Bugün, FETÖ kumpas döneminin adı az anılan şehitlerinden Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın ölüm yıl dönümü. Arpalı’nın 13 Kasım 2005’te intiharına neden olan iddianameyi hazırlayan dönemin özel görevli savcısı Ferhat Sarıkaya’ydı.
Van 100. Yıl Üniversitesi’nde yolsuzluk iftirasıyla suçlanarak hapsedilince onuru için intihar eden Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı ile dönemin hapsedilen rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ve Prof. Dr. Ayşe Yüksel’in de yargılandığı davada 13 yıl sonra “oy birliği” ile beraat kararı verildi. Baştan sona FETÖ komplosunu yöneten Sarıkaya “FETÖ itirafçısı” oldu. 10 yıl hapis cezası alan Sarıkaya, TSK’ya yönelik ilk kumpas olarak bilinen Şemdinli Davası’nın da savcısıydı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından savcılığa giderek itirafçı olan Sarıkaya, YYÜ Tıp Fakültesi’ne 25 milyon dolarlık tıbbi malzeme alımında yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla iddianame hazırlarken, cemaatin yönlendirmesiyle hareket ettiğini de itiraf ettti. Yani Sarıkaya, kumpas davaları döneminde FETÖ’nün en kritik operasyonlarına imza atmıştı.
Peki buradan Bülent Arınç‘a nasıl geleceğiz?
Hatırlandığı gibi Arınç’ın geçen hafta yaptığı açıklamalar çok konuşulmuştu. “KHK’lar bir facia” diyen Arınç şunları söylemişti: “Çevremde o kadar çok bu felaketi yaşayan insan var ki, ben onlara acıyor ve merhamet ediyorum. Onlardan da özür diliyorum. Evime temizlik yapmaya gelen, daire başkanlığından ihraç edilen bir kadını gördükçe, eşi polis ihraç edilen bir kadını gördükçe ben yerin dibine geçiyorum.”
Arınç’ın evine temizliğe gelen daire başkanlığından ihraç edilen kadın kim bilmiyoruz ama, FETÖ’nün en kritik savcısı Ferhat Sarıkaya’ya iş teklifinde bulunduğu kayıtlarda duruyor. Arınç, Şemdinli ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi kumpasının mimarı Sarıkaya görevden alınınca Meclis’te iş vermek istemişti. Yani Arınç’ın FETÖ sanıklarını istihdam alışkanlığı eskiye dayanıyor.
TBMM Başkanı olduğu 2006 yılında Bülent Arınç, Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten ihracını, “ölçüsüz, orantısız, hatalı ve ağır bir karar” diye değerlendirerek, “üzüntü duyduğunu” söyledi. Arınç, “Kötü sözün cezası ağırlaştırılmış müebbet değildir. 5 yılda meslekten ihraç edilenlerin sayısı 20’yi geçmiyor. Yani 10 bine yakın müracaattan sadece 20’si meslekten ihraç olarak sonuçlandırılmış” dedi. Arınç, bu ihraçların nedeninin de rüşvet, gayri ahlaki durum ve sahte karar alma gibi gerçekten ağır eylemler olduğunu anımsattı.
Arınç, 23 Ağustos 2010’da da Kırşehir Ahi İşadamları Derneğinin (KAHİAD) düzenlediği “Demokrasi Ülkemizi Kalkındırır” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliğini AKP Hükümeti yaptığı için karşı çıkıldığını söyledi.
‘BAŞKA FERHAT SARIKAYA’LAR MESLEKTEN ATILMASIN’
Anayasa değişikliğinde, Yüksek Askeri Şura kararıyla görevden alınan askeri personelin hakkını aramasına da imkan verileceğini anımsatan Arınç, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla görevine son verilen cumhuriyet savcısı Ferhat Sarıkaya’ya haksızlık yapıldığını savundu. Arınç, 12 Eylüldeki halk oylamasında bu sorunun da ortadan kalkacağını, HSYK kararlarına da yargı yolu açılacağını söyledi.
Eski Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya’ya sahip çıktığını belirten Arınç, şunları kaydetti:
“Hiç kimse ona iş vermeyi, hiç kimse onunla ilgilenmeyi, cesaret verici bulmadı. Çünkü o her şeyden mahrum bir hale gelmişti. Haber gönderdim, kendisini şu ana kadar hiç görmedim, yeminle söylüyorum. Ama yaptığı iş onurlu bir işti, ona karşı meslekten atılması da çok kötü bir cezaydı, maalesef zulümdü. Dedim ki ‘ben Meclis Başkanıyım, gelsin ona Mecliste iş vereceğim. Hukuk müşaviri yapacağım’ dedim. Büyüklük buradadır, haber gönderdi bana ‘çok teşekkür ediyorum, hiç böyle bir şey düşünmüyorum. Ben konuşmayacağım. Evet böyle bir zulüm ve haksızlık yapıldı, ben kaderime razıyım’ dedi. Başkası olsa balıklama atlardı, koşar gelirdi ama bu asil insan, mesleğinden atıldı. Başka Ferhat Sarıkaya’lar da mesleğinden atılmasın, onlara zulmedilmesin diye çalışıyorum, HSYK bunun yolunu kesmek isterse, bunun yargı yolu açık diyorum.”
PENSİLVANYA’DAN TALİMAT ALDI
Yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan ve cezaevinde intihar ettiği ileri sürülen Yüzüncü Yıl Üniversitesi genel sekreteri Arpalı’nın kardeşi, ağabeyinin haksız yere suçlanmaya dayanamadığını anlattı.
FETÖ hakkında itiraflarda bulunan Sarıkaya’nın, Pensilvanya’nın talimatıyla hazırladığı iddianameyle, ağabeyini suçsuz yere tutuklattığını belirten Dursun Arpalı, ağabeyi Enver Arpalı’nın usülsüzlük yapılan ihaleye katılmadığını ve ödemesini yapmadığı halde, “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak” suçundan cezaevine gönderildiğini dile getirdi.
ABİMİZİN KATİLİ BUNLARDIR
Arpalı, cezaevi ve savcılığa birçok kez dilekçe yazarak, ağabeyinin bu durumu gururuna yediremediğini, psikolojisinin bozulduğunu, sağlık durumunun kötü olduğunu anlatmasına rağmen dikkate alınmadığını vurgulayarak, şöyle dedi:
“İddianame başka yerlerde hazırlanmış. Bu adam almış kendi bilgisayarına koymuş. Yargıtay üyesi talimat veriyor, o da kopyala yapıştır yaparak hazırlıyor. ‘Ben en genç savcı olmama rağmen dosya bana verildi’ diyor. Demek ki en rahat kullanılacak örgüt elemanıymışsın ki sana vermişler bu soruşturmayı. ‘Ben itiraf ettim, şöyle böyle oldu’ diyor. Bu olabilir mi? Hayır, bütün bilgi belgeleri, bütün hazırladığı iddianameler irdelenmeli. Açıkça, bizim abimizin katili bunlardır diyoruz. Bunun ortaya çıkarılması lazım. Bu devletimizin asli görevidir.”
veryansıntv
