Ali Rıza Üçer

Gençay Gürsoy'un ardından Şebnem Korur Fincancı'ya da silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Gerekçede, "Suçun işleniş şekli ve özelliği sanığın suç tarihinden hemen önce ve sonrasında vermiş olduğu röportajlarında kullanmış olduğu ifadeler, suça konu bildiri içeriğiyle örtüşecek şekilde TSK’nın tamamen savunma ve güvenlik amaçlı bölgedeki faaliyetini vahşet, soykırım girişimi, savaş suçu ve Kürt halkına topyekun saldırı olarak ifade etmesi, bölgede PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından yapılan hendek kazma eylemlerini övmesi, öz yönetim anlayışına sahip çıkması" gösterildi. Mahkeme, Fincancı'nın duruşmadaki olumsuz gözlemlenen tutum ve davranışları ile suçun işlenmesinden sonra pişmanlık duymamasını da dikkate alarak cezada indirime gitmedi.

Bilindiği gibi Fincancı FETÖ'nün iğrenç kumpası Ergenekon'un müdahillerinden biriydi. Kumpasta psikolojik savaş yürüten yandaş medya ve cemaat medyasına pervasızca demeçler veriyordu. Bakın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in elinden PKK'ya karşı cesurca savaşırken felç olan ve devlet üstün hizmet madalyası alan Albay Abdülkerim Kırca' için ne diyordu Sabah gazetesinin 15 Mart 2009'da yaptığı "Ergenekon'un Don Kişot'u " manşetiyle parlatılarak sunulan röportajında : "Örneğin sayısız insanın ölümünden sorumlu bir subay intihar ediyor ve intihar ettiği için toplumun gözünde bütün suçları affedilmeye çalışılıyor. Kuvvet komutanları ve genelkurmay devlet töreniyle bir katili gömüyor ve sonra 'sözde itirafçı' diye bir açıklama yapılıyor. Ne sözde itirafçısı? Onu siz itirafçı yapmışsınız ve ondan yararlanmışsınız. Yani bir çatışma kaçınılmaz ve bence bu doğru bir çatışma, safların yerine oturmasını sağlayacak."Fincancı'nın öfke ve nefreti Albay Kırca'nın yandaş medya ve cemaat medyasındaki linç kampanyasıyla intihar etmesi bile dinmiyor ve katil diye hakaret yağdırmaya devam ediyordu.

Fincancı, PKK'nın yayın organı Özgür Gündem Gazetesinde Genel Yayın Yönetmeni görevini üstlenen ve PKK'yı açıkça savunan bir adli tıp profesörüydü. Açılım masalarında Kürdistan kurma hayalleri görüyordu Gençay Gürsoy gibi. Gün oldu, devran döndü, keser döndü sap döndü ve nihayet hesap döndü.




**

Ergenekon'un Don Kişot'u

MÜJGAN HALİS
13.02.2009
Ev ve iş adresi ile telefon kayıtları Ergenekon sanıklarında bulunduğu için Ergenekon davasına kabul edilen yegâne kişi olan Profesör Şebnem Korur Fincancı, "Benimki belki de cahil cesaretidir!" diyor..
Profesör Şebnem Korur Fincancı kurumsal olarak Cumhuriyet gazetesini saymazsak, birey olarak Ergenekon davasının tek müdahili. Yani kamu adına açılan bu davada iddianame hazırlayan savcılar dışında, sanıklar, tanıklar dışında tek aktör. Örgüt tarafından telefonlarının dinlendiği, kişisel bilgilerinin dosyalandığı gerekçeleriyle yaptığı müdahale başvurusu kabul edilmiş.
Koskoca Ergenekon örgütünün karşısında, Cumhuriyet Gazetesi avukatlarının dışında sadece o ve avukatları var. Fincancı, yaşamının birçok yerinde Ergenekon sanıklarıyla karşı karşıya gelmiş, kendi tabiriyle onlardan fazlasıyla zarar görmüş bir bilim insanı. Sanıklar arasında yer alan İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu onu Adli Tıp Kurumu'ndaki başkanlık görevinden almış. Fincancı, eski Organize Suçlar Müdürü Adil Serdar Saçan'ın yaptığı işkenceleri kanıtlamış, Doğu Perinçek'in avukatı Ceyhan Mumcu ile yıllarca mahkemelerde mücadele etmiş, Veli Küçük'le iş ortağı eski İstanbul Valisi Erol Çakır münasebetiyle karşı karşıya gelmiş. İddianamede Ergenekon örgütünün özel verilerini topladığını, telefonlarını dinlediğini öğrenince müdahil olmak için başvurmuş ve talebi kabul edilmiş. Ancak bir tek kendi talebinin kabul edilmesine de biraz şaşırmış elbette. Dava sürecinde avukatlarının soru sorması engellenen, neredeyse tamamı gönüllü olduğu halde bu kadar çok avukatı nasıl tuttuğu bile tartışma konusu haline gelen, mahkemede hakimi reddedecek kadar zorlu bir savunma yapan Fincancı, bütün Ergenekon mağdurlarının sorumluluğunu şimdilik tek başına sırtlanmış görünüyor. 20 yıl önce Adli Tıp alanında uzmanlaştıktan ve özel olarak da insan hakları alanında çalışmaya başladıktan sonra, devletle karşı karşıya geldiğini söyleyen Fincancı'yla nasıl olup da Ergenekon'un bu kadar dikkatini çektiğini, müdahillik sürecini ve sürece dair kaygılarını konuştuk.

image.png

Şebnem Korur Fincancı, Ergenekon Davası’nda 40’tan fazla avukat tarafından temsil ediliyor. 


Fincancı'nın o dönemde yandaş medya organı sabah gazetesindeki Ergenekon'un Don Kişot'u başlıklı röportajı aşağıdaki linkte:

 http://arsiv.sabah.com.tr/2009/03/15/pz/haber,6365327F18764672B3BD596ACC422EE6.html


FincancıÖzgür Gündem.jpg görüntüleniyorFincancıCumhuriyet1.png görüntüleniyorFincancıAbdülkerim Kırca.jpg görüntüleniyor