AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplandı. Toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basın açıklaması düzenledi.

Çelik'in açıklamaları şu şekilde:

Çalışan gazetecilerin, hakikatin peşinde olan, gerçeğin vatandaşlara ulaşması için çalışan gazetecilerin Gazeteciler Günü'nü kutluyorum.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu canlı yayında partimize ithamlarda bulundu. Bunlara TBMM Başkanı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız gereken cevabı verdi.

Bu siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürmek, çeşitli insanları hedef göstermek antidemokratik siyasete destek veriyor. Kılıçdaroğlu mesela Öğretmenler Günü'nde AK Parti'ye oy veren öğretmenleri hedef gösterdi. Bu kutuplaştırma siyasetidir. Yine aynı şekilde vali ve kaymakamları hedef gösterdi.

Hükümetin emrindeki bürokrata 'Hükümeti dinleme' diye emir vermenin ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. Bu Yassıada zihniyeti dediğimizde de alınganlık gösteriyorlar. Niye bu kadar bedel ödenmesine rağmen insanların dini değerlerine saldırı sizden geliyor.

En son Grup Başkanvekiliniz çıktı çocukların dini eğitim almasına doğrudan saldıran bir açıklamada bulundu. Bir uygulamanın bu şekilde hedef alınması, üstelik 'orta çağ zihniyeti' gibi aşağılamayla yapıldı.

Eğer siz bol bol demokrasi dediğiniz halde terör örgütüyle yanaşık düzende durursanız demokratik düzene karşı bir tutum geliştirmiş olursunuz.

Devletin kendisini dinlediğini söylüyor. Siyasette deneyimli insanların böyle bir şey söylediğinde bir kanıt sunması gerekir. Herhangi bir belge, tutum ortaya koyulamadı. Arkasından partimizi, başkanlarımızı dinliyorlar dediler. Dolayısıyla bu arkadaşlarımız kutuplaşmadan bahsettiğinde asıl kutuplaşmayı toplumun değerleriyle yaşadıklarını anlayıp bu yapısal sorunu çözmeleri gerekir.

Siyasetin tansiyonu biraz yükseldiği zaman yaptıkları iş Yassıada diliyle konuşmaktır. Bu dili o kadar kolay kullanıyorlar ki maalesef üzerinden o kadar tarih geçmesine rağmen kimin kinle siyaset yaptığını görüyoruz. Bunları söylediklerinde sonunda tabi ki 'Sandıkta hesaplaşacağız' diyorlar. Ama bahsettiğiniz sandığa giden bir yol değil.

KAZAKİSTAN'DAKİ PROTESTOLAR

Çok yakından takip ediyoruz. Ortaya çıkan tablo hepimiz için üzücü olmuştur. Kazakistan'la çok köklü ilişkilerimiz var. Üst düzey ziyaretler çok verimli şekilde gerçekleşti. Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulması önümüzdeki 10 yıla dönük vizyonun Türkiye'de ilan edilmesi çok önemli bir durumdu. Temennimiz Kazak halkının istediği şekilde, Kazakistan'ın toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde olayın geride kalmasıdır.

Bir takım kara propaganda merkezleri böyle bir olay olduğunda bunu Cumhurbaşkanımız üzerinden okumaya çalışıyorlar. Kendi küçük akıllarıyla bir yaklaşım içine giriyorlar. Türkiye'nin Kazakistan'da kaybetme veya kazanma gibi bir durumu yok. Türkiye Kazakistan'ın kazanımını kendi kazanımı gibi görür.

"İSRAİL'İ BİR KEZ DAHA KINIYORUZ"

İsrail iki devletli çözümü imha eden yaklaşımlarda bulunuyor. Yeni yerleşim yerlerine onay vermesini bir kez daha kınıyoruz. Birleşmiş Milletler'in bunu hukuki engellerle engellemeli.

ESKİ AVUSTURYA BAŞBAKANINA YENİ GÖREV

Avusturya'nın Başbakanı Kurz, İslam düşmanlığıyla, göçmen düşmanlığıyla öne çıkan bir şahıstı. Yolsuzluk soruşturması sonucu istifa etti. Bu şahsın Avrupa Hoşgörü ve Uzlaşma Konseyi'nin başına geleceğine dair haber var. Müslüman ve Türkiye düşmanlığıyla öne çıkan bir şahsın, böyle bir göreve getirilmesi Avrupa'da aşırı sağcılara karşı verilen mücadeleye zarar verecektir.

MACRON'A TEPKİ

(Macron'un Türkiye'yi siyasal İslam ile suçlaması ve AB'ye girmemesi gerektiğini söylemesi) Macron şunu unutmasın Türkiye'nin faaliyetleri emperyal bir niyet içermiyor. Sayın Macron'un bütün dış politika perspektifi neden Türkiye ve Erdoğan karşıtlığı üzerinedir? Sayın Macron Avrupa'nın değerlerinden bahsediyor. Fransız istihbaratının hem DEAŞ ile hem de PKK ile ilişki biçimi Macron'un kafasındaki Avrupa anlayışının neresinde?

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini koruduğunda ona iftira atmak için bunları söylüyor. Macron bizi medeni olarak görsün diye ne yapalım Doğu Akdeniz'deki menfaatlerimizden vaz mı geçelim?

Macron'un medeniyet anlayışını ona hediye ediyoruz. Macron'un medeniyet anlayışına göre bizim Azerbaycan'daki kardeşlerimize destek vermememiz, Kıbrıs'ta hak ve menfaatlerimizden vaz geçmemiz gerekiyor. Buz bunu yapmayacağız.

Macron'un Libya'daki, Afrika'daki suçları nedeniyle özür dilemesi gerekiyor. DEAŞ'a, PKK'ya verdiği destekten dolayı özür dilemesi gerekiyor. Biz de onu o zaman medeni sayarız.

HDP'Lİ VEKİLİN TERÖRİST İLE FOTOĞRAFI

Sayın Şentop milletvekili sıfatını taşıyan birisinin PKK'lı teröristle çıkan fotoğrafları sonrasında yüce Meclis'in onurunu korumak için gerekli açıklamayı yapmıştır. Meclis'in böyle çirkin bir görüntüyle gündeme gelmemesi için gerekeni yapmıştır.

Dünyanın hiçbir ülkesi, demokrasisini, egemenliğini yok etmek isteyen, demokrasisini yok etmek isteyen, hukuk devletini yok etmek isteyen örgüt karşısında herhangi bir taviz veremez. Tavizsiz kalması gerekir.

Meclis imkanları terör propagandasına dönüştürüldü. Terörün propagandası demokratik siyasetin içinde yapılmaya başlanması dünyanın hiçbir yerinde kabul edilebilir bir şey değil. Kendine saygısı olan, egemenlik haklarına saygısı olan bir devlet buna müsaade etmez.

Türkiye'de geçmiş zaman içerisinde, çözüm süreci, milli birlik ve kardeşlik sürecinde terör örgütlerinin Cumhurbaşkanımızın tabiriyle silahların gömülmesi ve ülkeyi terk edilmesine ilişkin bu yollar denendi. Siyasal katılma yolları açıktır, silah gayrimeşrudur diyeceklerine tam tersine silah çekenleri meşrulaştırmaya dönük siyasal aktivasyon içerisine girildi. Kendine saygısı olan, egemenlik haklarına saygısı olan bir devlet buna müsaade etmez. AİHM'in de onayladığı Batasuna partisiyle ilgili karar vardır. Bu kararda bir terör örgütü üyesinin terörist cenazesine katılmasına, her şeyin gayri meşru olduğunu ilan etmiştir.

Eğer terör örgütü başka siyasi partileri, grupları, terör örgütüne karşı olanları tehdit ediyorsa, o tip partiler terör örgütünün uzantısı olarak ortaya çıkan partiler buna sessiz kalıyorsa, o karar bunu da mahkum etmiştir.

Ortaya çıkan tabloda nasıl bir çirkinlik içinde olduğu görülüyor. TBMM Başkanımız, Meclis'in böyle bir lekeyi kabul edemeyeceğini açıkladı. Yüce Meclis'i terörle kirletmeye çalışanlara izin verilmeyeceğini ifade etti. Son derece yerinde bir açıklamadır. Sayın başkanı bir kez daha tebrik etmek istiyoruz.