AnkaraAtina krizinin gidişatını ve olası çözümünü anlatan Dr. Naim Babüroğlu “Türkiye, Suriye’de olduğu gibi, Libya ve Doğu Akdeniz’de de Rusya’yla işbirliği kurarak, yanına Mısır, İsrail ve Lübnan’ı almalı. Böylece Doğu Akdeniz’de yeni bir cephe ortaya çıkar ve ülkenin eli rahatlar” dedi.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki Doğu Akdeniz geriliminde, Atina yönetimine yönelik destek artıyor. NATO’dan aradığı desteği bulamayan ancak Avrupa Komisyonu’nu arkasına alan Yunanistan’a son olarak ABD ve İsrail’den destek geldi. İsrail Dışişleri Bakanlığı, deniz alanları ve münhasır ekonomik bölgesini sınırlandırma hakkı konusunda Yunanistan’a tam destek verdiklerini duyurdu. Yunanistan ve ABD dışişleri bakanlarının ise Cuma günü Viyana'da Doğu Akdeniz’deki krizi masaya yatırmak üzere bir araya geleceği açıklandı. Yunanistan’a uluslararası destek artarken, hızla tırmanan TürkiyeYunanistan krizini İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Naim Babüroğlu ile konuştuk. 

‘TÜRKİYE’NİN YUNANİSTAN’LA TARTIŞMALI ALAN AÇISINDAN MASAYA OTURMASI DOĞRU DEĞİL’

Dr. Babüroğlu, Sputnik’e verdiği röportajda “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Yunanistan’la tartışmalı alan açısından masaya oturması hiç uygun değil. Çünkü Türkiye açısından Doğu Akdeniz’de tartışmalı alan yok. Yunanistan gerek Ege’de gerek Doğu Akdeniz’de attığı tüm adımlarda hep büyük güçleri arkasına alır. ABD’yi yanına alır, NATO’yu yanına alır, Avrupa Birliği’ni kendi yanına çekme girişiminde bulunur. Avrupa Komisyonu’nun ‘Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın arkasındayız’ mesajı vermesi de aynı böyle bir sürecin sonucu” dedi. 

‘ABD, YUNANİSTAN’I DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEK GİBİ GÖZÜKÜYOR’

ABD’nin de Yunanistan’a destek verir tutumda olduğuna söyleyen Babüroğlu “NATO için durum farklı. Çünkü NATO, iki üyesi arasında tercih yaparak, biri lehinde ya da aleyhinde açıklama yapmaz. Bu tarihte de olmadı, bugün de olmaz. NATO’dan gelen ‘müttefik iki ülkenin kendi aralarında bunu sağduyulu davranarak çözmeleri konusunda umutluyuz’ şeklinde açıklama da bunu gösterdi. ABD, NATO’nun lideri yani ‘patronu’ sayılır. Çünkü savunma harcamalarının çoğunu karşılayan da ABD; NATO’nun gerek sivil gerek askeri tepe kadrolarını oluşturan da… ABD’nin Yunanistan lehinde açıklama ve girişimlerini sürdürmesi de olası ihtimal. Zira ABD halihazırda hem Yunanistan’ı destekliyor hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunanistan’ın istediği şekilde ikili askeri işbirliği anlaşması imzalıyor. Yine, Türkiye sınırı Dedeağaç’ta üs konuşlandıran da ABD. ABD’nin NATO’daki etkisini düşündüğünüzde ise önümüzdeki süreçte bunun Türkiye’nin aleyhine dönmesi ihtimal dahilinde” diye devam etti. 

‘EKONOMİK YAPTIRIMLARIN KABUL EDİLMEMESİ OLASI’

AB’de de tablonun çok farklı olmadığına işaret eden Babüroğlu “Avrupa Birliği’nin iki güçlü üyesi Almanya ve Fransa da Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin karşısında görünüyor. Zaman zaman Merkel uzlaşmacı tutum sergileyerek iki taraf arasındaki gerginliğin tırmanmasını önleyici bazı diplomatik girişimlerde bulunsa da genel olarak Yunanistan’ın yanında duruyor. Bu destek değişmez ve bu sebeple AB’nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yanındaki tutumu da değişmez. Ancak Yunanistan’ın AB’de teklif ettiği Türkiye’ye dönük ekonomik yaptırımların kabul edileceğini zannetmiyorum. 2728 Ağustos’ta gerçekleşecek toplantıda Almanya, Fransa ve İtalya biraz daha objektif davranıp yaptırım paketini engelleyecektir” ifadelerini kullandı. 

‘TÜRKİYE HAKLI MÜCADELESİNİ SÜRDÜRMELİ’

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki ‘zorlayıcı atmosferde’ kararlılığını sürdürmesi gerektiğine işaret eden Babüroğlu “Türkiye, Yunanistan’ın Mısır’la anlaşması gibi hamlelere Oruç Reis’i göndermek gibi hamlelerle yanıt veriyor. Ben Türkiye’nin kararlılığının devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülke, Oruç Reis sismik araştırma gemisini bölgeye gönderdiğinde kararın ertelenmemesi, iptal edilmemesi, geri adım atılmaması gerektiği düşüncesindeyim. Çünkü Türkiye yüzde yüz haklı. Ama atmosfere baktığınızda ABD, Avrupa Birliği, Avrupa Birliği’nin güçlü ülkeleri Almanya, Fransa ve İtalya tabii ki Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yanında saf alıyor” diye devam etti. 

‘TÜRKİYE, KENDİSİNE KARŞI OLAN CEPHEYİ DARALTMALI’

Türkiye’nin diplomasiyi daha fazla kullanması gerektiğine işaret eden Babüroğlu “Türkiye ile Rusya, Suriye’de süregelen işbirliğini, Libya’ya da aktarmak hususunda önemli irade gösterdi. O zaman akıllara ‘Acaba Türkiye Rusya nezdinde girişimde bulunarak Libya’da Rusya’yla aynı cephede yer alan Hafter’i destekleyen Mısır’ı Rusya vasıtasıyla, Yunanistan ile anlaşmamaya ikna edemez miydi?’ sorusu geliyor. Türkiye ayrıca Doğu Akdeniz’de Mısır’ı, İsrail’i ve Lübnan’ı yanına çekmeli. Türkiye, Mısır, Lübnan ve İsrail’le de Libya’yla yaptığı gibi bir anlaşma imzalama yoluna gitmeli. Yani, Türkiye artık diplomasiyi daha fazla çalıştırmalı. Doğu Akdeniz’de kendisine karşı olan cephenin küçültülmesi önemli” dedi. 

‘DOĞU AKDENİZ’DE YENİ BİR CEPHE ŞART’

Babüroğlu “Ayrıca Türkiye ile Rusya’nın Suriye’deki işbirliğinin Libya ve Doğu Akdeniz’e taşınması taraflara önemli ölçüde güç kazandırır. Neticede ABD şu anda Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tarafında. O halde Türkiye, Suriye’de olduğu gibi, Libya ve Doğu Akdeniz’de de Rusya’yla işbirliği kurarak, yanına da Mısır, İsrail ve Lübnan’ı almalı. Böylece Doğu Akdeniz’de yeni bir cephe ortaya çıkar. İsrail de bu cepheyi destekleyebilir. Böylece Türkiye’nin eli rahatlar. Türkiye’nin karşısındaki cephesi daralır. Şu anda Türkiye’nin karşısında Katar hariç, neredeyse bütün ülkeler var” diye ekledi.