Castro, kitabın taslağını inceledikten sonra büyük değer vermiş ve Kübalı çevirmenlerin yardımı ile İspanyolcaya çevrilmesini ve Küba’da basılmasını önermişti. Castro düştüğü notta, 'Bu kitap Küba’nın sosyalist inşa çabalarındaki sorunları yürekli bir şekilde değerlendiriyor' demişti.

Hikmet Çiçek

Küba Devrimi’nin lideri Fidel Castro’nun İspanyolcaya çevrilmesini istediği kitap şimdi Türkçeye çevrildi. 'Küba Sosyalizminin Yolu ve Geleceği' adlı kitap Canut Yayınları’nın 'Dünya Sosyalizmi Dizisi'nden çıktı.

Küba'nın unutulmaz lideri Castro, kitabın taslağını inceledikten sonra kitabın içerdiği düşüncelere büyük değer vermiş ve Küba’lı çevirmenlerin yardımı ile İspanyolcaya çevrilmesini ve Küba’da basılmasını önermişti. Fidel Castro, kitabın İspanyolca baskısına düştüğü notta, bu kitap Küba’nın sosyalist inşa çabalarında karşılaşmış olduğu sorunları “yürekli bir şekilde” değerlendiriyor ifadesini kullanmıştı.

Çin’deki Küba Büyükelçiliği Ataşesi J. Zenen Buergo, “Bu kitap, Küba’nın sosyalist sistemini sistematik olarak ele alan, Çin’de yayımlanan ilk kitaptır” demişti.

'SOSYALİZMİN GÜNCELLENMESİ'

Kitabın yazarı Mao Xianglin Çin’in önemli Marksist araştırmacılarından. Profesör Mao Xianglin, Çin Sosyal Bilimler Akademisi (CASS) Latin Amerika Enstitüsü Küba Araştırmaları Merkezi danışmanı ve Dünya Sosyalizmi Araştırmaları Merkezi’nde araştırmacı. Yazar, yaklaşık 42 yıldır Küba’yı araştırmaktadır. Küba Sosyalizmi (2005) adlı bir diğer başyapıtı ve çok sayıda akademik makalesi bulunmaktadır. Küba konusunda son eseri, bu yıl içinde yayımlanacaktır.

Kitapta 12 bölüm boyunca Küba sosyalizmini doğuşundan itibaren yarattığı kurum ve araçlarını, ekonomik yapılarını, Küba’nın dış politika deneyimlerini, Küba sosyalizminin liderlerinin Fidel, Raul, Che özel düşünsel şekillenmelerini derinlemesine bir biçimde incelemektedir.

Yazar, aynı zamanda, Küba’nın “sosyalizmin güncellenmesi” adını verdiği son reformların gelişme yönü hakkında önemli değerlendirmeler yapmıştır. Yazara göre, Küba sosyalizminin canlılığı ve en zorlu yılları (19901995) aşabilmesinin temel gücü, sosyalizmin Küba’da bu halkın kaçınılmaz tarihsel tercihi olarak ortaya çıkmış olmasıdır.

İHTİYATLI İLERLEYİŞ

Yazara göre, Küba kesinlikle Marks’ın tanımladığı sosyalist toplumu inşa etmeye giden yolda ilerleyecek, Küba toplumunda var olan sosyalist öğeler adım adım güçlendirilmeye devam edecektir. Küba Komünist Partisinin 2011’de giriştiği ve ihtiyatlı bir biçimde ilerlettiği kapsamlı reformlar, Küba sosyalizminin daha gür ve daha derinlemesine bir gelişme göstermesini sağlayacaktır. Küba sadece dünya sosyalizminin dünya kapitalizmine karşı verdiği uzun süreli mücadelenin büyük bir esin kaynağı ve destekçisi değil, aynı zamanda dünyadaki emperyalisthegemonyacı güçlere karşı direnen, dünya barışının temel gücü olan ve uluslararası ilişkilerdeki adaletsiz siyasi ve ekonomik sistemleri reforma tabi tutmak isteyen üçüncü dünya ülkelerinin öncüsüdür. Küba bu ülkelerin kurduğu bağlantısız 77’ler grubunun kurucusudur ve bu çabalarını günümüzde de sürdürmektedir.

KÜBAÇİN İLİŞKİLERİ

Küba küçük bir ülkenin, hegemonyacılığa karşı durmada nasıl başarılı olunabileceğini gösteren başarılı örneklerden biridir, sadece Latin Amerika’daki gelişmekte olan ülkelere değil, diğer kıtalardaki gelişmekte olan ülkelere esin kaynağı olmayı sürdürmektedir. Çok yönlü, KübaÇin ilişkileri basitçe ortak çıkarlara dayalı ekonomik ve diplomatik ilişkiler değildir, bu iki ülke arasında kopmaz bağlarla bağlı yoldaşlık ilişkileri, ulusal çıkarların ötesine giden çok derin bir bağ oluşturmaktadır, bu bağlamda iki ülkenin iktidar partileri düzenli bir teorik ve siyasi görüş alışveriş ve danışma sistemi oluşturmuşlardır. ÇKP, her parti kongresinden sonra, Küba’ya özel bir heyet göndererek, Küba partisini yeni Çin politikaları hakkında bilgilendirme mekanizmasını işletmektedir. Rusya, sosyalist Sovyetler Birliği’nin Küba ile yürüttüğü güçlü sosyalist dayanışma ilişkilerini devralmış ve bugün de Küba’nın sosyalizm, uluslararası demokrasi ve ulusal bağımsızlık davasını güçlü bir şekilde desteklemektedir. Son iki yüzyılın tarihinde, böylesi bir uluslararası konjonktür yaşanmamıştır: kapitalist gelişme yolunu izleyen dev bir ülkenin, uluslararası çıkarları, Küba gibi sosyalizm yolunda ilerleyen bir ülke ile büyük ölçüde yakınlaşmıştır. Küba üzerindeki Amerikan ekonomikteknolojik ambargosunun olumsuz etkileri, ABD’nin yıkıcı politik etkisi, kültürel yollarla ve kilise üzerinden sızma çabaları azımsanamaz. Fakat kitapta incelendiği gibi, Küba bu zorlukları aşacak özgüvene ve dünya ölçeğinde güçlü dostlara sahiptir.


Aydınlık