İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Nazım Hikmet'i de tanımadığını gösterdi. Facebook'ta yayılan anonim bir sözü Nazım Hikmet'e aitmiş gibi paylaşarak Nazım'ı anan İmamoğlu rezil oldu.

Güneş Erkul: Evet Nazım Hikmet'in öyle bir şiiri yok ama şöyle bir şiiri var:
Erzurum'da on dört gün sürdü Kongre:
orda, mazlum milletlerden bahsedildi
bütün mazlum milletlerden
ve emperyalizme karşı dövüşenlerinden onların.
Orda, bir Şurayı Milli'den bahsedildi,
İradei Milliyeye müstenit bir Şurayı Milli'den.
Buna rağmen
"Asi gelmeyelim" diyenler vardı,
"makamı hilafet ve saltanata."
Hatta casuslar vardı içerde.
Buna rağmen
"Bütün akşamı vatan bir kuldur" denildi.
"Kabul olunmaz," denildi,
"Manda ve Himaye..."
Buna rağmen
İstanbul'da birçok hanımlar, beyler, paşalar,
Türk halkından kesmişlerdi umudu.
Yağdırıldı telgraflar Erzurum'a:
"Amerikan mandası altına girelim," diye.
"İstiklal, diyorlardı, şayanı arzu ve tercihtir, amma
bugün bu, diyorlardı mümkün değil,
birkaç vilayet, diyorlardı, kalacak elde,
şu halde, diyorlardı, şu halde,
Memaliki Osmaniye'nin cümlesine şamil
Amerikan mandaterliğini talep etmeği
memleketimiz için en nafi
bir şekli hal kabul ediyoruz."
FAKAT BU ŞEKLİ HALLİ KABUL ETMEDİ ERZURUMLU.
ERZURUM'UN KIŞI ZORLUDUR, BALAM,
BUZ TUTAR YİĞİTLERİN BIYIĞI.
ERZURUM'DA KASKATI, DİMDİK OLUR ADAM,
KABULLENMEZ YILGINLIĞI...
İstanbul'da hanımlar, beyler, paşalar,
tül perdeler, kravatlar, apoletler, şişeler,
çıtı pıtı dilleri ve pamuk gibi elleri
ve biçare telgraf telleri
devretmek için Amerika'ya Anadolu'yu
şöyle diyorlardı Erzurum'dakilere:
"Bizi bir başımıza bıraksalar,
tarafgirlik, cehalet
ve çok konuşmaktan başka müspet
bir hayat kuramayız.
İşte bu yüzden Amerika çok işimize geliyor.
Filipin gibi vahşi bir memleketi adam etti Amerika.
Ne olacak,
Biz de on beş, yirmi sene zahmet çekeriz,
sonra Yeni Dünya'nın sayesinde
İstiklali kafasında ve cebinde taşıyan
bir Türkiye vücuda geliverir.
Amerika, içine girdiği memleket ve millet hayrına
nasıl bir idare kurduğunu
Avrupa'ya göstermek ister.
Hem artık işi uzatmağa gelmez.
Çok tehlikeli anlar yaşıyoruz.
Sergüzeşt ve cidal devri geçmiştir:
Türkiye'yi geniş kafalı birkaç kişi belki kurtarabilir."..
...
Ve böylece, bin dereden su getirdi İstanbul'dan gelen zevat.
Sivas, mandayı kabul etmedi fakat,
"Hey gidi deli gönlüm,"
dedi,
"Akıllı, umutlu, sabırlı deli gönlüm,
ya İSTIKLAL, ya ölüm!"
dedi.

Twitter hesabından yaptığı paylaşımda kullandığı ifadenin Nazım Hikmet'e ait olduğunu sanan İmamoğlu'nu takipçileri uyardı. 

İşte İmamoğlu'nun o paylaşımı:

İmamoğlu'nun kendine yakın gördüğü şairi bile tanımaması cahillik olarak yorumlandı.