Başlık biraz ortaya karışık oldu farkındayım ama, durumlar da öyle, bayağı karışık yani.

Venezuela’da turuncu devrim bile yapamayan eski ekol Trump, faşist darbe girişimini yüzüne gözüne bulaştırdı.

Öyle ya, oğlanları Guaido’nun mitinginde, gaza gelen “muhalifler”, elektrik direğindeki Bolivarist Venezuela bayrağını indirip, Amerikan bayrağı astı.

Göstericiler, kahraman tiplemesindeki Trump mankeniyle fotoğraflar çektirdi.

Amerikan özgürlük heykelinin bir modeli de Venezuela renklerine boyandı.

Yani elemanlar açıkça, “ABD gel ülkemi bombala, biz işbirlikçilerini de kurtar” diye yalvarıyordu.

Bunlar, Amerikan Chevron ve Halliburton şirketlerinin paralı göstericileriydi.

Bu iki şirket, “Big Oil” denen Amerikan petrol endüstrisinin en kritik 2 şirketi.

Bunlar, Venezuela’da eskiden beri (1943) petrol çıkaran ve yağmalayan emperyalist şirketler.

Chavez’in Orinoko kuşağını millileştirmesi sonrası dahi bir şekilde tutunmayı başardılar.

Ama karlılıkları çok azaldı.

Venezuela Devlet Petrol Şirketi PDVSA ile ortaklıklar bile kurmayı kabul ettiler.

Ancak Chavez’in ölümünden sonra Maduro üzerlerine gelmeye başlayınca zarar ettiler.

Maduro, bir de PDVSA’ya ait 3 zengin petrol bölgesinin işletim hakkını Rusya’nın devlet şirketi Rosneft’e verince Amerikalılar kudurdu.

İşte o zaman darbenin düğmesine basıldı.

BUSH CHEVRON, CHENEY HALLIBURTON’CUYDU

Chevron deyip geçmeyin, Irak’ı işgal eden George Bush ve ailesinin Chevron’da büyük hisseleri vardı.

Bush’un döneminde Chevron hisseleri yüzde 157 oranında artış göstermişti.

Bush’a yanlışlıkla da olsa “Kocacım” diye hitap eden danışmanı Condelezza Rice da Chevron’un eski yöneticisiydi. Chevron’un Condelezza isimli bir tankeri bile vardı.

Keza Irak’ın yerle bir edilmesinden sonra petrol bölgelerine çöken ve Irak’ın yeniden imarı için 40 milyar dolarlık ihale alan Halliburton’un yöneticisi ise, yavru Bush’un yardımcısı Dick Cheney idi.

2001 yılında Başkan Yardımcısı iken Cheney hala hissedar idi ve yönetici maaşını almaya devam ediyordu.

Chevron ve Halliburton, ABD müesses nizamının organlarıydı.

Irak’ın işgalinde de büyük rol oynadılar, şimdi Venezuela’da da darbenin yüklenicisi konumundalar.

Zaten onun için halen Venezuela’da faaliyet gösteren bu iki şirket Amerikan yaptırımlarından muaf tutuluyor.

Trump da esik başkanlar gibi Chevron ve Halliburton’un çıkarlarını gözetiyor. Zaten 2016’ya kadar onun da bu şirketlerde hisseleri vardı. Chevron Trump’un kampanyasına 500 bin dolar vermişti.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Trump’ın eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un CEO’su olduğu EXXON da Venezuela’da at koşturan petrol şirketleri arasında bu arada.

Trump’ın neocon faşist danışmanı John Bolton, Venezuela’ya saldırı gerekçelerini de açıkça söyledi.

Hiç öyle lafı, insan hakları filan diye evirip çevirmeye gerek duymayan Bolton, “Biz petrol varlıklarına bakıyoruz, Venezuela hükümetinin en önemli gelir kaynağı da bu. Bununla ilgili neler yapabileceğimize bakıyoruz. Amerikan petrol şirketleriyle de bu konuda diyalog içindeyiz. Amerikan petrol şirketlerinin Venezuela’da yatırım yapması ve petrolü çıkarması için uğraşıyoruz” dedi.

Bolton’un açık sözlülüğüne, Pompeo’nun ortasından kesikli Türkiye haritası kullandığı twitini de ekleyin.

Olay sadece Venezuela ve petrol ile de ilgili değil.

VENEZUELAAVRASYA BAĞLANTISI

ABD’nin Venezuela hamlesi, tam da Orta Doğu’dan çekilmeye hazırlandığı zamanda geldi.

ABD’nin hep iki temel stratejisi vardır.

Birincisi petrol bölgelerini kara ve denizden askeri kontrol ve el koyma operasyonları.

İkinci ve daha önemlisi, tüm dünyanın petrolü Amerikan dolarıyla alıp satmasını garantilemek.

Irak, Libya, Suriye, İran, Rusya, Türkiye, Venezuela ve elbette Çin, tamamen bu kapsamda düşman statüsünde.

Çünkü bu ülkelerin tamamı ABD tekel ve hegemonyasına bir şekilde karşı geliyor.

Kimi dolar dışında petro yuan, petro avro veya altın karşılığı satarak, kimi de Türkiye ve Çin gibi satın alarak düşman konumunda.

Suriyeli araştırmacı gazeteci Thierry Meyssan, Voltaire net sitesinde aynen şunları yazıyor:

“Pentagon, ağırlığını Karayipler Havzası’na koyabilmek için “Genişletilmiş Ortadoğu”dan geri çekilirken, Beyaz Saray bölgedeki müttefiklerini yeniden örgütlemeye hazırlanmaktadır. Bu amaçla, 14 ve 15 Şubat’ta Varşova’da “Orta Doğu’da barış ve güvenliğin geleceği için bakanlar toplantısı” düzenlenecektir. ABD’nin tüm müttefikleri bu toplantıya katılırken, Rusya ve Çin katılmayacak. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 10 Ocak’ta Kahire Amerikan Üniversitesi’ndeki bir konferans sırasında toplantının hedeflerini belirledi; İran rejimi ve savunucularına karşı çıkmak, Şii İran’ın karşısında, bir YahudiSünni stratejik ittifakı oluşturmak.”

Meyssan, VenezuelaAvrasya bağlantısına örnek olarak da, Trump tarafından Venezuela’ya “temsilci” atanan Neocon ekibin kurucularından Elliot Abrams’ın, İran Kontra skandalındaki rolünü hatırlatıyor.

Reagan döneminde Nikaragua, Guatemala ve El Salvador’da ölüm mangalarıyla yüzbinlerce insanı katlettiren Abrams, İsrail lehine çıkartılan İran – Irak savaşında önemli rol oynamıştı.

Aynı Abrams, 2002’de Chavez’e karşı başarısız kalan Amerikancı askeri darbeyi de yönetmişti.

İsrail’in 2006’da yenildiği Lübnan savaşında da Condolezza Rice’a danışmanlık yapmıştı.

Chevron ve Halliburton ile de sıkı fıkı birisi olan Abrams, her kirli girişiminde başarısız olmuştu.

Bugün de başarısız olması için her zamankinden daha çok sebep var.

KAYNAKLAR:

https://www.globalresearch.ca/regimechangeforprofitchevronhalliburtoncheeronusvenezuelacoup/5667664

https://www.globalresearch.ca/venezuelaletscuttothechasewillchinaspetroyuandisplaceamericaspetrodollar/5667618

https://www.voltairenet.org/article205028.html