İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Terörle Mücadele Yasası'na ilişkin sözlerine tepki göstererek, “3713 sayılı mevcut Terörle Mücadele Yasası uluslararası hukuk normlarına uygundur. Bunun aksini söylemek, mevcut yasayı yok saymak veya bugüne kadar bu yasa çerçevesinde yapılan işlemleri hükümsüz saymak anlamına gelmektedir.” ifadesini kullandı.

Bakan Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İstanbul Maltepe'de düzenlenen "Yeni Dönemde AB ve Türkiye" Toplantısı'nda "Terörle Mücadele Yasası, uluslararası hukuk normlarına göre yeniden şekillendirilmelidir." açıklamasında bulunduğunu hatırlattı.

3713 sayılı mevcut Terörle Mücadele Yasası'nın uluslararası hukuk normlarına uygun olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, "Bunun aksini söylemek, mevcut yasayı yok saymak veya bugüne kadar bu yasa çerçevesinde yapılan işlemleri hükümsüz saymak anlamına gelmektedir. Bu tavır ve anlayış, tam da terör odakları ile onların sahiplerinin isteyip de bulamadığı bir durumdur." değerlendirmesini yaptı.

İHTİYAÇ TEHDİTTEN KAYNAKLANIYOR

Bakan Soylu, şöyle devam etti:

"AB Vize Serbestisi görüşmeleri kapsamında AB tarafı, ülkemizden Terörle Mücadele Yasası'nda birkaç maddede düzenleme talep etmiş, ancak Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu terör tehdidi ve sınır bölgelerimizdeki istikrarsız çatışma ortamları dikkate alınarak, bu konuda mevcut uygulamanın devamındaki tutumumuz muhataplarımıza açık bir şekilde iletilmiştir. Ülkemizin milli menfaatleri düşünülmeden, mevcut terör risklerimiz ve sınır coğrafyalarda yaşanan istikrarsız ortam dikkate alınmadan, hiçbir stratejik değerlendirme yapılmadan, sadece mavi boncuk dağıtmak ve beklenti içerisinde olduğu odaklardan destek alabilmek adına yapılmış bu talihsiz açıklamanın, bedeller ödenerek başarı ile yürütülen Türkiye'nin terörle mücadelesine hiçbir katkısı yoktur. Ayrıca bu açıklamanın terör odaklarını nasıl sevindirdiğini Milletimiz görmekte, yüksek feraseti ile değerlendirmek üzere çok iyi takip etmektedir."

'KOLTUK İÇİN...’

“Kılıçdaroğlu'nun açıklamasıyla, İngiltere, Almanya, Fransa gibi birçok ülkede toplumsal olaylardan sosyal medyaya, terör olaylarından mali suçlara kadar yeni alınan ve sıkılaştırılan yasal tedbirlerden bihaber olduğunu bir kez daha gösterdiğini" ifade eden Soylu, şu ifadeleri kullandı: “Sadece koltuk için Türkiye'yi, terörle mücadelemizi, huzur ve güvenlik ortamını hiç düşünmeden büyükelçiler üzerinden açık çek vererek pazarlık malzemesi yapmıştır.”

'PKK'YA DOKUNULMAZLIK İSTİYORLAR'

Soylu, şunları kaydetti: “Terörle mücadelemizi hukuksuz ithamına alet etmesi, şehitlerimize ve milletimize haksızlıktır, kahraman güvenlik güçlerimize iftiradır. Terörle mücadele yasasını değiştirmeyi teklif edenler, terör koridorunu PKK/PYD'ye teslim etmek, başta PKK olmak üzere terör örgütlerine yurt içerisinde dokunulmazlık vermek, meşruiyet sağlamak, siyaset, sivil toplum, belediye dahil birçok alanda terör hakimiyeti kurmak, teröre karşı 'eli kolu bağlı bir devlet' istemektedirler. Allah bunlara fırsat vermesin.”

İHTİYAÇ 15 TEMMUZ'DAN SONRA ARTTI

Terörle Mücadele Yasası yıllardır Batı'nın hedefinde. Avrupa Birliği'nin taleplerinin yanısıra açılım sürecinde de sürekli gündemdeydi. 15 Temmuz Amerikancı darbe girişiminin ardından, Türkiye emperyalizmin piyonu terör örgütleriyle büyük bir mücadeleye girdi. Yargı ayağının yanısıra sahada da güvenlik güçleri mücadeleyi yürüttü. Türkiye'nin dört bir yanından tehdit edildiği günlerde güvenlik konseptinde de değişiklik yapıldı. Terörün kaynağında kurutulması prensibiyle Suriye ve Irak'ta sınır ötesi harekatlar yapıldı. Olağanüstü koşullardaki saldırılara karşı mücadelenin yasal dayanağı ise Terörle Mücadele Yasası. Bugün yürürlükte olan kanun, Terörle Etkin Mücadele Yasa Tasarısının Temmuz 2018'de TBMM’den geçmesiyle son halini aldı. OHAL sonrası düzenlemelerin bazıları yasalaştı.

VİZE SERBESTİSİ HAVUCU

Yasa, 'Avrupa Birliği kriterleri' bahanesiyle sürekli gündeme getiriliyor. Türkiye'nin zaten giremeyeceği Avrupa Birliği kapısında vermesi istenen tavizlerden biri... Hükümet bu şartı yerine getirmeyi reddediyor.

Yasa, 2018'de vize serbestisi görüşmelerinde tartışıldı. O dönem, AB ve Türkiye arasında imzalanan mülteci mutabakatına göre Türkiye'nin sığınmacı akınının engellenmesine yönelik atacağı adımlar karşılığında vize muafiyeti müzakereleri hızlanacaktı. Ancak bu olmadı. Çünkü vize muafiyeti sadece sığınmacılara değil, AB'nin 72 şartına bağlanmıştı. İçlerinden biri elbette Terörle Mücadele Yasası'nın yumuşatılması...

HAREKAT RAHATSIZLIĞI

Türkiye, vize muafiyeti için somut tarih verilmezse mülteci mutabakatını feshedeceğini duyurmuştu. Bulgaristan’da 2018'de düzenlenen AB Gayrıresmi Dışişleri Bakanları toplantısında Terörle Mücadele Yasası’ndan duyulan rahatsızlık dile getirildi. Belçika'nın Dışişleri Bakanı Didier Reynder “Türkiye bu yasayı AB değerleriyle uyumlu hale getirirse, vize kolaylığı konusunda ilerleme sağlanır.” dedi. Toplantının bir gündemi de o dönem yapılan Zeytin Dalı Harekatı'ydı. AB yetkilileri 'siviller konusundaki endişe' perdesiyle PKK'ya yönelik operasyona karşı çıkıyor, DEAŞ'a yönelinmesini öneriyordu.

TERÖRLE MÜCADELENİN KARŞISINDA ATLANTİK BAĞININ YANINDA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Terörle Mücadele Yasası'nı yumuşatma sözü geçmiş açıklama ve eylemleriyle beraber ele alındığında anlamlı bir tablo çiziyor.

BÜYÜKELÇİLERE ŞİKAYET

Kılıçdaroğlu'nun Batı'ya bağlılığını ilan ettiği olaylardan biri büyükelçilere gönderidği mektup... İstanbul Kanalı gerekçesiyle Türkiye’deki tüm büyükelçiliklere kendi dillerinde mektup gönderen Kılıçdaroğlu Türkiye'yi şikayet etti.

Kılıçdaroğlu mektubunda büyükelçilere “Ülkenizdeki yatırımcılar, Kanal İstanbul gibi her yönüyle dünya iklimine karşı bir hareket olan bu projeyi desteklememelidir.” dedi.

'NATO DEMOKRASİNİN GÜVENCESİ'

Son günlerde NATO üyeliği tartışılıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de seçeneksiz olmadığımızı belirterek NATO'dan çıkılmasına destek veren açıklamalar yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise NATO’nun sadece bir savunma aracı, kurumu olmadığını, demokrasinin de güvencesi olduğunu öne sürdü.

Kılıçdaroğlu Reuters’a yaptığı açıklamada, başta Yugoslavya olmak üzere birçok yerde ülkelerin parçalanmasına, on binlerce insanın ölümüne yol açan, üye ülkelerde yüzlerce suikast ve terör saldırıları düzenleyen NATO’yu övdü. Kılıçdaroğlu, "Biz NATO'nun bir parçasıyız. Dolayısıyla kendimizi bu ittifakın dışında göremeyiz. Bu konuda taahhütlerimiz var. Biz NATO'yu sadece bir savunma aracı, kurumu olarak da görmüyoruz. NATO artık bugün 21. yüzyılda aynı zamanda demokrasinin de bir güvencesi.” dedi.

Kılıçdaroğlu, Bahçeli’nin NATO’dan çıkma açıklamasına verdiği yanıtta da “NATO, Türkiye için gereklidir.” ifadelerini kullanmıştı.

TEZKEREYE 'HAYIR'

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, terörle mücadelenin önemli dayanaklarından Meclis tezkeresine de taş koydu. Geçmişteki tüm tezkerelere 'evet' oyu kullanan CHP, son oylamada 'hayır' dedi. TSK’nın Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini iki yıl daha uzatmayı öngören tezkereye tavırlarını Kılıçdaroğlu şöyle duyurdu: “Selvi Hanım ve ben, askerliğini er olarak yapmış oğlumuzun gururlu anne ve babasıyız. Kendi çocuğuna bedelli askerlik yaptırıp, milletin evlatlarını ateşe atan Şahsın hazırladığı gayriciddi tezkereler kabul edilemez. Tezkereye ‘Hayır!’ diyeceğiz.”

KHK VE KAYYUM

Kılıçdaroğlu terörle iltisaklı HDP'li belediye başkanlarının görevden alınmasına ve yerlerine kayyum atanmasına da karşı. FETÖ ve PKK'yı devletten temizleyen KHK'lara da cephe alan Kılıçdaroğlu, kendi iktidarlarında göreve iade sözü vermişti.