Ümit Kocasakal'ın disipline sevk edilmesiyle sonuçlanan CNN Türk boykotunun arkasındaki ince hesapları çözmeye çalışalım...

VERYANSIN TV / ANALİZ

CHP yönetiminin CNN Türk’ü boykot kararının gerekçeleri şunlar:

Kanalın “halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını ayaklar altına alması”,

“Halkının değil iktidarının menfaatleri doğrultusunda yayınlar gerçekleştirmesi”,

“Gerçekleri örterek AK Parti söylemleri doğrultusunda adeta bir reklam ajansı gibi çalışması”,

“CHP karşısında konumlanması”, “objektif yayıncılık ilkelerine uymaması”.

Bu ilkelere uymayan sadece CNN Türk mü veya şimdiye kadar bunlara uymakta mıydı sorularının cevap beklemesi bir yana, boykot kararının bir gerekçesi de kanalın “Partiye ve partilere tuzak” kurması”. Hatta boykotun fikir babası Tuncay Özkan’ın açıklamalarına bakılırsa bu son gerekçe en önemlisi.

Peki gerçekte tuzağı kim kime kuruyor?

Olayların kronolojisine bakılırsa çok açıkça görülüyor ki asıl tuzak Tuncay Özkan tarafından, partinin yönetimi ile ilgili eleştirileri büyük rahatsızlık yaratan birilerine kuruluyor…

Nasıl mı, bakalım?

Lütfen tarihlere ve gelişime dikkat!

– Ümit Kocasakal uzun bir aradan sonra CNN Türk tarafından, CHP üyesi olduğu için veya bu sıfatla değil,  hukukçu ve akademisyen kimliğiyle 22.01.2020 tarihinde Ahmet Hakan’ın sunduğu “Tarafsız Bölge” programın çağrılıyor. Daha o sırada boykot kararı yok, yani kanal CHP’ye göre “objektif yayıncılık ilkelerine, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına, halkının menfaatlerine uygun(!) yayın yapıyor! Nitekim pek çok CHP üyesi ve yöneticisi kanal çıktığı gibi çıkmaya da can atıyor. Hatta Ekrem İmamoğlu ile bir program planlanıyor.

– Ümit Kocasakal’ın da katıldığı 22.01.2020 tarihindeki programda ağırlıklı olarak FETÖ ve siyasi ayağı tartışılıyor. Bu sırada FETÖ ile ilgili olarak Mehmet Metiner tarafından Barış Yarkadaş’ın 2013 yılına ait tweetinden hareketle bir ABD (TUSCON) ziyareti ile ilgili olarak Bülent Tezcan, Engin Özkoç, Gökhan Günaydın ve Engin Altay’ın isimlerini zikrediyor. Bunun üzerine adı geçen CHP’lilerin bir kısmı kanalı arayıp bağlanmak istiyor. Barış Yarkadaş bağlanıp açıklamalar yapıyor. Ardından Gökhan Günaydın bağlanıyor, önce Mehmet Metiner ile aralarında sert bir tartışma yaşanıyor, sonra da Gökhan Günaydın ile Ahmet Hakan arasında.

Dozu oldukça yüksek bir tartışma sonucunda sunucu bağlantıyı kesiyor ve Gökhan Günaydın konuşamıyor. Arkasından Engin Altay bağlanıyor ve açıklamalar yapıyor. Yaşanan bu tartışmanın Ümit Kocasakal ile hiçbir ilgisi, bağlantısı yok.

– Yaşanan bu olayın CHP’de rahatsızlık yaratması normal. Esasen partiye ve partililere (adı geçenler üzerinden) “tuzak kurulması” savı da yaşanan bu olaya ilişkin. Ama programdan sonra alınan bir boykot kararı veya bu yönde bir düşünce yok! Hayat da, Kanalın  “objektif yayıncılık” ilkelerine bağlı (!) yayınları da devam ediyor.

– Ardından Ümit Kocasakal, 03.02.2020 tarihinde yine CNN Türk’te bu kez “Akıl Çemberi” programına çağrılıyor. İlk programdan ve bu programdaki “tuzak”tan bu yana 12 gün geçmiş, ortada bir boykot falan da yok. Bu programda yine ilk programda olduğu gibi eski CHP Milletvekili Hasan Ören de var. Programda Kocasakal, Mahmut Övür’ün CHP’nin kurumsal kimliğine yönelik sözlerine itiraz ediyor, kurumsal kimlik ile mevcut yönetimi birbirinden ayırıyor, CHP yönetimini üslupluca ve seviyeli olarak eleştiriyor.

Bu çerçevede, özellikle isim de vererek Ünal Çeviköz’ün ABD’nin sözcülüğünü yaptığını belirtiyor.

İşte asıl kıyamet burada ve bu programdan sonra kopuyor. Çünkü CHP yönetimi, üzerine titrediği Ünal Çeviköz’ün ve partinin toplumda ve tabanda etkili olan Ümit Kocasakal tarafından eleştirilmesinden büyük bir rahatsızlık duyuyor. Bu rahatsızlık, Ümit Kocasakal’ın tekrar programlara çağırılmasıyla daha da artıyor.

İşte tam bu sırada söylendiği gibi “düğmeye basılıyor”. Tabandan ve toplumdan gelecek tepkiyi düşünerek doğrudan Ümit Kocasakal’ı hedef alacak bir hamleyi göze alamayan, CHP yönetimi, Tuncay Özkan’ın muhteşem “boykot” fikrine sarılıyor. Ümit Kocasakal’ın yapısını bilen CHP yönetimi, isim belirtmeksizin esasen onu hedefleyen “genel” bir boykot kararı alıyor. Amaç Ümit Kocasakal’ı parti kararına uymayan, boykotu delen, disiplini ihlal eden bir konuma düşürmek suretiyle tereyağından kıl çeker gibi partiden atmak, rahatsızlık veren bir ulusalcıdan daha kurtulmak!

– Nitekim programdan bir gün sonra, 04.02.2020 saat 19:45’te Odatv’de “CHP’den Olay Yaratacak CNN Türk Hamlesi” başlığıyla “edinilen bilgilere göre!” CHP’nin MYK toplantısında boykot kararı aldığı, artık CNN Türk’e hiçbir CHP’linin çıkmayacağının kararlaştırıldığı, çıkan CHP’liler için disiplin sürecinin işletileceği belirtiliyor. Yani henüz açıklanmamış, bilinmeyen bir MYK kararı, nasıl olduysa “öğrenilip” açıklanıyor.

– Karar, gerekçeleri ile birlikte 06.02.2020 tarihinde Tuncay Özkan tarafından açıklanıyor ve bu şekilde muhataplarına (yani Ümit Kocasakal’a) basın yoluyla tebliğ ediliyor!

– Bu karara rağmen, programlara hukukçu ve akademisyen kimliğiyle çağrılan, partinin sade bir üyesi olmak dışında yönetim ile ilgili bir görevi bulunmayan, partiyi temsil etmeyen Ümit Kocasakal CNN Türk’te 10.02.2020 tarihli Akıl Çemberi programına katılıyor. FETÖ’nün siyasi ayağı ve İdlib ile ilgili görüşlerini aktarıyor.

– Program halen devam etmekteyken, 10 Şubatı 11 Şubat’a bağlayan gece saat 00.43’te ekran görüntüsüyle birlikte, henüz açıklanmamış boykot kararı haberini ilk yapan Odatv de “CHP Üyesi Ümit Kocasakal Boykotu Deldi”  şeklinde haber yayımlanıyor. Ardından benzer haberler çıkıyor.

–  Buraya dikkat, 12.02.2020 günü Tuncay Özkan, Ümit Kocasakal’ı arıyor. Bu aramanın, Genel Merkez’in bilgisi dışında tamamen bireysel ve “kardeşlik hukuku” çerçevesinde olduğu belirtiliyor. Tuncay Özkan son derece yumuşak ve mülayim bir dille önce boykot kararının kendisine tebliğ edilip edilmediğini soruyor. Ümit Kocasakal haberdar olduğunu söyleyip kararın yanlışlığını, partiye vereceği zararı belirtiyor, eleştirilerini sıralıyor, kendisini disipline sevk edeceklerini de düşündüğünü söylüyor. Bu noktada Tuncay Özkan yine son derece sevecen bir dille “böyle bir şeyi asla düşünmediklerini, kendisinin ailenin değerli bir üyesi olduğunu, eleştirilerinin kendilerini rahatsız etmediğini, hatta büyük kısmına kendisinin de katıldığını” ifade ediyor. Bitirirken de bir tür uyarı mahiyetinde CNN Türk yayınlarına katılma hususunda daha hassas olmasını rica ediyor.

Buradan ne çıkar? Mealen “Ümit Hoca, biz seni disipline sevk etmeyi düşünmüyoruz, seni önemsiyoruz, ama lütfen sen de hassas davran, karara uy.”

Ümit Kocasakal da ilgi ve nezaketi için kendisine teşekkür ederek telefonu kapatıyor.

Bu görüşme bilgisini Ümit Kocasakal’ın yakın bir dostundan öğrendik. Kocasakal’ın bu konuşmanın ayrıntılarını anlatması daha uygun olacaktır.

Konumuza dönelim.

Bu arada Ümit Kocasakal’ın, Ergenekon kumpası sırasında tutuklanan Tuncay Özkan’ı, en kötü zamanında destek mahiyetinde cezaevinde ziyaret etmiş olduğunu da not edelim.

–  Bu görüşmenin ertesinde (13.02.2020), Ümit Kocasakal’ın boykotu deldiği için kesin ihraç istemiyle disipline sevk edildiği haberleri basında yer alıyor. Hatta bazı siteler, haberi “Ümit Kocasakal partiden ihraç ediliyor” şeklinde veriyor (yani karar da alınmış). Nitekim Kocasakal’ın kesin ihraç istemiyle disipline sevk edildiği il başkanlığınca da teyit ediliyor.

Bu süreçte sormak lazım: Boykot kararı kim için ve niçin alınmış oluyor? “Tuzağı” kim kime kurmuş oluyor?

Yakında boykot biter, ama Ümit Kocasakal gider…