ABD’nin uydurduğu ‘işgal tarihi’ geride kaldı. Avrupa ve Ukrayna, çözümü Moskova’yla anlaşmakta arıyor. Dün yapılan PutinScholz görüşmesinden de Rusya’nın ‘müzakereye hazırız, ama NATO kuşatmasına izin vermeyeceğiz’ mesajı öne çıktı

ABD’nin verdiği 16 Şubat tarihi geride kaldı. “16 Şubat’ta Rusya Ukrayna’yı işgal edecek” başlıklarıyla savaş rüzgarları estiren Batıcı medya sessizliğe gömüldü. Günlerdir Pentagon’dan gelen provokatif istihbaratları Moskova’dan önce Kiev yalanlıyordu. Dün itibariyle, Beyaz Saray’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından dile getirilen yalanın miadı doldu. Rusya tatbikatlar sona erdiği için askerlerinin bir kısmını görev yerlerine çekerken Avrupa’nın devlet başkanları, Kremlin’in kapısını aşındırmaya devam ediyor.

Ukrayna gündemiyle ilgili Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son konuğu, Almanya Başbakanı Olaf Scholz oldu. İki lider salı günü yaptıkları üç saat görüşmenin ardından basın mensuplarının karşısına geçerek önemli açıklamalarda bulundu. Rusya lideri Putin, Ukrayna’nın NATO üyeliğiyle ilgili verilen sözlere ‘lafla peynir gemisi yürümez’ diyerek resmi bir güvenlik garantisi verilmesi konusunda ısrarcı oldu. Almanya Başbakanı Scholz ise Avrupa’nın güvenlik sorunlarının ancak Moskova’yla çözüleceğini vurguladı.

‘SAVAŞ DEĞİL BARIŞ İSTİYORUZ’

Rusya lideri Putin, özellikle NATO’nun doğuya genişleme siyasetine dikkat çekerek “Rusya için birinci öneme ve değer sahip talepler, ne yazık ki NATO ve diğer taraflarca karşılanmadı.” dedi. Buna rağmen Rusya’nın savaş istemediğini belirten Putin, “Tam da savaş istemediğimiz için sürekli müzakereleri sürdürme çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Tüm Avrupa devletlerine Rusya’nın istediği güvenlik garantileriyle ilgili resmi mektup yazıldığını belirten Putin, “Herkesin güvenliği için anlaşmalar yapmak istiyoruz ama ne yazık ki tekliflerimize henüz yapıcı bir cevap gelmedi. Yine de elimizdeki belgelerde birtakım olumlu maddeler var, bunlar tartışılabilir ama bunu yalnızca birlikte yapabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Alman Başbakan Scholz da Rusya'nın diplomatik müzakereler yoluyla Ukrayna'ya karşı savaşı önleme şansının olduğu yönündeki değerlendirmesine katıldığını söyledi. Scholz, “Diplomatik seçeneklerin tükenmekten uzak olduğuna açıkça katılıyorum.” sözlerini sarf etti.

‘NATO, YUGOSLAVYA’YA SAVAŞ GÖTÜRDÜ’

Rusya Devlet Başkanı Putin, Moskova’nın NATO’yla ilgili güvenlik kaygılarını ifade ederken tarihe göndermede bulundu. NATO’nun Yugoslavya’ya savaş götürdüğünü belirten Rus lider, bunun “üzücü bir olay, ancak inkar edilemez bir olgu” olduğunu söyledi. Alman Başbakan Scholz’un NATO müdahalesinin bir soykırımı önlemek üzere yapıldığı sözleri üzerine Putin, “Donbass’ta da bir soykırım yaşanıyor” dedi.

Putin, Ukrayna’nın doğusunda yer alan Donetsk ve Luganks’la ilgili durumun çözüme kavuşturulması için Minsk Anlaşmaları çerçevesinde “özel statü sağlanabileceğini” savundu. Bu iki bölge, Ukrayna’da Rus dostu hükümete Amerikancı bir darbe yapıldıktan sonra Kiev’den bağımsız yönetimler ilan etmişti. Dün Rusya Parlamentosu Duma’da iki bölgenin bağımsızlığını tanıması için Devlet Başkanı’na tavsiyede bulunma kararı alınmıştı.

Putin, Avrupa Birliği’nde infial yaratan bu ‘bağımsızlık’ tartışmasını da müzakereyle el almayı savundu. ABD ve Ukrayna’nın bu müzakere sürecini keyfi şekilde geciktirdiğini ve tıkadığını söyleyerek “sorunları oturup konuşarak çözebiliriz.” mesajı verdi.

 ‘NATO ÜYELİĞİNDEN HEMEN ŞİMDİ VAZGEÇİN’

Putin Rusya’nın en temel güvenlik kaygısının, Ukrayna’nın NATO üyeliği olduğunu daha önce de defalarca belirtmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile yaptığı görüşmede “bunun anlamı Rusya’ya savaş ilan etmektir. Siz Fransa’nın Rusya’yla savaşmasını mı istiyorsunuz?” diye sormuştu. ABD’den gelen “yakın vadede bu mümkün değil” açıklamalarının ardından Ukrayna’nın Londra Büyükelçisi Vadym Prystaiko, “NATO üyeliğinden vazgeçebiliriz.” görüşünü belirtmiş, Kiev ise bu tavra karşı çıkan bir ‘düzeltme’ yayımlamıştı.

 Putin, dün ortak basın açıklamasında Almanya Başbakanı’nın “Ukrayna’nın NATO üyesi olmayacağı herkes tarafından söyleniyor.” sözlerine itiraz etti. NATO’nun ve Avrupa ülkelerinin defalarca benzer sözler verdiğini, ancak bunları çiğneyerek genişlemeye devam ettiğini vurgulayan Rusya lideri, “Bize bunun yarın yaşanmayacağını söylüyorlar. ‘Söyleniyor’ ne demek? Yarın değilse ne zaman olacak? Yarından sonra? Tarihsel perspektife bu bizim için ne değiştiriyor? Kesinlikle hiçbir şey.” ifadelerini kullandı.

Putin, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmayacağı garantisinin belirsiz bir ileri tarihte değil, “hemen şimdi” verilmesi gerektiğini söyledi.

‘GÜVENLİK SORUNUMUZU MOSKOVA’YLA ÇÖZERİZ’

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, basın toplantısında Rusya’yla diplomasi kanallarının açık olduğu konusunda hemfikir olduklarını beyan etti. Rusya’nın Batı’nın teklifinde bazı unsurları olumlu bulmasının bir ilerleme olduğunu kaydeden Scholz, “Avrupa’nın güvenlik sorunları ancak Moskova ile birlikte çözülür.” dedi. “Bazı birliklerin geriye çekilmesi iyiye işaret, bu eğilimin sürmesini diliyoruz.” diyen Almanya Başbakanı, Minsk Anlaşmaları’nın diplomatik sürecin adresi olduğunu ve tüm tarafların müzakereleri sürdürmesi gerektiğini ifade etti.

‘DÜN, BUGÜN, YARIN KİMSEYE SALDIRMADIK, SALDIRMAYACAĞIZ’

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, TRT Haber'e yaptığı açıklamada, “Tüm yetkimi kullanarak bir kez daha ilan ediyorum; Rusya'nın yaklaşan işgaline dair tüm timsah gözyaşları boş bir propagandaya dönüştü. Dün saldırmadık, bugün saldırmadık ve yarın da saldırmayacağız. Bu tavrımız, genel olarak bu ülkeye tüm sevgi ve saygımla birlikte söylüyorum, Ukrayna ile ilgili değil. Küresel askeripolitik düzlemde Ukrayna'yı, füzelerin ve muhtemelen nükleer silah taşıyan savaş uçaklarının Rusya'ya erişebileceği bir ülke olarak görmek zorundayız. Yani, en başta bu Rusya ile Rusya'nın güvenliği ve bütünlüğü ile ilgili.” ifadelerini kullandı.

‘HİSTERİ GÜLÜNÇ BOYUTLARDA’

Büyükelçi Yerhov, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali için tarihler verildiğini ve bunların hiçbirinin gerçekleşmediğini söyledi. Yerhov, ülkesinin Ukrayna'ya saldırmayacağını ifade etti. Büyükelçi, “Bu konuda bir histeri yaşanıyor, abartmıyorum. Vatandaşlar tahliye ediliyor, konsolosluklar kapatılıyor ve yerleri değiştiriliyor. Rusya'nın Ukrayna'yı neredeyse kaçınılmaz olarak işgal edeceği konuşuluyor ve işgalin olası tarihleri bile veriliyor. Bu arada bu tarihlerden biri dündü, biri bugün. Üçüncüsü ise yarın. Ne oldu, işgal gerçekleşti mi? Aynı zamanda saldırı silahları da dahil modern silahlar Ukrayna'ya pompalanıyor. Ukrayna ordusuna yabancı eğitmenler gönderiliyor.” dedi.

‘TÜRKİYE İKNA EDERSE MİNNETTAR OLURUZ’

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Yerhov, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un NATO ülkelerine mektup gönderdiğini, bu mektubu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na kendisinin ilettiğini söyledi. Rus büyükelçi, "Eğer Türkiye, Ukrayna ile olan 'ayrıcalıklı' ilişkisini kullanırsa Ukrayna'yı Minsk Anlaşması yükümlülüklerini yerine getirmeye ikna edebilir. Buna minnettar oluruz." dedi.

Yerhov, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Türkiye ziyaretinin tarihi üzerinde görüşmelerin sürdüğünü, ziyarette üst düzeyde konuşulmayı bekleyen çok konu olduğunu belirtti.

KREMLİN: GERİLİMİ TIRMANDIRAN ABD

Kremlin Sözcüsü Peskov, dün yaptığı açıklamada “Kremlin’in düşüncesine göre Avrupa’da gerilimin tırmanmasına Rusya topraklarındaki Rusya birlikleri neden olmuyor” dedi. Rusya’nın kendi topraklarında egemenlik haklarına bağlı olarak rutin tatbikatlar yaptığını belirten Peskov, “Avrupa’da gerilimi tırmandıran, Ukrayna birliklerinin çatışma hattı yakınlarına yığılmış olmasıdır ve Donbass’ta güç kullanılması ihtimaline işaret eden tüm emarelerdir. Gerilimi tırmandıran bir diğer şey, ABD’nin, yakında savaş çıkacağına dair açıklamalarıdır.”

BİDEN’DAN GERİ ADIM: DİPLOMASİYE ŞANS VERELİM

Rusya Devlet Başkanı Putin’in, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmesinden sonra, ABD’den gelen ikinci yanıtın ‘ciddi diyalog’ için başlangıç olduğu vurgulanmıştı. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun da tatbikatların tamamlanacağı ve Rus birliklerin kalıcı yerlerine geçeceği açıklamaları, diyaloğun oluşmasında bir mesaj olarak algılanmıştı.

Biden bu açıklamaların ardından Beyaz Saray'da Ukrayna krizine ilişkin son gelişmeleri değerlendirdiği bir basın açıklaması yaptı. Biden, Ukrayna krizi konusunda her türlü senaryoya hazır olduklarını ancak diplomasiye her türlü şansın verilmesi gerektiğini belirterek diplomasi konusunda Rusya’nın işaret ettiği noktaya geldi.

Ukrayna ve Rusya arasındaki gerginliğin başından beri ABD'nin açık ve net olduğunu belirten Biden, “ABD her ne olursa olsun hazırlıklı. Avrupa'da barış ve istikrarı geliştirmek için ortak ve müttefiklerimizle, Rusya ile diplomasiye hazırlıklıyız. Aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasına da hazırlıklıyız ki bu hala yüksek bir olasılık.” ifadelerini kullandı.

Biden, Rusya Savunma Bakanlığının bazı birliklerin Ukrayna sınırını terk ettiğini bildirdiğini hatırlatarak, “Bu iyi bir haber olur ancak Rus askeri birimlerinin ana üslerine döndüğünü henüz teyit etmedik. Bizim analistlerimiz Rusların hala tehdit edici bir konumda olduğunu belirtiyor.” dedi.

‘RUS HALKI DÜŞMANIMIZ DEĞİL’

Gerginliğin ana aktörlerinden olan NATO’nun ya da Ukrayna'nın Rusya'ya karşı tehdit olmadığını belirten Biden, "Rusya'nın istikrarını bozma peşinde değiliz. Rus vatandaşları, siz bizim düşmanımız değilsiniz. Sizin de Ukrayna'ya karşı kanlı bir savaş istediğinize inanmıyorum. Zira bu ülke ile çok derin tarihi ve kültürel bağlarınız var." ifadelerini kullandı.

Biden, Ukrayna’da çıkacak bir savaşın gereksiz ve nedensiz olacağını belirterek, "Gelecek günlerde Rusya Ukrayna'yı işgal ederse insani açıdan Ukrayna'nın kaybı çok büyük ve trajik olur. Rusya'nın saldırısı tüm dünyada kınanır. Dünya Rusya'nın gereksiz ölüm ve yıkıma yol açtığını unutmayacaktır." ifadelerini kullandı.

‘KUZEY AKIM 2 TEHDİDİ’

Biden, gerginliğin başından beri tartışma konusu olan Kuzey Akım 2 ile ilgili de konuştu. Almanya’ya Kuzey’den giden doğal gaz boru hattının olası bir çatışmada kesileceğini söyleyen Biden, "Rusya'ya karşı atacağımız adımlar, bizim için acısız olacakmış gibi davranmayacağım. Enerji fiyatları üzerinde etkisi olabilir. Bu konuda da büyük enerji tüketicileri ve üreticileri ile aktif olarak adımlar atıyoruz." dedi. Biden ayrıca, ABD askerinin Ukrayna’ya gönderilmeyeceğini ancak NATO müttefiklerinin destekleneceğini belirtti.