Bakanlıktan Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine dair uluslararası tepkilere yanıt olarak yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin haklarının ilerletilmesinde, toplumsal rolünün güçlendirilmesinde ve şiddete karşı korunmasında kadının yanında olduğu vurgulanarak "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"nin kadına karşı şiddetle mücadele etme temel amacıyla hazırlanmış bir sözleşme olduğu belirtildi.

Bununla beraber, sözleşmenin içeriğindeki unsurlar ve çeşitli uygulamaların kamuoyunda hassasiyet yarattığı ve eleştirilere neden olduğu hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Esasen Avrupa Konseyi içinde de pek çok ülkede sözleşmeye ilişkin tartışmalar yaşanmakta olup, sözleşmeyi imzalayan bazı ülkeler onaylamaktan imtina etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin sözleşmeden çekilmesi, kadına karşı şiddetle mücadeleden ödün verme olarak yorumlanmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal mevzuatında kadın hakları en ileri normlarla güvence altına alınmıştır. Ülkemiz bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da kadına karşı şiddete sıfır tolerans anlayışı, ayrıca kadın haklarının daha da güçlendirilmesi ve kadına karşı şiddetle mücadelenin daha etkin sürdürülmesi amacıyla gerekli tüm tedbirleri ilgili kurum ve kuruluşlarıyla birlikte almaya devam edecektir."

KONSEY ÜYESİ RUSYA VE AZERBAYCAN SÖZLEŞMEYİ İMZALAMAYI REDDETTİ

Asıl adı "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" olan İstanbul Sözleşmesi 2011'de İstanbul'da düzenlenen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 121. toplantısında kabul edilmişti.

Sözleşme, Türkiye dahil 34 ülke tarafından yürürlüğe koyulurken, Ukrayna, İngiltere, Çekya, Slovakya, Moldova, Litvanya, Lihtenştayn, Letonya, Macaristan, Ermenistan ve Bulgaristan sözleşmeyi imzalamış ancak yürürlüğe koymamıştı.

Avrupa Birliği, sözleşmeyi 13 Haziran 2017'de imzalarken, Avrupa Konseyi üyesi Rusya ve Azerbaycan sözleşmeyi imzalamayı reddetmişti.

İstanbul Sözleşmesi'nin bazı maddeleri Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ve geleneksel aile değerlerine zarar verdiği yönünde tartışmalara neden olmuştu.