Yahu bu artık eski tüfek, Soğuk Savaş artığı, çakaralmaz NATO propagandistleri de sıktı birader.

Neymiş Çin ‘yeni emperyalistmiş’, ‘Kuşak ve Yol’ da büyük hayal kırıklığı imiş, geçtiği her yerde borçlandırıp, yolsuzluk bırakıyormuş.

Zaten Çin totaliter bir ülke imiş! Komünist de sayılmazmış!

Baksanıza imiş, Uygurlara, Tibet’e, Hong Kong’a…

Her yerde zulüm ve soykırım yapılıyormuş, zaten bu Çinliler köpek yermiş falan filan!

Bu renkli devrim, sahte bahar operasyonları, yalan haberler gerçekten baydı fena.

Kusacağız artık bu köhne yalan fırtınalarından.

ABD iyi diyemeyenler, (nasıl desinler ki, şu haline bakın sam Amca’nın) işi Çin’e vurmakla sürdürüyor.

Çin Halk Cumhuriyeti, bir kere emperyalist değil, gelişmekte olan bir ülke.

Ekonomisi de nüfusu gibi devasa olabilir, ama ÇKP’nin asıl hedefi 2020’de yoksulluğu tamamen bitirmek.

Küba gibi, onlar da şunu söylüyorlar, “Dünyada evsiz barksız 200 milyon çocuk var ama onlardan hiç biri Çinli ya da Kübalı değil”.

E, yoksulluğu bitirmek için, refahı artırmak için ne yapmak lazım?

Yatırım ve işbirliği, planlı devlet kontrolünde kalkınmacı program.

Çin, Batılı kapitalistler gibi sıcak para ile ülke, toprak, maden yağmalamıyor, ortak yatırımla geliyor.

Çin, kendisi de Batı kapitalizminin düşmanı olduğu için, gelişmekte olan diğer ülkelerle işbirliği yapıyor.

Özellikle de ABD’nin kendi gibi düşman bellediği, Rusya, İran, Pakistan, Sureye, Libya, Sudan ve Türkiye ile iş yapıyor.

Bu ülkeler hem gelişmekte olan ülkeler, hem de doğal kaynak ve jeostratejik konumları açısından da önemli ülkeler.

Kuşak ve Yol girişimi, dünyayı değiştirecek bir proje.

Çünkü ABD ve Atlantik sisteminin donanma – dolar, baskı ve sömürü düzenini kıracak bir girişim bu.

Dikkat edin, Trump’ın yaptırım uyguladığı ülkeler de bunlar.

ÇİN, ABD’NİN İRAN YAPTIRIMLARINA MEYDAN OKUYOR

Yine uzun bir girizgah oldu, sadede geleyim.

Kendisini “King of Israel” yani İsrail Kralı ilan eden meczup ABD Başkanı Donald Trump’ın, sadece kendisi değil, Netanyahucuğu için de uyguladığı İran yaptırımları ve savaş tehdidi, dünyada soğuk terlerin dökülmesine yol açıyor.

İran’a baskının bir sebebi de, Rusya ve Çin ile stratejik ilişkileri.

Özellikle de (Rusya ile birlikte) Çin’in en büyük petrol ve doğal gaz sağlayıcısı konumunda olması.

1916’dan beri basın hayatında olan Gulf Energy grubunun önde gelen yayın organlarından Petroleum Economist'in 3 Eylül tarihli haberi çok önemli.

Habere göre, Ağustos sonunda Pekin’e giden İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, iki ülke arasında 2016’da imzalanan "Kapsamlı Stratejik İşbirliği Anlaşması" çerçevesinde hazırladığı yol haritasını, Çinli meslektaşı Wang Yi’ye sundu.

Bu olay, Çin ve İran arasında stratejik işbirliğinin fiiliyata geçirilmesi anlamına geliyor.

İran Petrol Bakanlığı’ndan ismini gizli tutan üst düzey yetkili yol haritasının ayrıntılarını açıkladı.

Buna göre Çin, İran'a 400 milyar dolarlık petrol, doğalgaz, sanayi, ulaştırma ve altyapı yatırımı yapacak.

Bunun 280 milyar doları, yeni sahaların geliştirilmesi, rafineri ve petrokimya endüstrisine gidecek. Büyük kısmı önümüzdeki 5 yılda gerçekleştirilecek.

Çin, İran'ın ulaştırma ve imalat sanayi sektörlerine de 120 milyar dolarlık yatırım sözü verdi.

Çin’in yatırımları duruma göre artabilecek.

Anlaşmaya göre, Çinli firmalar İran’in her türlü petrol ve doğal gaz üretimi ve petrokimya sektörü ihalelerinde öncelikli olacak, ayrıca İran’da üretilen petrol, doğalgaz ve petro kimya ürünlerini öncelikli olarak yüzde 12 indirimli satın alabilecek. Ödemeler de Afrika ile olduğu gibi dolarsızlaştırılacak. Yani TümenYuan değişimi ile yapılabilecek.

Pekin, projeler için gerekli ekipman ve uzman iş gücünü de İran’a gönderecek.

Anlaşmaya göre Çin, ayrıca güneykuzey yönünde özellikle Tahran ve Tebriz kentlerine doğru yüksek hızlı tren ve petroldoğal gaz boru hatları inşa edecek.

5000 ASKER VE DAHA DA FAZLASI

Tüm bunların Tel Aviv ve Washington’da saç baş yoldurması yetmezmiş gibi, Çin, İran’daki yatırımlarını korumak için en az 5 bin de asker yollayacak.

İranlı kaynak Petroleum Economist’e daha da önemli bir şey söylüyor: “Eğer gerekirse askeri personel artırılacak ve Çin donanması da Basra Körfezi’nde görev yapabilecek”

Bu, Venezuela’ya gönderilen sembolik ve çekingen teknik ve sağlık askeri birliklerinden çok daha fazlası.

Bu anlaşma esasen bir "Kuşak ve Yol" girişimi anlaşması.

Türkiye’nin Kuşak ve Yol haritalarını sadece KarsTiflis demiryolu ile İstanbul’a uzanan bir hattan ibaret sananlar, bu yazıyı iyi okusun.

Asıl orta koridor hattı Türkiye’ye İran’dan gelecek.

Yine Petroleum Economist’in kapsamlı haberine göre, Tebriz, "Yeni İpek Yolu"nun en önemli kavşak noktalarından biri olacak. Aynı zamanda Ankara’ya ulaşan bir boru hattının da başlangıç noktası olan Tebriz, projeler tamamlandığında Türkiye üzerinden daha fazla petrol ve doğal gazı Batı pazarlarına doğru sevk etme olanağına kavuşacak.

Çin, Kuzeydoğu’daki Meşhed’den Tahran’a 900 kilometrelik elektrikli tren yolu da inşa edecek.

Çok önemli petrol, doğalgaz ve petrokimya tesislerine ev sahipliği yapan Tebriz, Çin’in Sinciang özerk bölgesindeki Urumçi’ye uzanacak 2300 kilometrelik yeni İpekyolu tren hattının ana kavşağı olacak.

Bu hat, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan’ı birleştirecek, Türkiye’nin devamında ise Avrupa’ya gidecek. TebrizAnkara doğalgaz boru hattı da bu projeye dahil.

RUSYA VE HİNDİSTAN DA DENKLEMİN İÇİNDE

İran, BM Güvenlik Konseyi Üyesi Çin ile birlikte, diğer BMGK üyesi Rusya’yı da bu boru hattı projesine dahil etmek istiyor.

Benzer indirimlerin yatırımcı Rus şirketlerine de yapılacağı bildiriliyor.

Diplomasi ustası İran, Rusya ile mevcut stratejik işbirliğine halel gelmesini istemediği gibi, Hindistan ile Çabahar limanı üzerinden yaptığı anlaşmayı ve geçmişten gelen güçlü Rusya – Hindistan ilişkilerini de korumak için olaya geniş açıyla bakıyor.

Çin – Hindistan açık rekabeti ile şimdi pek görünür olmasa da geleceğe yönelik Rusya – Çin çelişmesi olasılıkları da hesaplanıyor.

Artık ABD ve Avrupa değil, yükselen Asya güçlerinin ilişkileri, jeopolitiğin ve stratejinin incelikli analiz konuları arasında yer almaya başlıyor.

Vladivostok’taki Doğu Ekonomik Forumu’nda konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin boşuna; “G7’de artık sadece Rusya değil, Çin, Hindistan ve hatta Türkiye de olmalı” demedi.

Çin – İran Kuşak ve Yol anlaşmasından da anlaşılacağı gibi, Asya güçleri artık ABD sonrasını planlamaya bakıyor.

Mesela Rusya da, 21 milyar dolarlık yeni Arktik doğalgaz projesine, şimdilik düşman hatlarda bulunan iki dev Asya ülkesini, Çin ve Japonya’yı ortak ediyor.

Nihai yatırım kararı alınan Projede, Rus özel şirketi Novatek yüzde 60, Japon JOGMEC ve Mitsui konsorsiyumu yüzde 10, Çinli CNOOC yüzde 10, CNPC’nin (Çin) alt şirketi CNODC yüzde 10, Fransız Total yüzde 10 paya sahip.

Peki, ABD ve hempaları tüm bunlara karşı ne yapıyor?

Son gelen haberlere göre, Çin’in Kuşak ve Yol’daki en önemli ortağı Kazakistan’da, Hong Kong’dakine benzer bir operasyon hazırlığı varmış.

Çin’in en çok yatırım yaptığı 3 Kazak şehrinde Çin aleyhtarı gösteriler pişiriliyor.

Yani öyle bir durum ki, “Bize neden yatırım yapıyorsunuz ulan!” şeklinde artık komikleşen bir renkli devrim vodvili.

Oysa, Amerika’nınki gibi, demokrasi bahanesiyle etnik ve dini bölücülük ihracatı yapmalılardı, yatırım yerine.

Ama boşuna…

İt ürüyor, İpek Yolu kervanı yürüyor geniş Avrasya coğrafyasında.


Aydınlık