Ankara Üniversitesi'nde Düşünce ve Edebiyat Topluluğu'nun düzenlediği 'Kendi diliyle kavrulmak' konulu konferansa katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Kemal Ateş, PKK yandaşı öğrenciler tarafından engellenmek istenmesine isyan etti. Ateş, 'Bu gençler solcu mu?' başlıklı yazısında, 'Kırk yıl boyunca anlattıklarımdan farklı değildi anlattıklarım. Ama o kırk yıl boyunca PKK güdümünde bir gençlik yoktu üniversitelerimizde' ifadelerini kullandı. 

Ankara Üniversitesi DTCF’de Düşünce ve Edebiyat Topluluğu’nun geçen çarşamba düzenlediği ‘Türkçe’ etkinliğine PKK yandaşı bir grup saldırı girişiminde bulunmuştu. Etkinliğe davet edilen yazar Kemal Ateş’in verdiği konferansa PKK yandaşları engel olmaya çalışmış ve konferansın yeri değiştirilmişti. 

Kemal Ateş, Cumhuriyet gazetesindeki Olaylar ve Görüşler köşesinde konuya ilişkin “Bu gençler solcu mu?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Ateş, yaşanılanları şöyle aktardı:

25 Aralık Çarşamba günü bir etkinlik için DTCF’deydim. Düşünce ve Edebiyat Topluluğu’nun davetlisi olarak “Kendi Diliyle Kavrulmak” konulu bir konferans verdim.

Kırk yılım DTCF’de geçti, kırk yıl Türkçe dersleri verdim bu fakültede, dahası romanını yazdım. İmge Yayınevi’nin bastığı Bir Başka Şehir’de 1948 yılında Behice Boran’ların, Pertev Naili Boratav’ların, Niyazi Berkes’lerin tasfiye edildiği dönemi 1980 yılındaki tasfiyelerle birleştirerek bir roman kurgusu içinde anlattım. Yani romanını yazdığım bir kurum DTCF… Fakültem beni unutmayacak, bir gün mutlaka çağıracaklar diye bekliyordum doğrusu. Adını andığım topluluğun gençleri yaptılar bu işi, birkaç yıl önce emekli olduğum fakülteme çağırdılar.

Hazırlığımı yaptım, çantamı, kitaplarımı aldım, kırk yıl ders verdiğim fakülteye sanki 41. yıl derse gider gibi yola çıktım.

İş öyle değilmiş meğer.

Artık üniversitelerde konuşmak, konferans vermek, kırk elli kişiyi bir araya getirmek öyle kolay değil.

PKK güdümündeki militanlar

PKK güdümünde solcu geçinen bir grup karşı çıkmış konferansımıza. İnanamadım doğrusu… Ben gelmeden önce bir tatsızlık yaşanmış, yüzlerden belli. Fakültenin zarif yöneticileri benden özür dileyerek bu nedenle konferans salonunun değiştirildiği bilgisini verdiler. Olsun, zararı yok, o salonun da yabancısı değilim. Bizim öğrenciliğimizde bölüm kütüphanesiydi, sonra derslik olarak kullandık, epey bir zamandır da konferans salonu olarak kullanılır Muzaffer Göker adı verilen bu salon.

Ama salon değişikliğiyle PKK güdümündeki militanlar beni dinlemeye geleceklere mesajlarını vermiş oldular. Bu etkinliğe gitmeyin demek istediler.

Konu başlığı “Kendi Diliyle Kavrulmak”; yani dilden, dil dediğimiz dizgeden söz edeceğiz öncelikle.

Konuştuğumuz yer Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi…

Adı dil’le başlayan, içinde Hititoloji’sinden Sinoloji’sine değin bir sürü dil bölümünün bulunduğu bir fakültede dilden söz etmek bile bugün öyle kolay değilmiş meğer.”

‘ONLARA SOLCU DEMEYE DİLİM VARMIYOR’

Konferansta gençlere “Güzel ile Çirkin”in öyküsünü anlattığını belirten Ateş, “Dil üzerine verdiğimiz konferansa karşı çıkan PKK güdümündeki o sözüm ona solcu gençler de (onlara solcu demeye dilim varmıyor) Çirkin’in oynadığı oyunu oynuyorlar. Oynasınlar, biz gene de güzel ile çirkini, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edeceğiz. Dil konularında da bu böyle olacak” ifadelerini kullandı.

‘O 40 YIL BOYUNCA PKK GÜDÜMÜNDE BİR GENÇLİK YOKTU’

Ateş, yazısını şöyle tamamladı:

“Etkinliği hazırlayan gençler fakülte dışına kadar beni yolcu ederlerken, belli bir mesafeden, saygıyla bize eşlik eden sivil birkaç kişi daha yürüyordu yanımızda. Belli ki bir saldırı olursa beni koruyacaklar. Oysa ben kırk yıl hiç böyle bir tehlike yaşamadan ders verdiğim fakültemde kırk birinci yıl gene ders vermeye gelmiş gibiydim. Kırk yıl boyunca anlattıklarımdan farklı değildi anlattıklarım. Ama o kırk yıl boyunca PKK güdümünde bir gençlik yoktu üniversitelerimizde.”