masallar' projesi düşün ve edebiyat dünyasında tartışma yarattı. Eşit masallar projesini Prof. Dr. Yıldırım Beyatlı Doğan, şair ve yazar Eray Sarıçam, Ulusal Eğitim Derneği Başkanı Feyziye Özberk ve yazar Kaan Eminoğlu’na sorduk
'Eşit masallar' mı neoliberal saldırı mı?
GÖZEN ESMER

Odeabank “Çocuklara eşit masallar” adıyla bir proje başlattı. Bu projeye göre dünya klasiği olan masallar “kadınerkek” eşitliği bakış açısıyla yeniden yorumlandı. Proje Can Yayınları iş birliğinde ve Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk’un içerik danışmanlığıyla yürütülüyor. Bu kapsamda Kırmızı Başlıklı Kız, Rapunzel ve Sindirella masallarını Mevsim Yenice, Gamze Arslan ve Murat Gülsoy yeniden yazdı.

'VATANI OLMAYANANIN HİÇBİR ŞEYİ OLMUYOR'

Ulusal Eğitim Derneği Başkanı ve yazar Feyziye Özberk ise eşit masallar projesini şöyle değerlendirdi: “Kızlar ve erkekler farklıdırlar ama bu fark abartılmamalıdır. Önemli olan iyi birer insan olmalarıdır. Kızlar da erkekler de kendi ayakları üzerinde durabilen, sorgulayan, akıntıya karşı yüzmeyi başarabilen, çalışarak, paylaşarak, üreterek mutlu olan yurttaşlar olarak yetişmeliler. Okumayı, öğrenmeyi, yurtlarını, canlı cansız tüm doğayı sevmeliler. Yaşadığımız tarihi dönemde vatan sevgisinin değeri ayrıca çok önemli. Çünkü komşularımızda yaşananlardan, Suriye, Irak, gördük ki vatanı olmayanın hiçbir şeyi olmuyor. Batının önemli bir kesimi göçmenleri insan olarak görmüyor.”

'KÜRESELCİLİĞİ MİLLETİN ÖNÜNE KOYANLARIN PROJESİ'

Aydınlık’a konuşan şair ve yazar Eray Sarıçam ise bu projenin küreselciliği ulusun ve milletin önüne koyanların projesi olduğunu belirterek; “İlk elden şunu söylemeliyim ki bu eşit masallar işi/projesini ‘Türkçe Edebiyat’ zırvasından ayrı görmemek gerekiyor. Ama Türkiye’de bu tür işlerin hepsi paket halinde sunulur önümüze. Peki, kimlerdir bu paketi oluşturanlar? Hiç şüphesiz ‘dünyalı’ insanlardır. Yani küreselciliği ulusun, milletin önüne koyanlar… Bu söylemin altını da dünya edebiyatları veya halkları ile birleşme diye doldurmaya çalışır bu kişiler” dedi. Sarıçam konuşmasının devamında şunları söyledi: ''Esasen milliyetçiliğe, ulus bütünlüğüne ‘yapıntı’, ‘kurmaca’, ‘hayali’ demek ki Anderson aslında ‘hayali’ cemaatler dememiştir. Edebi eserlerin millet ile bağını koparmaktan öteye geçmez. Globalizasyon’un getirdiği ve belki de en çok Türkiye’de yanlış anlaşılan cinsiyet eşitliğine ve eşit masallara da buradan bakmak gerekir. Her masal, kendini meydana getiren milletle, çağ ile, dönem ile koparılamaz bir bağı olan tarihsel metinlerdir. Propp masalları tasnif ederken ve çözümlerken karakterlerin şu yedi rolü oynadığını söyler: Hain, bağışlayıcı, yardımcı, prenses, ayırıcı, kahraman ve sahte kahraman. Görüldüğü gibi masal deyince aklımıza gelen birkaç akademisyenden biri olan Propp, cinsiyet eşitliği adı altında, kurtarılanı ‘prens’ olarak tanımlamıyor. Kurtarılan ‘prenses’tir. Kahraman ise ‘prens’. Çünkü Propp, Masalın 'biçimbilimi''ni yazarken asıl amacı cinsiyet eşitliği falan değildi. Çünkü masalların böyle bir misyonu olmadığını biliyordu. Bu bakımdan masalda, ‘Neden fakir kız zengin erkekle evleniyor da fakir erkek zengin kızla evlenmiyor’ diyemeyiz.''

‘HEGEMONYANIN GÖZÜ DÖNMÜŞLÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR’

Prof. Dr. Yıldırım Beyatlı Doğan ise bunun neoliberal bir saldırı olduğunu belirterek “Çocukları sözde eşit yarınlara uyandırmak anlamlı bir savsöz gibi, dursa da hegemonyanın kültürel saldırısının tipik bir örneğidir” dedi. Doğan sözlerine şöyle devam etti: “Dili, değiştireceksiniz. Kendi masalında çocuk Rapunzel’i anlam odağına oturtmaya çalışacaktır. Ahmet Mehmet Zehra uzak kişilikler olacaktır. Masal gibi çocuğu, çocuğun özgür dünyasını çağrıştıran bir kavramın dokunulmazlığına sığınarak başlatılan ideolojik saldırı hegemonyanın gözü dönmüşlüğünü örneklemektedir.”

Şair, yazar Kaan Eminoğlu ise bu projenin yapılma nedenini “Gelir adaletsizliğini perdelemek için hayali ya da güçsüz eşitsizliklere mercek uzatıyorlar. Güçlü çelişkiyi görünmez kılmak için güçsüz çelişkiye eğilirsin” diye açıkladı.

'POSTMODERN TERÖR TAM OLARAK BUDUR'

Eşit masallar projesine sosyal medyadan da tepkiler oldu. Şair, yazar Onur Caymaz sosyal medya hesabından “Kırmızı Başlıklı Kız, kadın erkek eşitliği bağlamında yeniden yorumlanmış. Ne gereksiz işler! Tüm edebi zenginliği, böyle tekdüze, faşizan bir açıyla ele almak. Başka hiçbir şeye mahal vermemek. Bu eski orta çağ hikâyesindeki kırmızıbekâret vurgusunu ne yaptılar acaba?

Kızını kestiği için toplumsal şiddet bahsinden Agamemnon'u değiştir; şeyh diye beğenme, Şeyh Bedrettin'i Bedrettin yap; Odysseus Calipso ile yattığı için toplumsal cinsiyet hesabına Penelope taliplilerden biriyle yatsın. Berbat dünya görüşünüze göre oynayın bakalım edebiyatla!” dedi.

Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni Emrah Maraşo da sosyal medya hesabından projeyi eleştirdi ve şunları kaydetti: “Bu masallar aynı zamanda tarihsel metinler, hangi ulvi amaç için olursa olsun kafanıza göre yorumlayıp bu Kırmızı Başlıklı Kız masalı diyemezsiniz çünkü ortaya başka bir şey çıkardınız ve bu masalın popülerliğinden reklam devşirdiniz. Postmodern terör tam olarak budur.”

 Aydınlık