Korona önlemleri hepimizi eve kapattı. Sıkılınca telefona sarılıyoruz.

Zoom toplantıları yapıyoruz.

Fırsat buldukça da,

Küçük gruplar halinde buluşuyoruz.

Herkesin dili şişmiş olunca;

Sohbetler bayağı uzun sürüyor.

KURGULU FARE

Geçen hafta emekli diplomatlarla;

Ankara’da bir parkta buluştuk.

Geçmiş günleri andık.

Emekli ruh hali olsa gerek,

Anılar peş peşe geldi.

Kimisine güldük, kimisiyle gururlandık.

Kimisine de üzüldük, içimiz acıdı.

Irak Başbakanı Maliki’nin özel kaleminin;

Dönemin Türkiye Büyükelçisi için,

Kendisinin de duyacağı bir ses tonuyla,

“Bu adam Türkiye’nin mi,

Yoksa ABD’nin mi büyükelçisi?” demesi…

Yine Moskova’da yapılan bir toplantıda,

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un,

Amerika’nın isteklerini,

Türkiye’nin istekleri gibi sunan,

Dönemin Dışişleri Bakanı salondan çıkarken,

Arkasından bakıp;

Türk heyetinin de duyacağı şekilde;

İngilizce “Kurgulu Fare” diye suçlaması…

Daha neler, neler…

DAVUTOĞLU

Sohbette en çok da Davutoğlu konuşuldu.

Bir diplomat Wikileaks belgelerini hatırlattı.

Dönemin ABD Ankara Büyükelçisi J. Jeffrey’nin 26 Ocak 2010'da Washington'a yolladığı “gizli” kodlu kriptoyu.

Davutoğlu’nun satratejik ihtiraslarını yazmıştı.

Onun için “well disposed to” ifadesini kullanmıştı.

Türkçe “niyetli, meyilli, dünden hazır” anlamındaydı.

ABD İLE İLİŞKİLERİ

DavutoğluABD ilişkileri hep tartışıldı.

Sadece bizde değil; 

Rusya’nın, Irak’ın, İran’ın, Suriye’nin, … de gündemdeydi. 

İkili ilişkilerde hep temkinli oldular.

Karşılıklı görüşmelerde,

Çok dikkatli davrandılar.

Bunu emekli diplomatlar da onayladı.

Başbakanlıktan alınınca;

Amerikan dış politikasına yön veren, 

Amerikan derin devletine yakın, 

Foreign Policy şu değerlendirmeyi yaptı:

“ABD, Ankara’daki adamını kaybetti.”

YÜKSELMEK İÇİN…

Danışmanlık yaptığı günlerdi.

Kıdemli bir büyükelçi bana;

“Davutoğlu çok tehlikeli biri.

Türkiye’nin başını belaya sokacak” demişti.

Nedenini sorduğumda;

“Hırsı aklının çok önünde.

Bu tipleri iyi tanırım.

Yükselmek için her şeyi yaparlar.

Türkiye’nin güvenliğini bile,

Tehlikeye sokarlar” yanıtını vermişti.

Gelişmeler;

Libya’da, Suriye’de, Irak’ta yaşananlar,

Amerika’ya meyilliliği;

Söylediklerini doğruladı.

Kendini çok önemsemişti.

Erdoğan’ın gücünü kendi gücü sandı.

HER YAPTIĞI ABD’YE YARADI

Dışişleri ve Başbakanlığı dönemi.

Kaddafi’nin devrilme süreci.

Suriye’de iç savaş.

Esad’a İhvan’ı hükümete ortak etme baskısı.

Suriye sınırımızın terör gruplarına açılması.

ABD’nin “kara gücü” PYD lideri,

Salih Müslüm’ün Ankara’da ağırlanması.

Anayasayı çiğneyerek,

Meclis kararı olmadan,

Peşmergenin topraklarımızdan geçirilmesi.

Irak Merkezi Hükümetini dışlayıp,

Erbil’le doğrudan ilişki kurulması.

Rus uçağının düşürülmesi.

Mısır’la ilişkilerin bozulması.

FETÖ’nün Dışişlerine yarleşmesi.

FETÖ’nün Ergenekon tertibine destek.

Hangi birini sayalım.

Bunlar sadece birkaçı.

Attığı her adım, yaptığı her iş;

Nedense hep ABD’ye yaradı.

Davutoğlu’nun yerinde olsam,

Susar, kendimi unuttururum.

O defterler daha kapanmadı.

Eninde sonunda açılacak.

Yargının önüne gelecek..!

Aydınlık