Emperyalizm, Vietnam’dan Güney Amerika’ya, Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya işlediği suçları gizlemek, babaoğul Bush’lar, Thatcher, Obama, Blair, Biden gibi katilleri unutturmak için bu tür kültürel aparatlarını kullanıyor. Netflix, Körfez’de petrole bulanan karabatağın gerçek öyküsünü anlatacak değil ya, tabii ki bu tür palavra belgeseller yapacak. ‘For Dummies’ seri kitapları gibi, bu tür şeylere Netflix çıkışlı "Aptallar İçin Diktatörlük Belgeseli" gözüyle de bakabiliriz.”

Dijital içerik platformu Netflix, 9 Temmuz Cuma günü yeni bir belgesel yayınladı. “Zorba Nasıl Olunur?” isimli belgesel, yayınlandığı andan itibaren Türkiye’de en çok izlenenler listesinde yer almaya başladı. 6 bölümden oluşan belgeselin en dikkat çekici özelliği ise Josef Stalin, Mao Zedung, Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi, Fidel Castro, Kim İl Sung, Kim Jong İl gibi liderlerin hedef alınması.

Belgesel sırasıyla Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler, eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, eski Uganda Devlet Başkanı İdi Amin, eski Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi, eski Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Josef Stalin ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin eski Devlet Başkanları Kim İl Sung ve Kim Jong İl üzerine kuruluyor. Liderlerin hayatları alaycı üslupla anlatılıyor, hepsinin “zorba” olmak için aynı taktikleri uyguladığı ifade ediliyor.

Belgeselde bu isimlerin haricinde Çin Halk Cumhuriyeti Kurucu Devlet Başkanı Mao Zedung, eski Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, eski Haiti Cumhurbaşkanı François Duvalier ve eski Kamboçya Başbakanı Pol Pot’un da zorba diktatörler olduğu, mutlak güçlerini ilan etmek için halklarını kandırdıkları ve iktidarlarını sağlamlaştırmak için “sözde düşmanlar” yaratıldığı söyleniyor.

Hayatları anlatılan liderden Adolf Hitler’in haricinde diğer tüm isimlerin ortak özellikleri, emperyalizmle mücadele etmiş, bağımsızlık kazanmış, halk iktidarını kurmuş olmaları.

‘KÜÇÜKLÜĞÜNDE DE ZORBAYDI, HAYVANALARA EZİYET EDERDİ’
Belgeselin dikkat çekici bir diğer özelliği de anlatım yöntemi ve ortaya sürdüğü iddialar... Alaycı üslupla liderleri aşağılayan bir anlatıma sahip belgeselde dile getirilen iddialardan bazıları şöyle (Anlatım bozuklukları belgesele ait):

Saddam en şüphe ettiği birini bile öldürürdü, küçüklüğünden beri zorbaydı, hayvanlara bile eziyet ederdi.

İdi Amin, bir gece gördüğü rüya sonrasında ülkedeki Asya kökenli vatandaşları göndermeye karar verdi.

Stalin döneminde kıtlığa karşı bitkilere Marksist ilkeler uygulanıyordu.

Libya petrolü çıkarıldıktan sonra parası doğrudan Kaddafi’nin kişisel banka hesaplarına yatırılıyordu.

Libya’da okullarda coğrafya dersi yoktu. Çünkü Kaddafi zorbalığından kaçmak isteyen gençlere dünya ülkelerini tanıtmak istemiyorlardı.

Kuzey Kore'de kimse bilgiye ulaşamıyor, insanların seyahat etmesi yasak.

‘STALİN VE KADDAFİ TERÖRİSTTİ’
Belgeselde bir anlatıcı dış ses bulunuyor. Ayrıca bazı 'uzmanlar'dan görüşler alınıyor. Eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, siyaset bilimci Waller Newell, Associated Press Pyongyang Bürosu Şefi Jean Lee, İngiliz tarihçi yazar Guy Walters gibi isimler liderleri başından sonuna kadar suçluyor, halklarına sadece zulmettiklerini öne sürüyorlar.

Bu isimler, belgesel için verdikleri demeçlerde ABD’nin dünyanın her yerinde yaptığı işgalleri normalleştiriyor, ABD ve diğer emperyalist devletlere direnen milletleri suçluyor, kurşun sıktıkları için hedef alıyorlar. Kaddafi’nin terörist olduğunu, Stalin’in terörist çetesine üye olduğunu söylüyorlar.

Emperyalizme direnen milletlerin bağımsız olma çabalarını eleştiren 'uzmanlar', Kaddafi’nin yabancı düşmanı olduğunu şu sözlerle savunuyorlar:

“Kaddafi, ‘Libyalılar kendi yiyeceğini kendi üretmelidir. Eğer dışarıdan alırsa bağımsız değildir’ diyor.”

‘YOLDAŞLARINI ÖLDÜRDÜRLER’
'Uzmanlar' belgeselde, liderlerin “zorba” olmak için sadece halkı değil birlikte aynı yolda yürüdükleri yoldaşlarını da öldürdüğü fikrini veriyorlar.

Diktatörlerin egemenliği arttıkça yandaşları içinden de onlara karşı hırslanan isimlerin olacağını söyleyen uzmanlar, bundan dolayı bazı liderlerin yanındaki isimlerin kısa süre içerisinde öldürüldüğünü iddia ediyorlar.

O iddialardan bazıları da şöyle:

Mao’yla Uzun Yürüyüş’e çıkan her general, sonraki birkaç yıl içinde öldü.

Fidel Castro’yla mücadele eden generallerin hemen hemen hepsi sonraki birkaç yıl içinde öldü.

Stalin’in Sovyetler Birliği’ndeki yoldaşlarının hepsi kısa süre içinde öldü. Lenin de 1924’te öldü.

SÖZCÜ YAZARI TAVSİYE ETTİ
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda takipçilerine belgeseli izlemelerini tavsiye etti. Saymaz paylaşımında, “‘Zorba Nasıl Olunur?’ adlı belgeseli izlemenizi tavsiye ederim. Diktatörlerin ve zorba rejimlerin ayakta kalma kurallarını anlatıyor. Film olarak da ‘Monos’u öneririm. Kolombiya’da gerilla kampında eğitim alan ve Amerikalı bir kadını alıkoyan çocuk savaşçıların hikayesi.” ifadelerini kullandı.

‘ATATÜRK’Ü ATLAMIŞLAR’
Emperyalizmin kendi işlediği suçları ve yaptığı katliamların üzerini örtmek için Netflix gibi aparatları kullandığını belirten sinema eleştirmeni Tunca Arslan, “Körfez’de petrole bulanan karabatağın gerçek öyküsünü anlatacak değil ya, tabii ki bu tür palavra belgeseller yapacak” dedi. Arslan şu değerlendirmelerde bulundu:

“Söz konusu belgeseli seyretmedim, seyredeceğimi de sanmıyorum, ancak nasıl bir şey olduğunu tahmin etmek zor değil. Gördüğüm kadarıyla önemli bir eksik var; belgeseli yapanlar Mustafa Kemal Atatürk’ü atlamışlar! Hitler gibi bir faşist dışında adı geçen tüm liderlerin, yıllardır emperyalizm tarafından şeytanlaştırılmaya ve diktatörlük sembolü olarak gösterilmeye çalışıldığı biliniyor. Kurtuluş Savaşı döneminde Batı basını ve yerli işbirlikçileri benzer yakıştırmaları Mustafa Kemal için de bol bol yapmıştı. Tarih boyunca sömürgeciliğin ve emperyalizmin karşısına dikilen her lider benzer yalanların hedefi oldu, “zorba”, “barbar”, “vahşi”, “diktatör” vb. olarak nitelendi. Netflix gibi bir aygıtın bu yalanları günümüzde de tekrarlaması, psikolojik savaş ve karalama patinajını sürdürmesi, kendisi açısından bir görevin yerine getirilmesinden ibaret. Emperyalizm, Vietnam’dan Güney Amerika’ya, Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya işlediği suçları gizlemek, babaoğul Bush’lar, Thatcher, Obama, Blair, Biden gibi katilleri unutturmak için bu tür kültürel aparatlarını kullanıyor. Netflix, Körfez’de petrole bulanan karabatağın gerçek öyküsünü anlatacak değil ya, tabii ki bu tür palavra belgeseller yapacak. ‘For Dummies’ seri kitapları gibi, bu tür şeylere Netflix çıkışlı "Aptallar İçin Diktatörlük Belgeseli" gözüyle de bakabiliriz.”

KAAN ARSLAN 
Aydınlık Gazetesi Manşet