Çin'den sipariş edilen Sinovac isimli Koronavirüs aşısı Türkiye'ye geldiği duyuruldu.

Aşıları taşıyan uçağın İstanbul Havalimanı'na indiği belirtildi.

3 TEMEL YOL

Kovid19'a karşı geliştirilen aşılar hakkında da konuşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, bu konuda Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulu'nun görüş, öneri ve tavsiyelerinin son derece önemli olduğunu vurguladı.

Dökmetaş, burada görev alan bilim insanlarının Kovid19 aşısının olunması gerektiği yönünde ortak kanaatleri olduğunu hatırlattı.

Enfeksiyonlardan korunmak için 3 temel yol bulunduğunu aktaran Dökmetaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birinci temel yol; enfeksiyon odağının ortadan kalkması, o hastalığın bir daha hiç görünmemesidir. Kovid19'u şu anda ortadan kaldıramıyoruz, kendisinden korunmamız gerekiyor. İkinci temel yol; Kovid19'un bulaşmasını engellemek. Maske takarak, aramıza mesafe koyarak, temizliğe dikkat ederek virüsün bulaşmasını engelliyoruz. Tedbirlere rağmen bulaş oluyorsa nasıl korunacağız? Üçüncü temel yol olan ilaç ya da aşıyla. Henüz Kovid19'dan koruyan ilaç yok. Geriye aşı seçeneği kalıyor. Hastalıktan korunmak için aşı gerekiyor."

Aşının hemen koruyuculuk sağlamayacağını ifade eden Dökmetaş, "Aşının koruyuculuğu yapıldıktan yaklaşık 14 gün sonra başlıyor. Yani, aşıyı bugün yaptırdınız, yarından itibaren sizi korur mu? Hayır. Yüzde 100 korur mu? Hayır. Bu aşıların koruyuculuğu yüzde 708090 oranında. Demek ki, bazı insanları koruyamayabiliyor. O halde aşı yaptırmış olsanız bile ortamda dolaşmaya devam eden virüsten korunmak için maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymayı sürdürmeniz gerekiyor." uyarısını yaptı.

'YILLARDAN BERİ KULLANDIĞIMIZ TEKNİK'

Türkiye'de bazı kişilerin Çinli ilaç şirketi Sinovac Biotech'in geliştirdiği "CoronaVac" adlı Kovid19 aşısına karşı sosyal medyadaki ön yargılı tutumunu değerlendiren Dökmetaş, "Bazı kişiler, 'Çin verileri herkesle paylaşmıyor. Bu hastalık Çin'de başladı aşıyı da onlar yapıyor ve bundan para kazanacaklar.' gibi farklı görüşlere sahip. Aslında Çinli firmanın kullandığı teknik en eski teknik. Yıllardan beri bizim de kullandığımız inaktif aşı tekniği." diye konuştu.

İnsanların bir kısmının Çin aşısına güvenemediklerini söylediğini aktaran Dökmetaş, şöyle devam etti:

"Halbuki bilim evrenseldir. Bilim insanları bunları değerlendirmeli ve önerilerini yapmalıdır. Elimizde 34 aşı var da biz illa ki bunu yapalım diye mi zorluyoruz? Hayır. Şu an dünya bir salgınla baş etmeye çalışıyor. Her ülke her aşıya ulaşamıyor. Devlet Çin'deki aşıya ulaşmış, Almanya'daki aşıyla da bağlantı kurmaya çalışıyor. Şu aşamada elimizdeki aşı bu. Başka alternatifimiz yok; ya aşı olacağız ya da aşı olacağız. Bir kişi, çok özel bir durum nedeniyle aşı olmayacağını söylüyorsa maske, mesafe ve hijyen kurallarına titizlikle uymasını öneriyoruz. Aşı olanlar da hemen 'eski yaşantıma döneyim' dememeli çünkü aşı yüzde 100 korumayabilir. Ne kadar süre koruyucu olacağı da henüz belli değil. Aşı olduğunuzda korunma düşük filtredeyse yeniden hastalanma ihtimaliniz var. Bu nedenle aşı da olsanız tedbirlere bir süre daha devam etmeniz lazım."

Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, normal yaşama dönmenin hastalık etkeninin tüm ülkelerde ortadan kalkmasıyla mümkün olabileceğini belirterek, virüs dünyadan yok olmadığı sürece, insanların maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak kendilerini korumayı sürdürmeleri gerektiğinin altını çizdi.

AŞI TÜRLERİ

Kovid19 aşı adaylarından ikisi yaygın kullanım ve acil kullanım onayları alırken, Rusya'da ve Çin'de geliştirilen bazı aşı adayları sınırlı olarak kullanılmaya başlandı. İngiltere'de ve ABD'de risk grubundaki kişilere ilk aşılar vuruldu. Çok sayıda ülke aşı tedariki için milyonlarca dozluk ön satın alım sözleşmeleri imzaladı.

Dünyada en fazla umut bağlanan potansiyel aşılar arasında üç farklı yöntemle geliştirilen altı aday öne çıkıyor. Bunlar arasında ABD ve İngiltere'de yaygın ve acil kullanımına onay verilen RNA temelli iki aşı, İngiltere ve Rusya'da geliştirilen virüs vektörü içeren iki aşı ile Çin'de geliştirilen iki inaktif aşı bulunuyor.

Aşı üreticileri Kovid19 aşısını geliştirmek için üç yaygın yönteme başvuruyor. Bu yöntemlerden en sık kullanılan ilkinde, aşı formülüne virüsün zayıflatılmış, etkisi azaltılmış bir versiyonu konuluyor. Virüsün zayıf haliyle karşılaşan vücudun bağışıklık sağlayacak savunmaları geliştirmesini amaçlayan bu türden aşılara "inaktif aşı" adı veriliyor.

Aşı çalışmalarında klinik denemelerde yüksek etkinlik sağlayan ikinci yöntemde ise DNA ve RNA gibi genetik yapı taşları içeren aşı formülleri geliştiriliyor. Bu aşılar virüsten alınmış genetik bileşenlerle bağışıklığa yardımcı bazı enzimleri harekete geçirmeyi ve hücre düzeyinde bağışıklık tepkilerini uyandırmayı amaçlıyor.

Aşı geliştirilmek için yaygın olarak kullanılan üçüncü yöntemde ise başka virüs türlerinden hedef virüse genetik bileşenler ekleniyor. "Virüs vektörü" adı verilen bu yöntem için Kovid19 aşı çalışmalarında en sık kullanılan virüs türü soğuk algınlığına yol açan adenovirüsler. Virüs vektörleri, başka bir virüsün zayıflatılmış ve kendini çoğaltamayan versiyonuna aktarılan virüs bileşenleri aracılığıyla vücutta bağışıklık tepkisi yaratmayı hedefliyor.

Bu yöntemler dışında protein bileşenleri, virüs benzeri moleküller, antijensunucu hücreler vb. kullanılarak da aşı formülleri geliştirilebiliyor.

RNA AŞILARI: BİONTECH/PFİZER VE MODERNA

Amerikan ilaç şirketi Pfizer ile Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin'in kurucu ortağı olduğu Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in geliştirdiği Kovid19 aşısı ile Amerikan biyoteknoloji şirketi Moderna'nın ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) desteğinde geliştirdiği aşı, üçüncü aşama denemelerde yüksek etkinlik gösterdiği bildirilen ilk aşılar oldu.

Her iki aşı da formülünde mesajcı ribonükleik asit (mRNA) içeriyor. BioNTech/Pfizer'in geliştirdiği "BNT162b2" adlı aşı, formülündeki RNA bileşimi sayesinde Kovid19'u etkisiz kılan kan şekeri enzimleri ile alımlayıcıbağlayıcı immünoglobulin G antikorlarını harekete geçirmeyi, hücre düzeyinde bağışıklık tepkisi yaratan CD4+ ve CD8+ glikoproteinlerini artırmayı amaçlıyor.

Moderna'nın "mRNA1273" adını verdiği aşı adayı ise virüsün insan hücresine tutunmasını sağlayan "çivi proteini" adı verilen enzimi baskılayarak vücutta bağışıklık sağlamayı hedefliyor. Aşının formülündeki mesajcı RNA ile Kovid19'un çivi proteinini yapay olarak üreterek vücudun hücre düzeyindeki savunmasını harekete geçirmeyi hedefliyor.

BioNTech/Pfizer aşısı, İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumunun (MHRA) 2 Aralık'ta yaygın kullanımına onay vermesiyle "dünyada tescillenen ilk Kovid19 aşısı" oldu. ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) 11 Aralık'ta aşının acil kullanımına onay verirken, Avrupa İlaç Ajansı (EMA) Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde kullanımını onayladı.

İngiltere'de 91 yaşındaki Kuzey İrlandalı Margaret Keenan, ABD'de ise New York'ta çalışan 52 yaşındaki AfroAmerikalı hemşire Sandra Lindsey, BioNTech/Pfizer aşısını ilk yaptıranlar oldu. Aşının Almanya'da 27 Aralık'ta uygulanmaya başlanması planlanıyor.

Moderna'nın aşısı ise 19 Aralık'ta FDA'dan acil kullanım onayı aldı. Aşı, ilk kez 21 Aralık'ta Connecticut eyaletinde AfroAmerikalı hemşire Mandy Delgado'ya uygulandı. ABD Sağlık Bakanı Alex Azar ile Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, 22 Aralık'ta aşıyı yaptırarak yurttaşlara güvenli olduğu mesajını verdi.

Her iki RNA aşısı da klinik denemelerde yüksek etkinlik gösterdi fakat aşıların bileşimlerinin bozulmaması için çok düşük sıcaklıklarda muhafaza edilmesi gerekiyor. BioNTech/Pfizer aşısı için bu sıcaklık sıfırın altında 70 derece iken, Moderna aşısı için sıfırın altında 20 derece. Bu durum aşıların saklama ve dağıtım maliyetini artırıyor.

VİRÜS VEKTÖRLERİ: OXFORD/ASTRAZENECA VE RUS AŞILARI

İngiltere'de Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü ile Oxford Aşı Grubu iş birliğinde geliştirilen ve üretim lisansı İngilizİsveç ilaç şirketi AstraZeneca tarafından satın alınan aşı adayı ile Rusya'da Gamaleya Ulusal Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Enstitüsü tarafından geliştirilen aşı adayı, virüs vektörü yöntemiyle geliştirilen aşılar arasında en fazla umut bağlanan çalışmalar olarak görülüyor.

Oxford'un "AZD1222" adlı aşı adayı, soğuk algınlığına yol açan bir adenovirüsün zayıflatılmış ve kendini çoğaltamayan versiyonunu içeriyor. Bileşimine Kovid19'un insan hücrelerine tutunmasını sağlayan çivi proteini eklenen adenovirüs, enzimin yapay olarak ortaya çıkmasını ve vücudun buna karşı koruyucu antikorlar üreterek gerçek virüse karşı bağışıklık kazanmasını amaçlıyor.

Rusya'nın "Sputnik V" adını verdiği aşı adayı da Oxford aşısı gibi, soğuk algınlığına yol açan bir adenovirüsten alınan, ayrı dozlar halinde uygulanan iki virüs bileşeni (rAd26 ve rAd5) içeriyor.

Oxford Üniversitesi, 23 Kasım'da yaptığı açıklamada, halen devam eden üçüncü aşama denemelerin ilk sonuçlarına göre, potansiyel Kovid19 aşısının tek doz uygulanması halinde yüzde 70, önce yarım doz, ardından tam doz uygulanması halinde ise yüzde 90 etkili olduğu bildirdi.

Gamaleya Enstitüsü ise 14 Aralık'ta yaptığı açıklamada, halen devam eden üçüncü aşama denemelerde aşının etkililik düzeyinin yüzde 91,4 olduğunu belirtti.

Oxford Üniversitesi ve Gamaleya Enstitüsü, 11 Aralık'ta yaptıkları ortak açıklamada, aynı yöntemle geliştirilen iki aşı adayının birlikte uygulandığında daha etkili olup olmayacağını araştırmak üzere klinik denemeler yürüteceklerini duyurdu.

ÇİN'İN İNAKTİF AŞILARI: SİNOPHARM VE SİNOVAC

Öte yandan "inaktif aşı" yöntemi, viral hastalıkların genelinde olduğu gibi Kovid19 aşısı için yürütülen aşı çalışmalarında en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor. Bu tür aşılarda virüsün zayıflatılarak etkisi azaltılmış bir versiyonu aşı formülüne konuluyor. Çin'de kamuya ait ilaç firmaları Sinopharm ve Sinovac tarafından geliştirilen aşı adayları en fazla umut bağlanan inaktif aşı çalışmaları olarak görülüyor.

Sinopharm'ın Vuhan Viroloji Enstitüsü ve Pekin Biyolojik Ürünler Enstitüsü ile geliştirdiği aşı adayı, formülünde Kovid19'un "etkisizleştirilmiş" bir hali olan virüs bileşeni bulunduruyor. "BBIBPCorV" adı verilen aşı adayı, vücudun güçsüzleştirilmiş virüse karşı doğal korumalarını canlandırmayı, bu yolla bağışıklık tepkisi yaratmayı amaçlıyor.

Pekin yönetimi eylül ayında Sinopharm'ın aşı adayının acil durum kullanımına onay verdi. Şirket, geçen ay yaptığı açıklamada, aşı adayının acil kullanım kapsamında 1 milyon kişiye uygulandığı, "bazı kişilerde görülen hafif semptomlar dışında" hastalık belirtisiyle karşılaşılmadığını bildirdi.

Körfez ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 9 Aralık'ta aşının ülkede yürütülen üçüncü aşama klinik denemelerinde o ana dek 31 bin gönüllü üzerinde yüzde 86 etkinlik sağladığını belirterek aşının yaygın kullanımına onay verdiğini duyurdu.

Aşı adayının klinik denemelerine ev sahipliği yapan bir diğer Körfez ülkesi Bahreyn, 13 Aralık'ta aşının yaygın kullanımına onay vererek BAE'yi izledi.

Bir diğer Çinli ilaç şirketi Sinovac'ın aynı yöntemle geliştirdiği "Coronavac" adlı aşı adayı da formülünde virüsün etkisizleştirilmiş bir versiyonunu içeriyor.

Çin'de acil durum kullanımına onay verilen aşı adayının Brezilya'da sürdürülen 3'üncü aşama klinik denemeleri sonuçlandı. Sinovac'ın Brezilya'daki klinik denemelerde iş birliği yaptığı Butantan Enstitüsü, 21 Aralık'ta yaptığı açıklamada, şu ana kadar alınan sonuçlarda etkililik düzeyinin aşılar için asgari sınır olan yüzde 50'yi aştığı bildirdi.

Aynı anda 5 farklı aşı için klinik denemelerin yürütüldüğü Brezilya'da en az yan etkiye yol açan aşı olduğu gözlenen Coronavac, bu ülkenin yanı sıra Endonezya ve Türkiye'de de insanlar üzerinde test ediliyor.

Coronavac, 3'üncü aşama denemeler kapsamında Türkiye'de 17 Eylül'de insanlar üzerinde test edilmeye başlanmıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 25 Kasım'da yaptığı açıklamada, Çin menşeli inaktif aşı adayından kış aylarında toplam 50 milyon doz satın almak üzere sözleşme imzalandığını duyurmuştu.

Çinli şirketlerin büyük ölçekli üretim yapma kabiliyetlerinin aşı tedarikinde Çin menşeili ürünlere avantaj sağlayacağı öngörülüyor. Hem Sinopharm hem de Sinovac, 2021'de tek başlarına birer milyar doz aşı üretecek kapasiteye ulaşmayı hedefliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 22 Aralık itibarıyla dünya genelinde 61 Kovid19 aşı adayı, klinik denemelerle insanlar üzerinde test edilirken, 172 aşı adayı da klinik öncesi geliştirme aşamasında bulunuyor.