Vatan Partisi Genel Başkan Dr. Doğu Perinçek, Sputnik Radyo’da Ali Çağatay’ın sunduğu Seyir Hali programına konuk oldu. Perinçek programda, Çin Büyükelçiliğinin açıklaması, Montrö Sözleşmesi, İstanbul Kanalı, İstanbul Sözleşmesi, Boğaziçi Üniversitesi rektörlük tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘TÜRKİYEÇİN İLİŞKİLERİ 21. YÜZYILIN STRATEJİK İLİŞKİSİDİR’

Çin Büyükelçiliği’nin sosyal medya üzerinden İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e verdiği cevap hakkında konuşan Perinçek, Büyükelçiliğin sosyal medya yerine diplomatik yollarla açıklama yapmasının daha doğru olacağını ifade etti. Perinçek, ayrıca TürkiyeÇin ilişkilerinin önemine değinerek Amerikancıların bu ilişkileri bozma gayretinde olduğunu belirtti. Perinçek şunları söyledi:

“Türkiye ile Çin arasındaki ilişkiler, 21. yüzyılın stratejik ilişkisidir. Hem Türkiye hem Çin birbirine ihtiyacı olan ülkelerdir. Güvenlik ve ekonomide sırtlarını birbirine yaslaması gereken ülkelerdir. Bunu bozmak isteyen ABD, Türkiye’yi yalnızlaştırıp özellikle Çin’den hatta Rusya’dan koparıp Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin tepesine binmek istiyor. Amerikancılar, Atlantikçiler bu ilişkileri bozmak için gayret içerisindeler. Bu bakımdan TürkiyeÇin ilişkilerine özenle yaklaşmamız lazım.

“Çin Büyükelçiliğinin konumu gereği sosyal medyadan fikir açıklamasını doğru görmüyorum. Nota verebilir, Dışişleri Bakanlığı’yla görüşebilir. Bu şekilde fikir açıklaması daha doğru olabilir. Ama şimdi dünyada Amerika merkezli bir moda var, tivit atarak fikir belirtmek. Bu konuyu büyütmemek lazım. Sinciang Uygur bölgesi, TürkiyeÇin ilişkilerini geliştirmede köprü görevi yapacak. Burada soykırım yapıldığı iddiası Amerikan yalanıdır. Bu kocaman kuyruklu yalanı oradaki olaylara yapıştırmak, Meral Akşener’e uygun düşüyor.”

‘EGEMENLİĞİMİZİ MONTRÖ DEĞİL TÜRK ORDUSU SAĞLIYOR’

Programda Montrö Sözleşmesi tartışmalarına da değinen Perinçek, Türkiye’nin egenmelik hakkının Mehmetçiğin süngüsü ve Türk milletinin iradesiyle sağlandığını ifade etti. Perinçek, “Türkiye’nin boğazlardaki egemenlik hakkı Montrö’ye bağlı değildir. Yozgat Sözleşmesi, Samsun Sözleşmesi veya Mersin Sözleşmesi var mı? 14. yüzyılda Gazi Süleyman Paşa Çanakkale Boğazını geçti, ardından Yıldırım Beyazıt Anadolu Hisarı’nı yaptı, sonra Fatih Sultan Mehmet Rumeli Hisarını inşa etti. Son olarak Türk ordusu, İstiklal Savaşının ardından 6 Ekim 1923 tarihinde İstanbul’a girdi. Mehmetçiğin süngüsüyle kazanılan ve Türk milletinin iradesinde güvencesi olan bir egemenlik hakkımız var. Bu Montrö’ye bağlı demek çok yanlış. Montrö önemli bir kazanım ama Montrö’de de Türkiye’nin egemenliğini sınırlandıran bazı şeyler vardır. Rusya’nın da Karadeniz ülkelerinin de bir anlamda güven içinde olması bakımından Montrö rahatlatan bir sözleşmedir. Türkiye’de bugün Montrö üzerinden bir tartışma yaratmak çok yanlış” dedi.

104 emekli amiralin bildirisiyle ilgili “Türk ordusunu hedef alan” bildiri değerlendirmesini yapan Perinçek, şunları söyledi:

“Montrö’ye karşı bir iktidar falan yok. Orada bir algı yaratıldı, sanki AK Parti hükümeti Montrö ye karşıymış gibi. AK Parti bugün Fırat Kalkanı’nda, Zeytin Dalı’nda Barış Pınarı’nda FETÖ ve PKK’yı ezerek Lozan ve Montrö için savaşıyor. Bunu söyleyenler Montrö’yü bilmiyorlar. Türkiye’nin egemenliği Montrö’ye bağlı değil. 104 emekli amiral denen başıbozukların bildirisi de Türk ordusunu doğrudan hedef alıyor. Türk ordusu savaşıyor, savaşan orduya çamur atılıyor. Ordu da bunu saptıyor, bu bildiride bize çamur atılıyor diyor. Biz bu tespiti çok önemsiyoruz. Savaşan ordunun yanındayız. Şezlongda yatıp pipolarını yakanların yanında hiç değiliz. Bu bildiriyi imzalayanlar Türk ordusundan emekli olmuş ama NATO’dan emekli olmamışlar. Burada Amerika planına uyan bir durum var. Birkaçının görevli olduğu da belli. Onları savcılar saptayabilir. Diğerlerinin niyeti öyle olmayabilir, fikir özgürlüğü diye imzalamışlar. Ama bu da yanlış fikirdir ve sorumsuzluktur.”

‘İSTANBUL KANALI MONTRÖ’YÜ BOZMAZ’

İstanbul Kanalı’nın yapılmasıyla Montrö’nün tartışmaya açılacağı iddialarını yanıt veren Perinçek, bu tartışmalar üzerinden algı yaratılıp iç çatışma çıkarılmak istendiğini vurguladı. Perinçek tartışmalara ilişkin şunları söyledi:

“İstanbul Kanalı ekonomik ve çevre bakımından yanlıştır ve iyi bir tercih değildir. Bu kadar büyük bir kaynağı böyle bir yatırıma ayırmak doğru değil. İstihdamı büyütecek ve üretime daha büyük katkı sağlayacak tercihler var. Biz Vatan Partisi olarak İstanbul Kanalının yapılmasını doğru bulmuyoruz.

“İstanbul Kanalı yapılırsa Montrö gider tartışması doğru değil. Neden Montrö’yü bozsun? Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Yerhov da Rus devlet kanalında İstanbul Kanalı için Montrö’yü deler fikrini benimsemediklerini söyledi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop da açık bir tavır alıyor. Şentop, Montrö’yü yoruma yer bırakmayacak şekilde savunuyor. Buradan da algı yaratılmaya çalışılıyor. Birileri o konuşmayı okumadan, Erdoğan düşmanlığına da uygun düştüğü için, oradan koşuyorlar, hep beraber kampanya üretiyorlar. Bugün Türkiye’nin Ukrayna ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelere kilitlenmesi ve birlik olması gerektiği koşullarda iç çatışma çıkartılıyor.”

Cumhurbaşkanı’nın uluslararası sözleşmelerden çıkma konusunda yetkisinin bulunmadığını söyleyen Perinçek, “Montrö de İstanbul Sözleşmesi de uluslararası bir sözleşme. Cumhurbaşkanının görevi onaylamak ve ilan etmek. Kabul makamı da çekilme makamı da TBMM’dir. Bu anayasa hükmüdür. 244 sayılı kanun ve 9 sayılı kararnameyle Cumhurbaşkanına böyle bir yetki verildiği tezi doğru değil. AK Parti de büyük bir hata yaptı. Meclis’te çoğunluğu var. Bir önerge vererek sözleşmeden çıkılabilirdi. Burada Cumhurbaşkanının yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Geri dönmesi bir akıl ve erdem olur. Ama şimdi lüzumsuz bir tartışma çıktı. Mesela NATO’dan çekildik dese çekilebilir mi?” dedi.