Koronavirüs salgınıyla mücadele sahada devam ederken bilim dünyasında da virüse karşı savaş veriliyor. Kök hücre ve yapay deri çalışmalarıyla dünya çapında tanınan Prof. Dr. Ercüment Ovalı '28 kahraman Türk çocuğu' dediği ekibiyle birlikte laboratuvara girdi. Ovalı ve ekibi hazırladıkları projeyi Sağlık Bakanlığı’na sundu.

Prof. Dr. Ercüment Ovalı, “Masabaşındakilerin yanı sıra laboratuvarda harıl harıl çalışan bir grup var. Onlar 28 kahraman Türk çocuğu. Hepsi sabahlara kadar çalışıyor” dedi.

VİRÜSLE BURUN BURUNA

Acıbadem Labcell Hücresel Tedavi Laboratuvarı sorumlusu, hematoloji uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı ve ekibi koronavirüs vakalarının, hastalığı yenen insanların kanındaki antikorlar aracılığı ile tedavi edilebilmesi için proje hazırladı. Ovalı yaptıkları çalışmayı Aydınlık’tan Özlem Konur Usta’ya anlattı:

“Tedavi ile ilgili 4 proje hazırlamıştık. Çok kişinin bir arada olmaması için personel sayısını azalttık. İçlerinden biri, bir gün evvel beni aradı ve ‘Hocam kanıma dokunuyor, biz böyle evde elimiz kolumuz bağlı duracak mıyız? Öleceksek de adam gibi ölelim’ dedi. ‘Ne yapmak istiyorsun? İnsanların kaçtığı bir virüsü milyonlarca defa laboratuvarda çalışacaksın ve sadece 15 santim ötende olacak. Hepiniz hayatınızdan olursunuz’ dedim. ‘Ben varım’ dedi. Sabah baktım bütün ekip toplanmış. Sadece başarmak için geldiler ve Türkiye’de bizim gibi bir sürü ekip var. Biz bunlardan biriyiz.”

SAĞLIK BAKANLIĞI’NA ÖNERİ

Prof. Dr. Ercüment Ovalı, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’na (TÜSEB) destek amacıyla başvurduklarını söyledi. Ovalı, hazırladıkları projenin ayrıntılarını da şöyle anlattı: “Salgınla yüz yüze geldiğimizden beri grup olarak yetiştirmek için çok yoğun çalışıyoruz. Bir yere de geldik. Bakanlık aşı çalışmalarına başladı. Biz ikinci bir çağrı için öneri verdik. Bize çok hızlı dönecekler. Aşı koruyucu bir çalışma ancak başarısız olma ihtimali var. Hazırlamak kolay ama işe yaramayabilir, tekrar tekrar üzerine çalışmak gerekir ve bu zaman alır. Biz bakanlığa hiperimmün globalizm hazırlanması önerisini verdik. Yenen insanların kanından bu hastalığı durduracak antikorların izole edilerek diğer insanların tedavisinde ve korunmasında kullanılması esasına dayanıyor. Hastalığı yenenlerin plazma ve hücre bağışında bulunması gerekiyor. Yoğun bakımda yatan hastalar için bağışık olan insanların hücrelerini ve kanındaki antikorlarını kullanacağız.”

ABD BAĞIŞ ÇAĞRISINDA BULUNDU

Prof. Dr. Ercüment Ovalı, toplum içinde görünen hastalar kadar yenenlerin de bulunduğunu ifade etti. Ovalı, “Sağlık Bakanlığı hızla donör çağrısında bulunmalı. ABD’de sağlık enstitüsü 18 yaş üstü kişilere çağrı yaptı. Hastalığı yenenleri teşhis etmemiz gerekiyor. Antiviral ilaçların yan etkileri çok fazla. İnsan kanından yapılacak olanların yan etkisi karşılaştırılmayacak kadar az” dedi.

Ovalı, dünyada bununla ilgili çalışmaların hangi aşamada olduğunu da şöyle yanıtladı: “SARS ve MERS’te bu yöntem kullanıldı. Ancak yeni tip koronavirüs enfeksiyonu bizim için çok yeni. Önce toplumun bir kısmının bu hastalığı yenmesi gerekiyor. Ondan sonra bu grup donör olacak ve ilaç çalışması yapılacak. Bu, tarihin en eski ve emniyetli bir teknolojisidir. Bu hastalığı yenecek olan şey, bu ülkenin insanlarının kanında var.”

EREN BÜLBÜL’E İTHAF ETMİŞTİ

Ercüment Ovalı, Ergenekon davasında, bir Ergenekon sanığı ile daha önce yapmış olduğu telefon görüşmesi nedeniyle 2008 yılında FETÖ tarafından gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı. 2017 yılında GQ Men of the Year Yılın Bilim Ödülü’nü alan Ovalı, ödülünü Eren Bülbül ve Mehmetçik’e adamıştı.

Prof. Dr. Ercüment Ovalı ödül töreninde yaptığı konuşmada, Ergenekon kumpasına da gönderme yaptı. Ovalı’nın konuşması şöyleydi: “Teşekkür etmek istediğim çok özel birisi var. Hani eşinizle hayaller kurarsınız. 830 metrekarelik bir arazi almışsınızdır. Üzerinize kroki çizersiniz hayalinizdeki evi yapmak için. Bir gün sabahın 6’sında 15 polis evinize girer. Ergenekon’un silahlarının gömülü olduğu krokiyi bulmak için. Sizi alır götürürler. Bu kadın, o gün arkanızda durur ve bugün de arkanızda durur. O yüzden ona özellikle teşekkür ediyorum. Ödül haberini aldığımda çok duyguluydum. Çünkü o Trabzon’da bir çocuk evinin önüde vurulmuştu. Onu korumak için bir astsubay üzerine kapanmış ve üzerinden 41 kurşun çıkmıştı. Ben o gün dayanamadım. Ödül haberini verdikten sonra ben bu ödülümü Eren Bülbül’e bu şehit astsubayıma ithaf ediyorum dedim. Aslında beni buraya getiren aldığım ödül değildi. Ben Eren Bülbül’ün ailesine, o şehit astsubayımın ailesine ve de şu an Afrin’de olan tüm Türk çocuklarına selam ediyorum.”

‘SAĞLIK BAKANLIĞI BİZİ ORGANİZE ETSİN’

Üniversitelerde de koronavirüse karşı çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden Ovalı, “Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor, biz de ekip olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Sağlık Bakanlığı bizleri organize etmeli” dedi.