İyi Parti bugün HDP ile hiçbir zaman yan yana gelmediğini savunuyor. Ancak CHP’li Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu canlı yayında anayasa iddialarını 'Doğrudur. CHP, HDP, SP ve İyi Parti uzmanlarıyla, yetkilileriyle bir ortak paydalar oluşturan bir anayasa raporu hazırlandı' sözleriyle kabul etti.
CHPİyi PartiHDPSP ortak anayasa çalışması yaptı

İyi Partililer HDP ile görüştüklerini inkar ediyorlar ancak İyi Parti, CHP, Saadet Partisi ve HDP’nin 2018’de yeni anayasa çalışmaları yaptığını 'unutuyorlar'. Dört parti, sözde anayasa çalışmalarını Ortak Paydalar Raporu başlığıyla raporlaştırmışlardı. Raporda anadilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi talepler yer alıyordu.

KABOĞLU VURGULADI: DÖRT PARTİ ÇALIŞTIK

İyi Parti’nin HDP, Saadet Partisi ve CHP ile gizli anayasa görüşmeleri yaptığı daha önce de medyaya yansımıştı. CHP’li Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu başkanlığında CHP, HDP, İyi Parti ve Saadet Partisi'nden hukukçu kurmaylar, yerel seçimlerin ardından yeni bir anayasa için yeniden masaya oturmuşlardı.

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Ekim 2019’da CNN Türk’te katıldığı programda, gazeteci Metin Özkan’ın “HDP birlikte çalışıyoruz diyor, İyi Parti reddediyor. Sizin görüşmeniz oldu mu? Niye böyle diyorsunuz diye cevaplama şansınız oldu mu?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Bu konu esasen 2018 Ocak ve Nisan ayında dört parti arasında yapılan anayasa çalışmasına ilişkin bir bilgidir. Doğrudur. CHP, HDP, SP ve İyi Parti uzmanlarıyla, yetkilileriyle bir ortak paydalar oluşturan bir anayasa raporu hazırlandı. Ama bu 2018 yılının başlarında yapılan bir çalışmaydı. Dolayısıyla bugün belirttiğim gibi adil yargılanma hakkı yasa çalışmaları üzerinde yapılan çalışmadır.”

Kaboğlu programın sunucusu Hande Fırat’ın, İyi Parti'nin HDP ile çalışmaktan rahatsız olup olmadığı sorusuna da şöyle yanıt verdi: “Bu çalışma yapıldı. Dolayısıyla yapılan çalışma sırasında neler konuşulduğunu söylemek uygun düşmez. Ama dört partinin katılımıyla bir anayasaya çalışması yapıldı.”

O RAPORDAN...

Temmuz 2018’de hazırlanan rapor Anayasa Profesörü CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu tarafından sunuldu. O dönem medyada yer alan haberlere göre “Anayasal Ortak Paydalar Raporu” başlıklı çalışmada, tüm partilerin benimsediği anayasal ilkeler oluşturulmuştu. Raporda 'dışlayıcı unsurlar çıkartılmalı' denilerek Türklük vatandaşlık tanımından çıkartılıyor, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, anadilde eğitim gibi talepler ileri sürülüyordu. İşte raporun kamuoyuna yansıyan başlıklarından bazıları:

  • Ulus bilinci güçlendirilmeli: İnsan onurunu temel alan ve demokratik ilkelere dayanan anayasal tasarım, mutlaka çevre odaklı olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti ile vatandaşlık bağı bulunan herkes bu ülkenin eşit haklara sahip vatandaşıdır. Eşitlik ilkesi dil, din, felsefi inanç, etnik kimlik, cinsiyet açılarından güvence altına alınmalı, dışlayıcı ifadelerden uzak durulmalı; eşitlik temelinde özgür ve mutlu yurttaşlardan oluşacak ulus bilinci güçlendirilmelidir.
  • Anadilde eğitim: Devletin resmi dili Türkçe’dir. Ülkede konuşulan farklı diller özel saygı ve koruma gösterilmesi gereken tarihi ve kültürel birer mirastır. Anadilde eğitimi yasaklayan herhangi bir hükme Anayasa’da yer verilmemelidir.
  • Yerel yönetimler güçlendirilmeli: Merkezi yönetim ve yerel yönetimler yeniden yapılandırılmalı, yerel yönetimler, çağdaş demokratik ölçütlere uygun biçimde güçlendirilmelidir. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi çerçevesinde, örneğin bölgesel kalkınma ajanslarının verdiği destek artırılarak, sürdürülebilir gelişmeye sundukları katkının çoğaltılması sağlanmalıdır.
  • Uluslararası standartlar korunmalı: Kişi özgürlüklerinin gerektiği gibi sağlanması ve güvence altına alınması, başta çocuk hakları olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin bir bütün olarak uluslararası standartlarda korunması gerçekleştirilmelidir.
  • Şiddete çağrı yapmayan her düşünce saygın: Şiddete, savaşa, ırkçılığa, suça, kin ve nefrete çağrı yapmayan her düşünce eşit derecede saygın kabul edilmeli, düşünce ve ifade özgürlüklerinin demokratik sistemlerin temelindeki ilkeler olduğu gerçeği, güçlü bir biçimde hükme bağlanmalıdır.
  • Yüzde 10 barajı kalmalı: Seçme ve seçilme hakları önündeki antidemokratik engeller kaldırılmalı, Türkiye, herhangi bir demokraside eşi benzeri olmayan yüzde on seçim barajı engelinden kurtarılmalıdır.
  • Kürsü dokunulmazlığı mutlak olmalı: Milletvekili dokunulmazlıkları korunmalı; ancak, yasama faaliyetlerinin baskı altında kalmadan gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan bu zırh, demokratik ölçülere kavuşturulup suç işleyenlerin sığınağı olmaktan çıkarılmalıdır.
  • YSK için AYM’nin önü açılmalı: YSK, “idari” ve “yargısal” fonksiyonları ayrılarak bir seçim mahkemesi olarak anayasanın yargıya ilişkin bölümünde düzenlenmelidir.
  • Cumhurbaşkanının yetkileri daraltılmalı: Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri, parlamenter sistemle uyumluluk hedefi göz önünde bulundurularak daraltılmalıdır.
  • Yasa dışında sınır kaldırılmalı: Basın organlarının özgürlüğünün sınırlanmasına yönelik nedenler arasında; yasa ile tanımlanmış ‘gizliliğin ihlali’, ‘başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması’, ‘suça teşviki önlemek’ ve ‘yargı görevinin yerine getirilmesini sağlamak’ dışında bir sınırlama gerekçesine yer verilmemelidir.
  • Fırsat eşitliği tanımlanmalı: Toplu olarak kullanılan hak ve özgürlükler önündeki engeller kaldırılmalı; sendikal haklar, grev hakkını da içerir biçimde tüm çalışanları kapsayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
  • Adil yargılanma hakkı düzenlenmeli: İnanç ve ibadet özgürlükleri, aralarındaki ayrım göz önünde bulundurularak, en kapsamlı ve özgürlükçü biçimde sağlanmalıdır.
  • Yargı yürütmeden kopmalı: Hakimlerin mesleki kariyerlerine dair hükümler ile Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Kurulu yapısının yeniden ele alınması gerekmektedir.
  • Din dersi seçmeli olmalı: ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ dersi, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları da göz önüne alınarak, okullarda seçimlik bir ders olarak verilmelidir.

İYİ PARTİ’DEN KATILAN İSİM DE AÇIKLANDI'

Genel Merkezde Ümit Özdağ’a bağlı medya ve propagandadan sorumlu eski Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya da İyi Parti’nin HDP ile gizli anayasa görüşmeleri yaptığını doğrulamıştı.

İyi Parti, Türkiye genelinde sadece 19 ilçe belediyesi kazanırken, hiçbir ilde başarı sağlayamadı. Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından yoğun tartışmalar yaşanıyordu. O sırada Taşkaya, "Akşener’in partililerden habersiz aylar öncesinde HDP ile yeni bir anayasa için çalışma yürüttüğünü" öne sürdü. Görüşmelere katılan isimleri de açıklayan Taşkaya, Temmuz 2019’da sosyal medya hesabından şunları yazdı:

“CHP, İyi Parti ve HDP gizlice, partililerden habersiz aylar önce bir heyet kurarak yeni bir anayasa için çalışma yaptılar ve herkesten gizlediler. HDP ile iş çeviren ve arka kapı diplomasisi güden İyi Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener bu isimleri kendisi açıklayamaz. Fakat ben açıklıyorum: İyi Parti’den Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, HDP’den Mithat Sancar ve CHP’den İbrahim Özden Kaboğlu.”

Ulaştığımız İyi Parti kaynakları HDP ile ortak yeni anayasa çalışmalarına ilişkin o dönemde partiden herhangi bir yalanlama ve tekzip çalışması yapılmadığını belirttiler.

SİYASAL ARŞİVİMİZDE YOKTUR

İyi Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, partisinin genel merkezinde dün düzenlediği basın toplantısında HDP ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ağıralioğlu şu ifadeleri kullandı: 

"Türkiye'de şayet HDP ve yöneticileri ile memleketin meselelerini çözmek için aracı tutmak, onlar aracılığıyla bu meseleleri çözmek gibi bir teşebbüsü meşru görseydik, biz Ak Parti ile beraber siyaset yapardık. Kendisini, siyasi iradesini, memleket meselelerini çözme kabiliyetini HDP'liler üzerinden PKK'lılara ulaştırdığı için eleştirdiğimiz bir partinin dönüp bize siz 'HDP ile görüşüyormuşsunuz' imasında bulunmasını anlaşılır bulmuyoruz."“Biz bu iftiraların semtine hiçbir leke bulaştırmayacak, tertemiz bir devlet terbiyesinin, millet sevdasının kadrosuyuz. Bir teröriste tebessüm etmek gibi bir fotoğraf yoktur bizim siyasi sicilimizde, bir memleket millet düşmanına merhaba etmek yoktur bizim siyasal arşivimizde. Vatan millet düşmanlarına tebessüm ettiğimiz, onların elini sıktığımız, onlarla bir masa etrafında oturduğumuz bir tane fotoğrafımız yoktur. Herkes haddini bilecek.

AKŞENER VE AĞIRALİOĞLU 'ALÇAKLIK' DEDİLER

Sırrı Süreyya Önder katıldığı bir yayında İyi Parti ile ilişkilerini şöyle ifade etmişti: “Aracı gönderen, nasıl çalışalım, şunu nasıl yapalım diye fikrimizi soran bir siyasal parti, bugün bize koordinat biçemez. İyi Parti'yi kastediyorum. Şurada duruyor diye bir şey diyemez. Bu saygısızlığı bugün yapabiliyorlarsa o gün bizim o ilkesel şeyi dayatmadığımızdan.”

İyi Parti Genel Başkan Meral Akşener ve Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu tepki gösterdi. Ağıralioğlu ise Önder'e şöyle tepki gösterdi: “Bizim içimizde çocuklarımızın katiline katil diyemeyen bir şebeke ile görüşecek bir alçak bile yoktur."

'HDP'LİLERE MECLİS ÜYELİĞİ SÖZÜ VERİLDİ'

Manisa Milletvekili Tamer Akkal, 28 Ocak 2019’daki istifasında, Akşener’in HDP ile ilgili ifadelerinin etkili olduğunu şu sözlerle vurguladı: “Bir Türk milliyetçisi olarak terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olan partinin, birçok büyükşehirde aday çıkarmayarak bu ittifaka destek olacağını açıklaması, daha önceden düşündüğüm İyi Parti'den istifa kararımı bugün netleştirmeme sebep olmuştur”. Akkal daha sonra yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı: "Özellikle Manisa’da HDP'nin yüksek oranda oy aldığı Gölmarmara, Saruhanlı, Turgutlu gibi ilçelerde bu partinin aday çıkarmaması karşılığında kendilerine meclis üyeliği sözü verildiğini kesin olarak öğrenip bildirmeme rağmen, buna kayıtsız kalınmıştır."

ÖCALAN'A EV HAPSİ İSTEYEN DİVAN KURULUNDA

İyi Parti’nin Ağustos 2019’da yaptığı Olağanüstü 4. Kongresinde, Salim Ensarioğlu'nun Divan Kurulu Siyasi İşler Başkanı yapılması tepki çekmişti.

Ensarioğlu, 2013'te terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın affedilip ev hapsine çıkmasını teklif etmişti. Hatta Öcalan'ın villada oturabileceğini, kendisine sekreter, danışman tahsis edilmesi gerektiğini belirtip, Öcalan'ı Kürt halk önderi olarak göstermiş, terör örgütü üyelerine de af getirilmesini savunmuştu.

HDP İLE İYİ PARTİ AYNI MASADA

24 Haziran 2018 Genel seçimleri öncesinde de İyi Parti'nin üst düzey yöneticilerinin, HDP'lilerle aynı masada bir araya geldiği iddia edilmiş, görüşme Veysi Dündar tarafından ‘Çözüm bu masada olabilir’ başlığıyla haberleştirilmişti. O masada bir araya gelen isimler şunlardı: İyi Parti Kurucular Kurulu Üyesi ve Genel Başkan Başdanışmanı Selda Tandoğan Demirel, dönemin İyi Parti İl yöneticileri Havva Günaydın Lakutoğlu ve Cemil Albaş, HDP'li Hüda Kaya ve Nurten Ertuğrul.