The New York Times, Türkiye’nin Rusya ile her alanda işbirliğini güçlendirdiğini belirten bir makale yayımladı. Analizde, Erdoğan'ın Putin’le yakınlaşmasının ardındaki en önemli sebeplerden birisinin, “Kürt ayrılıkçılığını bastırma konusunda Rusya’ya güvenmesi” olduğu belirtildi. ABD’nin en çok satan gazetesi The New York Times (NYT), Türkiye’nin Rusya ile her alanda işbirliğini güçlendirdiğini saptayan bir makale yayımladı. Türkiye’nin “enerji merkezi (hub)” olma hayalini son atılan adımlarla gerçekleştirmeye başladığı belirtilirken Putin’le yakınlaşmasının ardındaki en önemli sebeplerden birisinin, “Kürt ayrılıkçılığını bastırma konusunda Rusya’ya güvenmesi” olduğu değerlendirmesine yer verildi.

‘TÜRKİYE, NATO GENİŞLEMESİNİ ENGELLİYOR’

9 Aralık tarihinde Patricia Cohen imzasıyla çıkan makalede, Ukrayna’daki savaştan sonra Avrupa ülkeleri Rus petrol ve doğalgazına olan bağımlılıklarını azaltmak için harekete geçip fiyat artışlarına ve olası kıtlıklara katlanırken, Türkiye’nin Rusya ile olan enerji bağlarını derinleştirdiğine işaret edildi.

Nitekim Erdoğan ve Putin, Türkiye’yi Rus gazı için bölgesel bir ticaret merkezi haline getirmeyi konuşmuştu. Türkiye ise önümüzdeki yıl faaliyete geçmesi planlanan nükleer santrale ek olarak Rusya tarafından tasarlanan ve finanse edilen ikinci bir nükleer santral inşa etmeyi önermişti.

Makalede, Türkiye’nin Rusya’nın operasyonunu kınamakla birlikte “zor zamanda mali can simidi olan Rusya’yı uzaklaştırmamaya dikkat ettiği” belirtildi. Erdoğan’ın ekim ayında Putin’in doğum gününü kutladığı, Rusya’ya karşı yaptırım uygulamadığı ve Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliğine karşı çıkmaya devam ettiğinin altı çiziliyor. Türkiye’nin “NATO’nun genişlemesine karşı çıkmasının Avrupa’daki ve Washington’daki siyasi liderleri rahatsız ettiği” vurgulanıyor.

EN ÖNEMLİ BAŞLIK TERÖRLE MÜCADELE

NYT gazetesi, Türkiye’nin Rusya’yla işbirliğine yönelmesindeki en önemli sebep olarak Suriye’de PKK/YPG gibi ayrılıkçı terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadelede Rusya’nın desteği olduğuna dikkat çekti. Bu vurgu, yazıda şu ifadelerle yer aldı:

“Enerji, Türkiye’nin Rusya ile daha yakın ilişkiler kurma arzusunu motive eden karmaşık ekonomik ve siyasi çıkarlar dizisinin yalnızca bir unsuru oldu. Ruslar Türkiye’ye gelen en büyük turist kitlesini oluşturuyor ve Türk lirasının düşen değerini desteklemeye yardımcı olan bir döviz kaynağı sağlıyor. Ama daha da önemlisi, Sayın Erdoğan Suriye’deki Kürt ayrılıkçılığını bastırma çabalarında Rusya’nın desteğine güveniyor.”

‘İŞLEYİP BATIYA SATIYORLAR’

Türkiye’nin Rusya karşıtı ambargoya katılmayarak çok indirimli şekilde ham petrol alabildiği kaydedilen makalede bunun Türk ekonomisine çok ciddi bir yarar sağladığı şöyle ifade edildi: “Büyük bir rafinaj kapasitesine sahip olan Türkiye, rekor düzeyde indirimli Rus ham petrolü alarak kendi kıyılarında rafine ediyor ve daha sonra yasal olarak bitmiş ürünü Türk menşeli olarak etiketliyor ve küresel piyasa fiyatından satıyor. Aynı zamanda iç kullanım için indirimli Rus dizel yakıtı satın alıyor.”

Finlandiya’daki Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir analize gönderme yapılarak, giderek artan miktarlarda Rus ham petrolünün Türkiye’de rafine edilip AB ve ABD’ye ihraç edildiğinden şikayet ediliyor.

‘BÜYÜK ENERJİ MERKEZİ HAYALİ GERÇEKLEŞİYOR’

İki lider arasında yapılan görüşmelerde anlaşmaya bağlanan Türkiye’nin Rus petrolü ve doğal gazı için bir enerji arteri olması projesiyle ilgili ise şu değerlendirmeler yer alıyor:

“Ucuz enerji, Türkiye’nin batmakta olan ekonomisini kritik bir dönemde ayakta tutmaya yardımcı oluyor. Ancak bu manevralar aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın enerji krizini kullanarak Türklerin uzun süredir hayalini kurduğu büyük bir enerji merkezi olma hedefine ulaşma çabasının bir parçası. Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu arasındaki konumu Türkiye’yi çok önemli bir noktaya yerleştiriyor.”

Türkiye’nin Rusya’nın önemli bir kömür ithalatçısı haline geldiği de not düşülen makalede, Kpler analisti Viktor Katona’nın da “Türkiye ve Çin sayesinde Rusya’nın kömür ihracatı yaptırım öncesi seviyelere geri döndü.” yorumuna atıf yapılıyor.

BOĞAZDA BEKLEYEN TANKERLER

Makalede bir diğer rahatsızlık konusu olarak Türk sularında bekleyen petrol tankerlerine işaret ediliyor. Çoğu Rusya ile bağlantısı olmayan 20’den fazla petrol tankerin İstanbul ve Çanakkale boğazlarından Akdeniz’e geçmek için izin beklediği ileri sürülüyor. Türkiye’nin “tavan fiyat uygulamasının kıyılarındaki sigortasız tanker riskini arttırdığını söyleyerek ek sigorta belgesi talep ettiği” iddia ediliyor. NATO genişlemesinin engellemesinin yanı sıra “Türk boğazlarının dışında yaşanan tanker tıkanıklığının” da Batı liderliğinde huzursuzluk yarattığı belirtiliyor.

Konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor:

“Tıkanıklığın ardında aşırı tedbir mi, işlevsizlik mi yoksa siyasi duruş mu olduğu net değil ancak bu durum petrol piyasalarını tedirgin ediyor ve Ankara’dan gemilerin geçişine izin vermesini isteyen Türkiye’nin Batılı müttefiklerini hayal kırıklığına uğratıyor.”