“Öğleyin otları çapalarlar;

Terleri toprağa damlar.

Kim bilir hangi pirinç tanesini besler?

Tabağınızdaki pirincin her bir tanesi

Zor çalışmanın meyvesidir!”

Tang Hanedanlığı döneminde başbakanlığa kadar ulaşan, Milat’tan sonra 772846 yılları arasında yaşayan şair Li Shen tarafından yazılan "Köylülerle duygudaşlık” şiiri, Çin’de yeniden gündeme geldi ve ününü tazeledi.

"Bir yemek tabağındaki her pirinç tanesi, bir çiftçinin ter damlasıdır." Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, gıda israfına karşı tutumluluk kampanyası başlatırken, bu şiiri hatırlattı. ÇKP önderlerinin, halkla iletişimde, tarihten beslenmesinin son örneği. Çünkü emeğe saygıyı dile getiren bu ünlü şiir, Çin’de ilkokulda öğretilen ilk şiirlerden biri. Bu nedenle bütün Çinliler ezbere biliyor. Ortaokul ve liselerdeki birçok kantinin duvarlarında bu şiirin son iki satırını poster olarak görebilirsiniz. (1)

GIDA SIKINTISI MI VAR?

New York’un gökdelenleriyle ünlü Manhattan’ı kıskandıran çelik ve cam binalar Çin’in her tarafında yükselirken, sürücüsüz otobüsler, drone taksiler hizmet verirken, insansız fabrikalar, tezgahtarsız mağazalar açılırken Çin “yemek israfı”na son vermek için Devlet Başkanı düzeyinde kampanya başlatıyor. Batı basını ise hemen görev başı yaparak, “Tutumluluk kampanyası başlatıldıysa Çin’de gıda stoku sorunu vardır” diye şüphe yayıyor. Oysa Çin’i ziyaret edenler, gıda bolluğundan şaşkına dönebilir. Her mahallede bulunan en küçüğü 300 metrekarelik semt pazarlarında, taze sebzelerin her türü, akvaryumlarda canlı balıklar, deniz ürünleri, tavuk ve çeşitli kırmız et bolluğu gözünüzü doldurur... Ve alışveriş yapan çok kalabalık bir müşteri kitlesine tanık olursunuz. Sadece büyük şehirlerde değil, dağ başlarındaki küçük köyler hariç Çin’in her tarafında aynı düzen var.

Düşünün ki Urumçi, dünyada denizlere en uzak şehir. Ancak Urumçi’de deniz balıklarının her türünü ve öbür deniz ürünlerinin çeşitlerini taze olarak tüketebilirsiniz. Asya’nın ortasında buna şaşırmamak elde değil. Bir seferinde Pekin’den Urumçi’ye sabah en erken uçakla yolculuk yapınca nasıl mümkün olduğunu gözlerimle gördüm. Uçağın kargo bölümü soğutucu tanklara konmuş günlük deniz ürünleriyle doluydu.

Çin’deki en önemli konu yemektir. Çinliler için yemek, ihtiyaçtan daha fazlasıdır. Mutluluk, eğlence, hoşça vakit geçirme, dostluk ve birlikteliğin aracıdır. Eskiden, Çincede “merhaba” yerine “aç mısın/tok musun” cümlesi kullanılırmış. Biz Türkler’de de öyledir. Çincenin de merkezinde yemek ile ilgili sözcükler var. Çin halkı tarih boyunca açlıktan çok sıkıntı çekmiş. Bu nedenle Çin Komünist Partisi halkın gıda ihtiyacını karşılamaya birinci önceliği vermiş.

Büyük devrimci Mao Zedung’un halkçılığının ilk görevi, halkın karnını tok, sırtını pek yapmak. Mao 1976’da hayata gözlerini yumduğunda Çin bu hedefin çok ötesine geçmişti bile. Hele 1990’dan sonra arka arkaya yüzde 10’un üzerinde büyüme sonrasında, gıda ve giyim temini Çin için sıradanlaştı. Zenginlik ve refah arttı. Fakat bu kez sorun israf oldu.

Çin Sosyal Bilimler Akademisi bünyesinde, “Dünya Doğa Fonu” desteğiyle “Coğrafi ve Ulusal Kaynaklar Araştırma Enstitüsü” tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2017 yılında Çin’deki lokantalarda israf edilen gıda miktarı toplam 17 ila 18 milyon ton oldu. İsraf edilen yiyecekle, yılda 30 ila 50 milyon insanın beslenebileceği hesaplanıyor. Halkın Günlüğü gazetesinin araştırmasına göre, yıllık gıda israfı 35 milyon ton tahıl düzeyine ulaşabilir. Bu ise Çin'in yıllık tahıl üretiminin kabaca yüzde altısı. (2)

Çin geleneklerine bağlı bir toplum. Misafir ağırlamak önemli bir faaliyet. Konuğa değer vermenin göstergesi ise kaç kap yemek sipariş edilmesiyle ölçülüyor. Kısa sürede zenginlikten başı dönen küçük bir kesimin gösterişçilik hastalığı da israfı tırmandırıyor.

Yine Halkın Günlüğü’nün 2018 yılında dört büyük Çin şehrinde yaptığı araştırmaya göre, Çin şehirlerinde israf edilen yiyecek miktarı kişi başına yemeğin tam yüzde 12'si. Büyük ziyafetlerde, yiyeceklerin üçte birinden fazlasının çöpe atıldığı saptanmış.

Çin, arka arkaya 16 yıldır rekor düzeyde gıda hasadı yapıyor. Çok bol miktarda tahıl rezervine sahip. BM Gıda Örgütü’nün belirlediği ölçülere göre risk altında değil. Çin’de orta ve uzun vadede gıda krizi öngörülmüyor.

BAŞKALARINI DÜŞÜNME ERDEMİ

Ancak, Başkan Xi’nin tutumlu olma çağrısı sadece Çin’in ihtiyaçları için değil. Çin Cumhurbaşkanı, Çin halkını emekçinin terine değer vermeye çağırırken, yemeği olmayan insanları düşünerek, ihtiyacı kadar tüketmeye yönlendiriyor.

Kovid19 sağlık krizinin yakın zamanda sona ereceğine dair hiçbir umut yok. Pandemi kısıtlaması, gıda kaynaklarına ulaşmayı da engelliyor. Dünyanın bazı bölgelerinde, özellikle de fakir ülkelerde gıda krizleri baş gösteriyor.

Başkan Xi şunları vurguluyor: “Küresel ısınma ve yeni Koronavirüsün yayılması gıda üretimi ve dağıtımını çevreleyen belirsizlikler nedeniyle, Çin halkının gıda güvenliği konusunda daha fazla farkındalık geliştirmesi zorunludur.”

“Her ne koşulda olursa olsun, ihtiyacından çok fazlasını satın alıp sonra çöpe atmak, insanların evde yiyebileceklerinden daha fazla yemek yapıp artanı çöpe atmaları veya bir lokantada çok fazla sipariş vermeleri sadece kötü bir alışkanlık değil, gaflettir. Ne kadar zengin olursa olsun kimsenin yiyecek israf etme özgürlüğü yoktur.”

Bu nedenle Xi, mevzuatı geliştirme, denetimi güçlendirme ve gıda israfını durdurmak için kalıcı bir mekanizma oluşturma ihtiyacını vurguladı. Başkan Xi, toplumsal ahlak değerlerini geliştirmek için de tanıtım ve eğitim faaliyetlerinin pekiştirilerek toplumu gıda tasarrufuna sevk edecek uygun bir ortam yaratılması gerektiğinin altını çizdi. (3)

'TABAKTA YEMEK BIRAKMA' KAMPANYASI

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping yiyecek israfının önlenmesinin bir kampanya ile yürütülmesini istedi. "Tabakta Yemek Bırakma Kampanyası" olarak adlandırılan girişim kapsamında, lokantalarda sipariş edilebilecek yemek miktarının sınırlanabileceği belirtiliyor.

Başkan Xi, tutumluluğu önce devlet ve Parti’de başlattı. 2012 Kasımı’nda devlet ve Parti yöneticilerine “8 kural” konulduğunu ilan etti. ÇKP ve devlet yöneticilerinin, tutumlu olma ve sade yaşamayı bir hayat tarzı olarak içselleştirilmesini istedi. 

"Bir tabak eksik " adı verilen kural uyarınca lokantalarda en fazla, kişi sayısından bir eksik sayıda yemek siparişi verilebilecek. Örneğin beş kişilik bir aile en fazla dört porsiyon yemek söyleyebilecek. Xi, 11 Ağustos Salı günü yayımlanan konuşmasında "İsraf utanç vericidir, tutumlu olmak erdemli bir davranıştır" dedi. (4)

Xi'nin uyarısının ardından yerel yönetimler gıda israfını önlemeye yönelik girişimler başlattı. Çin Lokantalar Birliği, üyelerine ilk kez "Bir tabak eksik" kuralını uygulamaları çağrısında bulundu.

BM GIDA ÖRGÜTÜ UYARIYOR

BM Gıda Örgütü (FAO) kısa süre önce Kovid19 salgınının küresel gıda güvenliğine olumsuz etkiler getirdiği uyarısında bulundu. BM'nin tahminlerine göre, salgının yol açtığı ekonomik gerileme nedeniyle dünya genelinde açlık çeken insan sayısı 83 milyon artarak 132 milyona ulaşacak. İşsizlik oranı yükselecek, gelirler azalacak, gıda maliyetleri artacak ve gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerin gıda temin etmeleri zorlaşacak. Sonuç olarak küresel gıda güvenliği uzun vadede olumsuz etkilere maruz kalacak.

FAO'nun istatistiklerine göre, dünyada her yıl değeri 400 milyar ABD Doları'nı bulan gıda kaybı yaşanıyor. Bu gıdaları üretebilmek için ise 1,5 milyar ton sera gazı salınıyor. FAO Baş Ekonomisti Maximo Torero Cullen, gıda tasarrufunun acilen yapılması gereken bir çalışma olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Gelişmekte olan ülkelerin başlıca sorunu, gıda üretiminde yaşanan kayıplar. Gelişmiş ülkelerin başlıca sorunu ise gıda israfı." (5)

KAPİTALİZM İSRAFI TEŞVİK EDİYOR

Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, eski Ak Parti Diyarbakır milletvekili Prof. Dr. Aziz Akgül, sistemin insanları israfa teşvik ettiğini aktararak şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dünyada gıda israfının büyüklüğü yaklaşık 1,3 milyar ton. Dünyada 821 milyon insan ise açlık sınırında yaşıyor. İsraf edilen gıda ile, 821 milyon insanı 3 defa doyurabilir. Dünya çok büyük çelişkiler yaşıyor. Bir tarafta israf var bir tarafta ise açlık var. İsrafın en büyük olduğu yerlerin zengin ülkeler olduğunu görüyoruz. Sadece Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yapılan israf ile yaşayan tüm aç insanlar doyabilir. Sadece büyüklere yönelik değil çocuklara yönelik de büyük reklam ve pazarlama stratejileri kurgulanıyor. Bunlar ayrıca geleceğimizi de ipotek altına almak istiyorlar. Bugün geldiğimiz noktada eticaret siteleri vasıtasıyla büyük bir tüketim çılgınlığı söz konusu. İnsanlar ihtiyacı olmayan ürünleri dahi alıp evlerinde depolamayı tercih ediyorlar. Bireysel tasarruf kültürünü geliştirip bunu bir hayat tarzı haline getirebilirsek pazarlama stratejilerine karşı durabiliriz." (6)

SONUÇ: TOPLUMCU UYGARLIK YÜKSELİŞTE

Her fırsatta insan erdemlerinin yükseltilmesinden, toplum içinde dayanışma ve fedakarlık duygularının yaygınlaştırılmasından söz eden Çin’in sevilen önderi Xi Jinping, gıda israfı konusunda da dünya liderlerine öncülük ediyor. Erdemli toplumlarda insanı değerli kılan en önemli özelliği “diğerkam”lığıdır. Sadece kendini düşünmeye dayanan Amerikan toplumunun, Pandemi karşısında nasıl perişan olduğuna tanık oluyoruz. Çin ise toplumcu sistemi sayesinde bütün insanlığa salgın karşısındaki başarısıyla parmak ısırttı. 21. Yüzyıl’da Asya’da toplumcu, insancıl bir uygarlık gelişiyor. Hz. Muhammed de “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” demiyor mu?

Aydınlık

1. https://learnchinesepoetry.com/pl002/
2. https://news.cgtn.com/news/20200825/GraphicsThefiguresbehindChinasCleanPlatecampaignTeOA1zuxDG/index.html
3. https://global.chinadaily.com.cn/a/202008/12/WS5f33f0d5a31083481725fea6.html
4. https://www.globaltimes.cn/content/1197352.shtml
5. https://www.criturk.com/haber/haberlokasyon/faobasekonomistigidaisrafiazaltilmali163529
6. https://www.criturk.com/haber/ekonomi/israfedilen13milyartongida821milyonacinsanidoyurabilir133961