’lü  ’deki son durum hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi; “’in  kentinde yüksek lisans eğitimi almak için buraya geldim ve halen Çin’de yaşamaya devam etmekteyim. Ne yazıkki  virüsü ve Çin’le ilgili çıkan haberlerin çoğu gerçeği yansıtmıyor.

Türkiye’de anlatılanın aksine Çin’de durumlar çok kötü değil. Aralık ayında Vuhan (Wuhan) şehrinde başlayan  ne yazık ki ülkemizde çok yanlış bilgiler içeren haberler yapılıyor. Türkiye’de yanlış aktarılan haberler ne yazık ki bizim ailelerimizi de tedirgin ediyor.”

Çin’de Günlük Yaşam

 başladığı günden bu yana ben ve çevremdeki kimse yiyeceğe ulaşmakta zorluk yaşamadık. Tüm marketlerde taze sebze, meyve ve diğer ürünleri bulmak mümkündü. Hayat olağan akışında devam etti. Metro, tren ve otobüs seferlerinde bir aksaklık yaşamadım. (Wuhan hariç) Hubei eyaleti Wuhan şehri korona bölgesi olarak en tehlikeli bölge (Vaka ve Ölümlerin neredeyse %90’ı burada gerçekleşti) buranın dışında bir ciddi bir tehlikeli bölge mevcut değil.

 en başından beri bu salgını ciddiye aldı. Cesur kararlar aldı ve bu hastalığın ciddi şekilde ülkeye yayılmasını önledi. Eğer Wuhan şehri karantinaya alınmasaydı 1 buçuk milyar insanın yaşadığı Çin’de tüm ülkede ciddi sağlık sorunu yaratabilirdi. Örneğin benim yaşadığım yer Şanghay’ın nüfusu 25 milyon olmasına ve salgının başlangıcından 2 ay geçmesine rağmen hasta sayısı sadece 313 kişide kaldı. Kısaca Hubei eyaleti dışında Korona Zatüresi hastalığından ölenlerin sayısı yok denecek kadar azdır.

Cesur Önemler ve Halkın azmi

Çin devleti en başından beri bu hastalığı çok ciddiye aldı. Öncelikle hastalığın tespiti sonrası bölgeden çıkışı kontrol altına alması tüm ülkeye yayılmasını engelledi. Bölgede 2 bin yataklı 2 dev hastaneyi 12 günde inşa etti. Bölgeye daha önce SARS, MERS, Ebola gibi hastalıklarla mücadele etmiş tecrübeli tüm sağlık ekiplerini bölgeye gönderdi.

Hastalık bilgilendirilmesi tüm heryerde herkese yapıldı. Metro, market, ev girişleri gibi yerlerde insanların ateşleri sürekli ölçülüyor. Herkesin dışarda maske takması öneriliyor. Korona virüsüne karşı mücadele de halkın morali çok yüksek şuana kadar hiç panik halinde Çinli görmedim. Hiç panik halinde marketlerde yiyeceklerin tüketilmesi, stokçuluk gibi durumlar da yaşanmadı. Aksine Çin halkı oldukça olayların bilincinde, yönetim ve halkın işbirliği çok güçlü bu da mücadeleyi kolaylaştırıyor. Örneğin yüzlerce binlerce kişi Wuhan Eyaletine maske yardımı, para yardımı gönderiyor.

Çinde yasaklar olduğu Söyleniyor ! yalan !

Çinde sokağa çıkma yasağı olduğu, maskesi olmayanın sokağa çıkarılmadığı gibi yalan yanlış haberler yapılıyor. Burada yasak yok uzmanlar ihtiyaç olmadıkça dışarı çıkılmamasını tavsiye ediyor, ayrıca maske takılmasını ve ellerin dışarı çıkıldığında sürekli yıkanmasını tavsiye ediyor. İnsanlar tavsiyelere tam şekilde uyum sağlıyor.

Bende ihtiyaç olmadıkça dışarı çıkmıyorum fakat gece yada gündüz kimse benim dışarı çıkmamı, şehrin merkezine gitmemi, alışverişe gitmemi engellemedi. Bizde maske takmak, ihtiyaç olmaması halinde dışarı çıkmamak vb gibi tavsiyelerin hepsine uyuyoruz. Türkiye’de 14 günlük ev karantinası olduğu bilgisi şehir değiştirenler ve ülke dışından gelenler için bir önlem ve sadece işe gidilmemesini öneriyor.

Çin’e Destek Olmalıyız

Öncelikle bu bir virüs ve hastalık bunu unutmayalım. Bugün Çin’in başına gelen bizim başımıza da gelebilirdi. Çinlileri yermek veyahut onlardan bu nedenle uzaklaşmak doğru değil. Çin’in virüsle mücadelesinde destek olmamız gerekiyor. Çünkü onlar sadece kendileri için değil tüm insanlığı ilgilendiren bir hastalıkla mücadele ediyorlar. Bu konuda Türkiye’nin Vuhan’da yaşayan Türkleri almaya giden uçağın aynı zamanda tıbbi malzeme yardımında bulunması Çinlileri çok sevindirdi. Herkes vatandaşlarını alıp giderken Türkler bize destek oldu dediler. THY Kargo’nun da Çin’e maske, tıbbi malzeme yardımı Çinlileri mutlu etti. Bizim milletimize de bu yakışır. ” dedi.