MEHMET ÖZMEN / ANKARA

1915 Ermeni iddialarına ilişkin yeniakit.com.tr’ye konuşan Müstafi Tümamiral ve TÜRKDEGS Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, Türkiye’nin atması gereken adımları tek tek sıraladı ve ‘Bunlar acilen yapılmalıdır’ vurgusunda bulundu. 

“Kampanya Türk dünyasında destek gördü”

Ermenistan’ın Türkiye’ye kademeli olarak ilişkileri düzeltmek istediğini hatırlatarak değerlendirmelerde bulunan Cihat Yaycı, şunları söyledi: 

“Türklere yönelik yapılan soykırımların duyurulması ve asılsız Ermeni iddialarıyla mücadele etmek için sunduğumuz öneriler karşılık bulmaya devam ediyor. Nisan 2021 tarihinde asılsız Ermeni iddialarına karşı mektup kampanyası ve kamuoyu çalışmaları yürütmüştük. Bu çalışmalar önce kamuoyumuz ardından da akademi, siyaset ve Türk dünyasında ilgi ve destek görerek geniş bir alana yayıldı.” 

Türkiye ivedilikle bunları yapmalı!

Türkiye’nin 19 olaylarına yönelik ivedilikle bazı çalışmalarda bulunması gerektiğine dikkat çeken Cihat Yaycı Paşa, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin maruz kaldığı asılsız soykırım yaftasına karşı çok boyutlu önlemler alması gerekliliğini her fırsat ve mecrada tekrarlayarak savunmacı diplomasi yerine atak bir diplomasi izlenmesi gerektiğini vurgulamaktayız. Özellikle ABD başkanı Joe Biden’ın Ermeni yalanlarına destek sunduğu ve kendisini fahri Yunan ilan ettiği Nisan 2021 tarihinden itibaren başta kamuoyumuz olmak üzere ilgili makamlara ve yetkililere nacizane şu yol haritası ve mücadele stratejisini önermiştim; 

1. Hemen Yunan ve Ermeniler tarafından Türklere yapılan soykırımları belgelemek üzere enstitü açmalıyız.

2. Yerel mahkemelerde şu andaki tanık ifadeleri belgelenmeli ve Ermeni ve Rumların yaptıkları soykırım mahkeme kararları ile tescillenmelidir.

3. Müteakiben TBMM tarafından Ermenilerin ve Yunanlıların Türk ve Müslümanlara soykırım yaptığı karara bağlanmalıdır. Bu kararlar elimizde bulunmalıdır.

4. Yapılacak değerlendirmeye istinaden BM’ye müracaat edip Türkiye, Ermeni ve Yunanlılardan tazminat talep etmelidir. “

“Katliamları uluslararası kamuoyuna duyurmaya devam ettik”

“Bu önerilerin pratiğe dökülmesi ve kapsayıcı bir mücadele stratejisi olarak uygulanmasına yönelik ciddi ve güçlü destekler aldık.”  diyen Cihat Yaycı, şunları söyledi:

“Örneğin; Bu önerimizin hemen ardından YÖK harekete geçti ve 22 Mayıs 2021 tarihinde “Uluslararası Soykırım ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Enstitüsü” adıyla bir üniversite bünyesinde, TÜRKDEGS olarak mücadele ve önlem için sunduğumuz enstitü önerimizi pratiğe dökme kararı aldı. Bu sevindirici gelişmeyle birlikte Yunanlıların, Türklere yönelik yaptığı soykırım, ayrımcılık ve katliamları hem yerli hem de uluslararası kamuoyuna duyurmaya devam ettik.”

“Bu açıkça soykırımdır!”

Tripoliçe Türk Soykırımı’nın 200. Yıldönümü olan 23 Eylül 2021 tarihinde TÜRKDEGS’in başlattığı kamuoyu çalışmasına Türk Dışişleri Bakanlığı da resmi sosyal medya hesaplarında destek verdiğini hatırlatan Cihat Yaycı Paşa, “ Türklere yönelik soykırımları; Duyurma, Belgeleme ve Tescilleme stratejimiz ilgili makamlar tarafından bir kez daha pratiğe dökülmüş oldu. YÖK ve Dışişleri Bakanlığımızın bu destekleri aktif mücadele için önem taşımaktadır çünkü Ermeni Diasporası ve lobileri ısrarcı iftiralarını ve taleplerini zorla kabul ettirmek hususunda yeni yollar, stratejiler hatta ittifaklar kurmaktadırlar. Örneğin; Ermeni Diasporasının taktiklerini benimseyen Rum ve Yunan Lobileri sözde Pontus Soykırımı yalanını uydurmaya ve bunu yaymak için çalışmalara başlamıştır. Bu gelişmelerle birlikte bizim daha proaktif ve atak stratejiler izlememiz bir zorunluluk haline gelmiştir. Ancak Türk Dışişleri Bakanlığının açıklamasına bir düzeltme yapılması gereğini hissediyorum. O da şudur ki; Tripoliçe’de yapılanlar “katliam” değil soykırımdır. Zaten soykırımı gerçekleştiren Yunanlıların tarihi vesikalara yansıyan açıklamalarında da ‘Tek Türk kalmayıncaya dek.’  ifadesi kullanılmaktadır. Bu açıkça soykırımdır! Bu nedenle Tripoliçe Katliamı değil, Tripoliçe Soykırımı olarak ifade edilmelidir.” dedi. 

“Uluslararası hukuk ve kamuoyuna yönelik çalışmaların yapılması elzemdir”

Kardeş ülke Azerbaycan’ın bu konudaki çalışmalarına dikkat çeken Cihat Yaycı, şöyle konuştu:

“ Uluslararası kamuoyu ve hukukun harekete geçirilmesi yönündeki öneri ve stratejimize bir karşılık da 24 Eylül 2021 tarihinde Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı; ‘Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye Edilmesine Dair Uluslararası Sözleşme’yi ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda Ermenistan aleyhine dava açacaklarını bildirdi.’ Tarihi Azerbaycan topraklarını işgal ederek kurulan Ermenistan tıpkı Yunanistan gibi Türk Soykırımı ve ayrımcılığı üzerine tesis edilmiş bir devlettir. Bu gerçekliği ve işlenen suçların dünyaya duyurulup, suçluların cezalandırılması için uluslararası hukuk ve kamuoyuna yönelik çalışmaların yapılması elzemdir.  

“Azerbaycan dünya kamuoyuna duyurmak için ciddi bir adım atmıştır”

Doç. Dr. Cihat Yaycı, “Azerbaycan Devleti de, Azeri Türklerinin ata toprakları olan bugünkü Ermenistan bölgesinden sürgün edilmesi ile başlayan ve Sumgayıt Pogromu, Gugark Pogromu ve Hocalı Soykırımı olarak devam eden Türklere yönelik soykırım, ayrımcılık ve etnik tasfiyeyi karara bağlamak ve dünya kamuoyuna duyurmak için ciddi bir adım atmıştır. Son bir yıldır yaptığımız tespit ve önerilerin hem Türkiye hem de Azerbaycan’da bir strateji olarak benimsenmesi ve uygulanması iki devlet tek millet olduğumuz Azerbaycan ile dış politika ve mücadele fikrinde de tek olduğumuzu kanıtlayan sevindirici bir gelişmedir.” şeklinde konuştu.  

“Uluslararası mahkemelerce karara bağlanması oldukça ciddi bir gerekliliktir”

“Şunu her fırsatta vurguluyorum; Türklere yönelik soykırımların duyurulması, belgelendirilmesi ve uluslararası mahkemelerce karara bağlanması oldukça ciddi bir gerekliliktir.” diyen Cihat Yaycı, şunlara dikkat çekti:

“Ne yazık ki bu zamana kadar bu gerçekliği tespit eden ve pratiğe dökmek için mücadele eden bir düşünce kuruluşu veya enstitü yoktu. TÜRKDEGS olarak kamuoyuna, akademiye ve uluslararası alana yönelik yaptığımız çalışmalarla bu eksikliği hiçbir kaynak almadan ve tamamen gönüllülerimizin destekleriyle gidermeye çalışıyoruz. Tüm bu kısıtlı imkanlara rağmen başta Dışişleri Bakanlığımız, YÖK ve hatta Azerbaycan’da dikkate alınmamız ve önerilerimizin bu kurumlar tarafından pratiğe dökülmesi oldukça sevindirici ve umut verici gelişmelerdir.” 

“Türkiye ve Azerbaycan Dışişleri Bakanlığına da teşekkür ediyoruz”

Müstafi Tümamiral ve TÜRKDEGS Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ermeni ve Yunan lobileri arkalarına aldıkları diaspora desteği ile Türklere yönelik iftira kampanyalarını oldukça geniş bir alanda yürütüyorlar. Türkiye ve Azerbaycan’ın müttefiklerini de ellerindeki lobi gücü ile zora sokmak için politik faaliyetlere de devam ediyorlar. Bu nedenle; Türkiye ve Azerbaycan’ın atak diplomasiye hız vermesi ve mücadeleyi siyaset, akademi, sanat kısaca hayatın her alanına yayarak çok boyutlu şekilde yürütmesi gerektiğini bir kere daha vurguluyoruz. ‘Duyurma, Belgeleme ve Tescilleme’ olarak özetlediğimiz öneri ve stratejimize destek sunan hatta benimseyerek pratiğe döken devlet kurumlarımıza, Türkiye ve Azerbaycan Dışişleri Bakanlığına da teşekkür ediyoruz.”