Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Tayyip Erdoğan, parti teşkilatlarıyla video konferans yöntemiyle bayramlaştı.

Bayramlaşma merasiminde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde Kovid19 salgınıyla mücadele, 17 Mayıs'tan sonra uygulanacak olan kontrollü normalleşme süreci ve İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları vardı.

''HAZİRAN AYIYLA BİRLİKTE TEDBİRLERİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE GEVŞETMEYİ PLANLIYORUZ''

Türkiye'de 29 Nisan tarihinden bu yana uygulanan ve 17 Mayıs'ta sona erecek tam kapanma ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kontrollü normalleşme takvimini pazartesi gününden itibaren uygulanacağını söyledi. Erdoğan tedbirlerin gevşetilmesi için ise haziran ayını işaret etti.

(Kovid19'la mücadele) Pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme takvimimizi uygulamaya başlıyoruz. Niyetimiz, mayıs ayı sonuna kadar nispeten ihtiyatlı hareket etmeyi sürdürmektir.

 Haziran ayıyla birlikte günlük hayatı daha da rahatlatacak şekilde tedbirleri önemli ölçüde gevşetmeyi planlıyoruz. Aldığımız tedbirleri vatandaşımızın işine, aşına, ekmeğine zarar vermeyecek esneklikte uygulamaya özen gösteriyoruz.

 Sağlık hizmetlerindeki başarısını sosyal ve ekonomik desteklerle taçlandıran Türkiye, kendini kriz ikliminin dışında tutabilmiştir. Yeni yatırım ve istihdam arayışlarındaki yükseliş başta olmak üzere pek çok gösterge, ülkemizi aydınlık yarınların beklediğine işaret ediyor.

''İSRAİL'iN ZULMÜNE EYVALLAH ETMEYECEĞİZ''

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında İsrail'in Filistin'e yönelik uyguladığı terör saldırıları ile ilgili de konuştu. İsrail'in zalimlikleri karşısında üzüntülü ve öfkeli olunduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Tüm dünya görmezden gelse bile İsrail'in zulmüne eyvallah etmeyeceğiz.'' dedi.

Tüm dünya görmezden gelse bile İsrail'in zulmüne eyvallah etmeyeceğiz.

Dün Suriye sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridoruna nasıl izin vermemişsek bugün de Mescidi Aksa'nın mahremiyetine uzanan ellere aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Gücü masum sabilere, biçare kadınlara, mazlumlara yeten terör devleti İsrail'in zalimlikleri karşısında üzüntülü ve öfkeliyiz. Türkiye'nin bu konuda tavrı ilkeseldir.

 Dün Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesini hangi şevkle desteklemişsek, bugün Kudüs'te Filistin şehirlerinde yaşanan zulme karşı aynı hissayatla harekete geçiyoruz.

İsrail'in saldırganlığına karşı çıkmanın tüm insanlığın namus borcu olduğunu ifade eden Erdoğan, terör devlet İsrail'İn tüm sınırları aştığını belirtti.

 İsrail'in Filistin şehirlerinde ve Kudüs'te sergilediği saldırganlığa karşı çıkmak insanlığın tamamının namus borcudur. İsrail'in döktüğü kanlara, yaptığı saygısızlığa sessiz kalarak veya açıkça arka çıkarak ortak olanlar bir gün sıranın kendilerine geleceğini bilmelidir.

 Kudüs gibi hem Müslümanların hem Hristiyanların hem de Musevilerin kutsal mekanlarını bünyesinde barındıran bir şehri fütursuzca yağmalamaya kalkan bu terör devleti artık tüm sınırları aşmış durumdadır.

Hangi inançtan, hangi kökenden, hangi meşrepten olursa olsun her devleti, her kurumu bir an önce harekete geçmeye davet ediyoruz.

İslam İşbirliği Teşkilatı, derhal somut ve etkin bir tutum almazsa kendi varlığını inkar etmiş olacaktır.

 BM Güvenlik Konseyi'nin Genel Kurul'da alınan kararla uygun şekilde, süratle Kudüs'te barışı ve huzuru sağlayacak adımları atması şarttır. Türkiye olarak BM bünyesinde başlatılacak her girişime aktif destek vermeye, barış için sorumluluk üstlenmeye ve fedakarlık yapmaya hazırız.

 Eğer İsrail'in Filistin'de ve bilhassa Kudüs'te sergilediği saldırganlığı derhal durdurmazsak, yarın herkes kendini bu vahşi zihniyetin hedefinde bulacaktır.