ABD, Dedeağaç'a yaptığı askeri sevkıyatlarına hız veriyor. Yerel basın bu ay 120 helikopter ile 1000 tankın daha Dedeağaç'a geleceğini belirtirken, Yunan ve ABD'li yetkililer arasında da hazırlık toplantıları yapılıyor. Son olarak iki ülke arasında imzalanan anlaşma ile Dedeağaç'ta 2 bin ABD askeri için lojman ve alt yapı çalışmalarının bir an önce başlaması kararlaştırıldı. ABD ordusunda görevli subay ve askerlerin kullanacağı konaklama tesislerinin, “Giannouli Kampı” yakınlarına inşa edileceği açıklandı. Yunanistan Genelkurmay Başkanı General Konstantinos Floros ve ABD’nin Yunanistan Büyükelçisi Bay Jeffrey R. Payat tarafından imzalanan anlaşma, 1 Kasım'da yürürlüğe girdi. Yunan Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada, “uygulama düzenlemesi”nin, ABD Silahlı Kuvvetlerinin kullanımı için tahsis edilen 4 bölgedeki askeri tesislerde (Dedeağaç, Girit, Litohoro ve Stefanovikio) yapılacak inşa, bakımonarım çalışmalarını içerdiği belirtildi. Açıklamada, düzenleme sayesinde, hem ABD parasıyla yapılacak bu çalışmaların hızlandırılacağı, hem de 2 ülke arasındaki ortak tatbikatların daha sık ve daha uzun süreli olacağı kaydedildi.

ABD ELÇİSİ KIŞKIRTIYOR

ABD’nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, bir süre önce “Kasımda Dedeağaç Limanı'na yeni bir sevkıyat yapacağız. Bu defa Dedeağaç’a gelecek ABD uçakları ve helikopterlerinin sayısı, her defasından fazla olacak. Gördüğünüz gibi her defasında daha güçlü hareket ediyoruz.” demişti. Sevkıyatın tam tarihi belirtilmezken, Hürriyet'in Atina muhabiri Yorgo Kirbaki, yerel haber sitesi “evrosnews”ten aktardığı haberinde en az 120 helikopter ve 1000 tankın Dedeağaç’a geleceğini yazdı.

ABD’YE DÖRT ASKERİ TESİS

14 Ekim'de Yunanistan ile ABD arasında Savunma İşbirliği Anlaşması (1990) güncellenmişti. Anlaşmayla ilgili ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Bu yenileme, anlaşmanın süresiz olarak yürürlükte kalmasını sağlayacak ve ABD güçlerinin Yunanistan'daki mevcut üslerin dışında ek olarak başka üslerde de eğitim ve faaliyet göstermesine olanak tanıyacak.” demişti. Anlaşma kapsamında;

  • Yunanistan Dedeağaç’ta bulunan, Kara Kuvvetlerine ait ‘Yanuli’ karargâhını ABD’ye tahsis etti.
  • Girit Adası’ndaki ABD Suda Deniz Üssü sahasının genişletilmesine onay verdi.
  • Litohoro ilçesindeki atış talim sahası ABD’nin kullanımına tahsis edildi.
  • Stefanovikio askeri havaalanı civarında bulunan ‘Yeorgula’ piyade taburu karargâhı da yine ABD Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına verildi.

'BU DEDEAĞAÇ OLAYI NEDİR?'

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Roma’da görüştüğü ABD Başkanı Joe Biden’a Türkiye’nin Dedeağaç Üssü konusundaki rahatsızlığını ilettiğini söylemişti. Erdoğan, Yunanistan ile Fransa arasındaki askeri yakınlaşmayla ilgili bir soruya şu yanıtı vermişti: “Sayın Biden’a da Macron’a da bu konuyu söyledik. Dedik ki ‘Bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor.’ Bununla ilgili olarak da Macron sahiplenemedi ve Rafale ile ilgili de ‘Onların parası var.’ dedi. Dedim ki ‘Bak seni aldatıyorlar. Bunların parası falan yok. Sadece Batı’ya 400 milyar avro borcu olduğunu biliyorum.’, ‘Paraları var’ dedi. Her şey para! Tabii bir de üs meselesi var. Ama bu gelişmelerle ilgili bizim bütün derdimiz Türkiye olarak biz güçlü olacağız.”

LOZAN'A AYKIRI

Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM)'nin Yunanistan Uzmanı Hasan Özkan, Dedeağaç'taki gelişmelerin Lozan'a açık şekilde aykırı olduğunu söyledi. Bölgedeki hukuki statüyü Aydınlık'a anlatan Özkan, şu bilgileri verdi:

"Lozan Antlaşması’nın görüşmeleri esnasında Dedeağaç bölgesinin, özellikle Türkiye’nin güvenliğinin güçlendirilmesi maksadı ile askerden arındırılması ve gayriaskeri bir statüye konulması önerisi yoğun bir şekilde tartışılmıştı. Daha sonra Lozan Antlaşması'na ek olarak Trakya Sınırı'na ilişkin sözleşme, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalandı. Madde 1'e göre Adalar Denizi'nden Karadeniz'e kadar, Türkiye'yi Bulgaristan ve Yunanistan'dan ayıran sınırların her iki yanındaki topraklar, yaklaşık olarak 30 kilometre genişliğinde olmak üzere askerden arındırılacaktı. Madde 3'e göre ise jandarma, polis, gümrük memurları, sınır bekçileri gibi iç düzeni sağlamak ve sınırları gözaltında tutmak için gerekli özel unsurlar dışında silahlı hiçbir kuvvet ne konaklayabilecek, ne de dolaşabilecekti. Ayrıca kara, deniz ve hava kuvvetlerine ilişkin olarak, saldırı ya da savunma amacına yönelmiş, başka hiçbir tesis de kurulmayacaktı. Yani bölge tamamen askerden arındırılacak ve silahsızlandırılacaktı. Bugün anlaşma açıkça ihlal ediliyor."

'ÇOK YÖNLÜ BİR PROJE'

Türkiye'nin ileride herhangi bir askeri harekatına karşı sınıra ABD'nin yerleştiğini söyleyen Özkan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dedeağaç stratejik bir bölge. Amerika Birleşik Devletleri, hem Türkiye'ye hem de Rusya'ya karşı bölgeye yerleşmek istiyor. Boğazların çıkışını tutma çabasındalar. Ayrıca burayı bir enerji üssüne çevirerek kendi LNG'sini bu bölgeden Avrupa'ya satmaya çalışıyor. Dolayısıyla Azerbaycan ve Türkiye üzerinden gönderilen gaza bir alternatif oluşturuluyor. EastMed projesi dahi Dedeağaç'a bağlanıyor.

Yunanistan'ın amacı ise şu: Batı Trakya, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge. 1920'deki Yunan Sevr'i ile bölgeyi Bulgaristan'dan aldılar. Fakat burası yalnızca Lozan ile değil, Türkiye'nin taraf olmadığı 1913 Atina Barış Antlaşması, 1919 Neuilly Antlaşması ve 1920 Yunan Sevr'i ile de azınlık statüsü bulunan bir bölge. Buradaki Türklerin hukuki, idari ve eğitimöğretim özerklikleri var. Eğer Atina 1920 Yunan Sevr'indeki azınlık haklarını çiğnemeye devam ederse, bölge halkı da ilgili antlaşmanın egemenlik hükümlerini yok sayar. Dolayısıyla hem ileride yaşanabilecek böyle bir duruma engel olmak hem de Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir gerginlikte karadan askeri bir harekatı durdurabilmek için, sınıra ABD kuvvetleri yerleşerek tampon bölge oluşturuyor. Yani Türkiye'nin herhangi bir askeri harekatına karşı ön alıyorlar.

Bunun dışında Osmanlı Devleti zamanında Edirne vilayetimize bağlı Dedeağaç sancağında kurşun, bakır, linyit ve petrol ihalelerinin yapıldığı da belgelerde mevcuttur. Bölge, madenleri ile de önemi gözardı edilmemesi gereken bir yerdir."