Hakkındaki malumat kısıtlı olsa da öğütleri, yüzyıllarca bir yankı gibi aktarılmıştır.
Seviyorum velilerimizi. Türk oğlu Türk'tür Bektaş Veli.
Uzun zaman Yunan filozoflarını okudum. Hatta Platon'un aktardığı tüm karakterleri bir dönem didik didik etmiş biri olarak diyalektiğe, sofistlere, idealar dünyasına ve felsefeye hayran kalmış olsam da mesele akıl ve gönül terbiyesi olunca, 1314. yüzyıl Anadolu dervişleri, alimleri, abdallarına karşı ayrı bir sevgim var.
Acayip adamlar... Neye bakıp neyi göreceğini ve nasıl düşüneceğini çözmüşler.
Aslında tasavvuf fikrine, tekamüle veya inisiye olmak gibi kişisel gelişim çabalarına şahsen hep uzak olsam da eski dönem Türk düşünürlerinin iyi niyetlerini anlayabiliyorum.
Bugün bir Yunus Emre'nin hislerine, onun akıl olgunluğuna erişmek gerçekten zor.
Bektaş Veli, Türk milliyetçisi bir adam. Allah yerine Tengri kelimesini kullanır ki zaten Hanefi mezhebine göre dinde bu anadil meselesi, caiz kabul edilir.
Bektaş Veli, bir eserinde Tengri'ye 4 kapı ve 40 makamda ulaşıldığını anlatır.
İlim, ahlak, akıl, sevgi hayranı bir adamdır. Öğütlerini Kur'an ayet ve hadislerle destekler.
Tengri'ye imandan sonra ilim öğren der. Helal kazan, nikah kıy, şefkatli ol, temiz giyin, iyilik yap der.
Utanmak, cömertlik, bilgi ve marifet sahibi olmak, toprak gibi verimli olmak, insanları ayıplamamak, yaradılmış nesnelere güvenmek; Veli'nin saydığı makamlardandır.
Yani Yunus Emre gibi Veli de konulara ayırır.
Ariflerin, abidlerin, zahidlerin aslını ve nasıl olmaları gerektiğini anlatır mesela. Abidler rüzgardandır. Zahidler ateştendir gibi...
"Arifin aslı sudur; su gibi arıdır, su gibi arıtır. Kendini arıtmayan başkasını arıtamaz." der mesela.
800 sene önce "Kadınları okutun" demiş.
"Tengri'nin yeryüzündeki terazisi akıldır." der. Özellikle Adem'i anlattığı makam, muazzamdır.
Nasıl ki yabancıların Budizm'ine, Upanişadlarına ilgi duyup öğreniyorsak ki Hint kutsal metinlerine de hayran kalmamak mümkün değil, kendi düşünürlerimizi de bilmeliyiz.
Hepsi bizim kültürümüzün biricik parçası. Nur içinde yatsın.
Ertürk Özel